Vergi - zam - ceza

Tarımda istisnasız hemen herkesin şikayetçi olduğu bir numaralı sorun yüksek girdi maliyetleridir. Ürettikçe zarar eden ve yapacak başka bir şeyi olmayan, iki arada bir derede debelenen bir Türk çiftçisi var.Son 10 yılda toprağına küsen, 4 milyon hektar alanı ekip biçmekten vazgeçen köylü bugün çaresizlik içerisinde debelenmektedir. Tarımda son 10 yılı özetleyen en güzel cümle: Zararına üretim... Üretici dünyanın en pahalı girdileri ile üretim yapacak, ürününün fiyatı yerinde sayacak, hem de ürettiği ürünü dünyanın en ucuz fiyatına satacak... Ölme eşeğim ölme... Yok olmaya terk edilen bir köylü milleti ile karşı karşıyayız.MAZOT: 2002 yılında mazotun litresi ortalama 1 lira 9 kuruş iken, bugün 4 liranın üzerinde. Bu dönemde mazot fiyatındaki artış oranı yüzde 279. Bakanlığın internet sitesindeki veriler bu. Bakanlık herhangi bir tarım ürününün fiyatının 2002-2013 döneminde yüzde 279 oranında arttığını söyleyebilir mi?GÜBRE: Gübre fiyatındaki artış da mazottan az değil. 2002 yılında tonu 237 lira olan gübrenin fiyatı 2013?te bin 049 lira. DAP gübresinin tonu 354 liradan bin 262 liraya fırlamış.Özelde tarımı genelde ülke ekonomisini çökerten anlayış; yıllardan beri uygulana gelen kapitalist ekonomik sistemdir. Şu an ülke tarımı ve ekonomisi 3-5 global firmaya ve faiz lobisine feda edilmiş durumdadır. Özelleştirme (peşkeş desek daha yerinde olur) adı altında yok pahasına elden çıkarılan KİT'lerden devlet milyarlarca lira kâr ediyordu. Şu an devletin kasası tamtakır. VERGİ-ZAM ve CEZA'dan başka bir gelir kalemi kalmadı devletin. Ondandır ki mazotun fiyatının neredeyse tamamı vergi.Devlet şu an gelir kalemi olmadığından sineğin yağının yağını çıkartmakla meşgul... 'Halkı nasıl ve ne şekilde sögüşlerim'in hesabında. Eğer akıllanmaz Prof. Dr. Haydar Baş'ı, kapitalizmi çöp tenekesine atan Milli Ekonomi Modeli'ni (MEM) iktidar etmez isek bizi çok zoooor günler bekliyor.