İktidara geldiler. Çıraklık, kalfalık derken ustalıklarını açıkladılar. Bu üç aşamada ülkemizde neler oldu? Ülkemiz ne hale geldi? Hükümetin hep dillendirdiği gibi lider ülkemi olduk yoksa dünyaya rezil mi olduk?
Kabaca gidelim sonra inceltiriz…
* 10 yılda teröre 1200 şehit verdik. Yine son 10 yılda 1000 kadar asker intihar etti. Hükümet din, devlet, vatan, millet düşmanlarının elini tuttu, barış elçisi ilan etti. Son beş yılda ise hukuk adı altında Türk Ordusu savaşmadan esir edildi.
* Cumhuriyet tarihinin en çok satan iktidarı oldular. Neyi sattılar? Devletin mallarını yani senin, benim, yetimin, fakirin mallarını. Devletin borcu bitti mi? Hayır. Devlet büyüdü mü? Hayır. Devlet dışa bağımlılıktan mı kurtuldu? Hayır. Niye sattılar o zaman?
* Zina arttı, cinsel taciz arttı, kadına şiddet patladı, cinayetler tavan yaptı, alkol tüketimi zirveye çıktı. Cezaevleri kapasitelerini çok çok aştı. Adliyeler yetmedi, saraylarını yaptılar. Sadece son on yılda 600 bin dolayında kürtaj yapıldı. Çıraklık döneminde zinayı serbest bırakanlar, ustalık döneminde kürtaja yasak koydu.
* Rum’u, İsrail’i, Ermenistan’ı, batık Yunanistan’ı söz ve icraatları ile adeta bizimle dalga geçtiler. Kuru gürültüden başka bir çıkışımız olmadı.
* AB ile yattık, ABD ile uyandık. Bir baktık! Karşımızda Afganistan, Tunus, Libya, Mısır, Suriye. Zalimlere ölüm, diye zalimlerle işbirliğine girip, Müslümanları karşımıza aldık.
* Ülkemize haçlı asker ve silahlarını elimizle getirip, yerleştirdik. Niçin? Müslüman komşularımızın olası tehditlerine karşı!!! Yetmedi, Suriye’de, Irak’ta oynanan oyun başladı.
Biz yine yanlış taraftaydık. ABD’yi Irak’a girmesi için cesaretlendiren Erdoğan bu sefer Suriye’ye girmek için ABD’yi, NATO’yu çağırdı.
Askerimizin başına çuval geçirildi. Anlayışla karşıladık. İsrail insanlarımızı katletti. Celallendik. Bir süre sonra bu kan üzerinden dostluk kurmaya kalktık.
Gazetecilerin fotoğrafladığı teröristleri genelkurmayımız görmediğini açıkladı. Uçağımız düşürüldü, sınır kapılarımıza adeta “gelene geç” tabelası asıldı. Güney illerimizde, ilçelerimizde, bombalar patladı. Onlarca şehit verdik.
Ne yaptık! Sabrımızı taşırmayın… Bunlar alçakça eylemlerdir… Terörü lanetliyoruz… Bazı güçler AKP’nin önünü kesmeye çalışıyor… Türkiye’nin büyümesini istemiyorlar vs. açıklamaları yaptık… Kısaca dünyaya rezil olduk…
Reyhanlı
Cumhuriyet tarihinin en büyük terör olayı hala netleşmedi. Kim ve niçin yaptı bu katliamı? Sorusu hala resmi bir cevap bulamadı. Bu saatten sonra birileri suçu üstlense bile vicdanlar tatmin olmayacak, başka senaryolar gündeme gelecektir.
Çünkü daha en başından hükümet suçu Esad’a sabitledi. Ve hala aynı ısrarını sürdürüyor. Yani Erdoğan hükmü vermiş. Ülkemizdeki adalet sistemine baktığımızda bu hükmü değiştirmesinin pek mümkün olmadığını düşünüyorum. Artı Emniyet, MİT arasındaki bilgi ve müdahale çatışması ortada. İhmaller göz önünde. Artık kimin yaptığı ikinci planda bence.
Geçen gün Beşir Atalay’ın yaptığı şu açıklama ise ya acziyetin, ya da ileri demokrasinin bir tecellisiydi.
“Maalesef Reyhanlı'da bu patlamayı meydana getiren, haince vatandaşlarımızın hayatına kastedenlerin hepsi bizim vatandaşımız, Suriyeli değil. Yakalananlar da, şuanda tutuklu olanlar da, gözaltında olanlar da ve arananlar da.
Yani adeta Suriyeli zalim rejime destek veren ve bunun için kendi vatandaşını bombalarla öldüren bir olaydır bu. Bunu yapanlar böyle insanlar… Tabi olayı bu boyutuyla da görmek lazım.”
Erdoğan ise ABD’den istediğini alamadan döndü. Ama iddiasından da vazgeçmiş gözükmüyor. “Biz, ÖSO’ya (Suriyeli isyancılara) her türlü lojistik desteği vermeye devam edeceğiz” diyor.
