Rusya'nın Ukrayna'ya askeri müdahalesi, bugüne kadar tarafsızlık politikası izlemiş Finlandiya ve İsveç gibi ülkeleri beklendiği gibi NATO'ya daha da yakınlaştırdı.
Sadece bu durum bile Rusya'nın askeri güç kullanarak hedeflerine ulaşmaya çalışmasının Moskova açısından istenmeyen sonuçlar doğurduğunu göstermeye yeterli.
Geçen hafta Finlandiya, bu hafta da İsveç NATO'ya üye olmak için başvuruda bulunacaklarını açıkladı.
Bu durum Ukrayna'daki savaşın yayılması riskini artıran bir karar.
Bu iki ülke bir oldubittiyle NATO'ya üye olmak istiyorlar.
Rusya'nın Ukrayna'daki savaşta hedeflerine ulaşamadığı ve başka ülkelere yeni cephe açamayacağı kabulü üzerine inşa edilen Finlandiya ve İsveç'in kararları bekledikleri gibi bir sonuç doğurursa bu iki ülke NATO'ya üye olur ve Rusya'ya karşı kendilerine bir güvence daha sağlamış olurlar.
Ancak ya hesapları tutmaz ve Rusya bu iki ülkeye de cephe açmaya karar verirse ne olacak o zaman?
Rusya bunu yapamaz mı dersiniz?
Bugün Rusya'nın Finlandiya ve İsveç'e cephe açamayacağını savunan çevreler Moskova'nın Ukrayna'ya askeri müdahalesine de ihtimal vermiyorlardı.
Dolayısıyla bu olmaz diye düşünmeyin, zira sınırlarında NATO üyesi ülke istemeyen Rusya'nın sağı solu hiç belli olmuyor.
Küresel savaşın fitili yakılabilir
Ukrayna'daki savaş bir ülkeyi daha içine alırsa devamı çorap söküğü gibi gelebilir ve bir güne üçüncü dünya savaşıyla uyanabiliriz.
Bu bağlamda Türkiye'nin Finlandiya ve İsveç'in NATO üyeliğine veto kartını göstermesi hem ulusal hem de küresel açıdan çok önemlidir.
Bu iki ülke Türkiye'yi hedef alan PKK ve FETÖ terör örgütlerine yıllardır destek veriyorlar. Aynı zamanda bu iki ülkenin NATO üyeliğine yeşil ışık yakmamız ülkemizin vazgeçilmez ekonomik ilişkileri olduğu Rusya'yla aramızın bozulmasına da neden olabilir.
Küresel ölçekte ise Finlandiya ve İsveç'in NATO üyeliği, üçüncü dünya savaşının fitilini yakabilir. Bu bağlamda Türkiye'nin vetosu belki de tüm dünyayı küresel bir savaştan koruyacak bir karar mahiyetindedir.
Hâlihazırda ne Finlandiya'ya ne de İsveç'e yönelmiş bir Rusya tehdidi söz konusu değildir.
Ancak bu iki ülke resmen NATO'ya başvuru yaparlarsa Moskova'nın duyurduğu gibi Rusya ordusu Finlandiya sınırlarına askeri yığınak yapmaya başlayacak.
Ukrayna savaşında da her şey böyle başlamıştı.
Veto hakkımız pazarlık konusu
Geçen hafta Almanya'da düzenlenen NATO Dışişleri Bakanları Gayrıresmi Toplantısı'na katılan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, toplantının ardından yaptığı açıklamada, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğiyle ilgili olarak, "Kesin güvenlik garantilerinin olması lazım; bu diğer müttefikler için de geçerli. Terör ülkelerine desteği sonlandırmaları gerekiyor. Türkiye'ye yönelik savunma sanayi kısıtlamaları ya da ihracatla ilgili yasakların da kesin kalkması lazım" ifadelerini kullanmıştı.
Aslında Türkiye'nin veto hakkını pazarlık konusu yapmaması daha iyi olurdu. Zira bu ülkelerin vereceği bütün garantilerin kâğıt üstünde kalacağını şimdiden söyleyebiliriz.
Bu yüzden pazarlığı bir kenara bırakıp, ulusal çıkarlarımız gereğinde Ukrayna savaşının başka ülkeleri de içine alarak genişlemesi tehlikesinden dolayı veto hakkımızı 'kesinlikle' kullanacağımızı net bir şekilde açıklasak çok daha doğru bir adım atmış olurduk.
Ancak bu hükümetle bu dediğimizin yapılması çok zor, hatta imkânsız.
Üç yıl kadar önce Türkiye, NATO'nun Baltık ülkeleri ve Polonya savunma planını veto etmişti.
Türkiye o zaman vetosunu kaldırmak için NATO'nun YPG'yi terör örgütü olarak kabul etmesini şart koşmuştu.
NATO, YPG'yi terör örgütü olarak ilan etmedi, ancak kapalı kapılar ardında neler olduysa Türkiye vetosunu sessiz sedası geri çekti.
Korkarım yine tarih tekerrür edecek…
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024