Bu ÖSO’lar en son ne yapmıştı? Bir Müslüman’ı katledip, karnını yarıp, ciğerini yemiştiler. Kim, kimin yanında? Başka söze gerek var mı?
Kabaca gidelim sonra inceltiriz…
* 10 yılda teröre 1200 şehit verdik. Yine son 10 yılda 1000 kadar asker intihar etti. Hükümet din, devlet, vatan, millet düşmanlarının elini tuttu, barış elçisi ilan etti. Son beş yılda ise hukuk adı altında Türk Ordusu savaşmadan esir edildi.
* Cumhuriyet tarihinin en çok satan iktidarı oldular. Neyi sattılar? Devletin mallarını yani senin, benim, yetimin, fakirin mallarını. Devletin borcu bitti mi? Hayır. Devlet büyüdü mü? Hayır. Devlet dışa bağımlılıktan mı kurtuldu? Hayır. Niye sattılar o zaman?
* Zina arttı, cinsel taciz arttı, kadına şiddet patladı, cinayetler tavan yaptı, alkol tüketimi zirveye çıktı. Cezaevleri kapasitelerini çok çok aştı. Adliyeler yetmedi, saraylarını yaptılar. Sadece son on yılda 600 bin dolayında kürtaj yapıldı. Çıraklık döneminde zinayı serbest bırakanlar, ustalık döneminde kürtaja yasak koydu.
* Rum’u, İsrail’i, Ermenistan’ı, batık Yunanistan’ı söz ve icraatları ile adeta bizimle dalga geçtiler. Kuru gürültüden başka bir çıkışımız olmadı.
* AB ile yattık, ABD ile uyandık. Bir baktık! Karşımızda Afganistan, Tunus, Libya, Mısır, Suriye. Zalimlere ölüm, diye zalimlerle işbirliğine girip, Müslümanları karşımıza aldık.
* Ülkemize haçlı asker ve silahlarını elimizle getirip, yerleştirdik. Niçin? Müslüman komşularımızın olası tehditlerine karşı!!! Yetmedi, Suriye’de, Irak’ta oynanan oyun başladı.
Biz yine yanlış taraftaydık. ABD’yi Irak’a girmesi için cesaretlendiren Erdoğan bu sefer Suriye’ye girmek için ABD’yi, NATO’yu çağırdı.
Askerimizin başına çuval geçirildi. Anlayışla karşıladık. İsrail insanlarımızı katletti. Celallendik. Bir süre sonra bu kan üzerinden dostluk kurmaya kalktık.
Gazetecilerin fotoğrafladığı teröristleri genelkurmayımız görmediğini açıkladı. Uçağımız düşürüldü, sınır kapılarımıza adeta “gelene geç” tabelası asıldı. Güney illerimizde, ilçelerimizde, bombalar patladı. Onlarca şehit verdik.
Ne yaptık! Sabrımızı taşırmayın… Bunlar alçakça eylemlerdir… Terörü lanetliyoruz… Bazı güçler AKP’nin önünü kesmeye çalışıyor… Türkiye’nin büyümesini istemiyorlar vs. açıklamaları yaptık… Kısaca dünyaya rezil olduk…
Reyhanlı
Cumhuriyet tarihinin en büyük terör olayı hala netleşmedi. Kim ve niçin yaptı bu katliamı? Sorusu hala resmi bir cevap bulamadı. Bu saatten sonra birileri suçu üstlense bile vicdanlar tatmin olmayacak, başka senaryolar gündeme gelecektir.
Çünkü daha en başından hükümet suçu Esad’a sabitledi. Ve hala aynı ısrarını sürdürüyor. Yani Erdoğan hükmü vermiş. Ülkemizdeki adalet sistemine baktığımızda bu hükmü değiştirmesinin pek mümkün olmadığını düşünüyorum. Artı Emniyet, MİT arasındaki bilgi ve müdahale çatışması ortada. İhmaller göz önünde. Artık kimin yaptığı ikinci planda bence.
Geçen gün Beşir Atalay’ın yaptığı şu açıklama ise ya acziyetin, ya da ileri demokrasinin bir tecellisiydi.
“Maalesef Reyhanlı'da bu patlamayı meydana getiren, haince vatandaşlarımızın hayatına kastedenlerin hepsi bizim vatandaşımız, Suriyeli değil. Yakalananlar da, şuanda tutuklu olanlar da, gözaltında olanlar da ve arananlar da.
Yani adeta Suriyeli zalim rejime destek veren ve bunun için kendi vatandaşını bombalarla öldüren bir olaydır bu. Bunu yapanlar böyle insanlar… Tabi olayı bu boyutuyla da görmek lazım.”
Erdoğan ise ABD’den istediğini alamadan döndü. Ama iddiasından da vazgeçmiş gözükmüyor. “Biz, ÖSO’ya (Suriyeli isyancılara) her türlü lojistik desteği vermeye devam edeceğiz” diyor.
Bu ÖSO’lar en son ne yapmıştı? Bir Müslüman’ı katledip, karnını yarıp, ciğerini yemiştiler. Kim, kimin yanında? Başka söze gerek var mı?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025