Ya şimdi, ya da şimdi! Kimin varsa sözünü söylemesinin veya doğru sözü dinlemesinin zamanı!1 Kasım'a sayılı günler kaldı çünkü!Ülke hâlâ yönetimsiz, ülke hâlâ başsız!Yahu! Vallahi yönetim Haydar BAŞ'sız..Çocukluk saydığım 15 yıl hariç, yaklaşık 50 yıllık mücadele; bazen kavga, bazen cezaevi, neticede çilelerle beslenmiş, cefalarla süslenmiş vakur bir ömür sürdüm elhamdülillah.Bu çileli, meşakkatli 50 yılda, Rabbim "en"lerle tanışmayı nasip etti.Ömrümüzün doktora tezini vermek için piştiğimiz cezaevi sürecinde Rabbim; en hırsızla, en arsızla, en namussuzla, en hayâsızla tanışarak onlardan gereken dersi almamıza vesileler kılarken en delikanlılarla, en mertlerle tanışıp kaynaşmak şansını da nasip etti...ABD'nin "Bizim çocuklar"ının başı Netekim General'in uygulamasıyla memleketin vatanperverleri ile milliyetperverleri; 12 Eylül zindanlarında, birbirimizi tanıdık!İşkence tezgâhından inen ülkücüye devrimciler, devrimcilere ülkücüler pansuman yaparak konuştuk, kucaklaştık, kaynaştık, kavilleştik!Gördük ve sevindik ki; dinimiz tekti, dilimiz tek! Vatanımız tekti, Bayrağımız tekti, devletimiz tek!Ama gördük ve üzüldük ki, bu mukaddes kıymetlerimizin düşmanları çoktu!Türkiye'den başka Türkiye'nin olmadığını, Türkiye'nin Vatan olduğunu, Vatanın da "evimizin evi" olduğunu, birbirimize anlatırken; aynı düşündüğümüzü gördük!Biz tek yürek, tek bilek, tek yumruk olursak; dinimizin, dilimizin, vatanımızın, devletimizin düşmanlarına karşı yekvücûd durursak, emperyalistlerin oyunlarını bozacağımızı da gördük!Gördük ki; devrimciler de en az milliyetçiler kadar namus kavramına sahipler! Devrimciler de gördüler ki milliyetçiler de en az devrimciler kadar vatanperverler!Sağdan baktık, soldan baktık; aynı pejmürde ve perişan edilmiş Türkiye'yi gördük!Hem bakıp, hem de gören kesimler olarak ne hikmetse, nasıl bir akıl tutulmasıysa 21. yy'da aslanla ceylanı muhabbet kucağında sarıp sarmalamak için yola çıkmış olan günümüz Hünkâr Hacı Bektaş fıtratlı Haydar BAŞ Hoca'yı göremedik!Bu yüzden de günümüzde; gazetelerin üçüncü sayfaları neredeyse yok, farkında mısınız? Malûm, üçüncü sayfalar haber sayfasıdır.Gazetecilik mesleğinde ustaların öğrettiklerine göre; köpeğin sahibini ısırması sıradan bir olaydır ama sahibinin köpeğini ısırması, üçüncü sayfalık hatta manşetlik bir haberdir.Maalesef yaşadığımız zulüm günlerinde insanın insanı değil ısırmak, vahşice ve topluca katletmesiyle yaşanan toplumsal cinnetle sahibinin köpeğini ısırması, sıradanlaştı!Aziz Türk Milleti!Maalesef artık habersizsiniz çünkü artık haber, sizsiniz!Sizi yıllarca bütün devlet imkânları kullanılarak üzeri örtülen ve sizden saklanan bir gerçekten haberdâr etmeğe uğraşacağım. Allah aşkına kulak ver:Allah (c.c.); "Bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" diye buyuruyor değil mi? Yüksek ahlâkın yani dinimizin emri gereği; bilen, bilmeyene öğretmekle mükelleftir değil mi?Bilmeyenlere öğretenlere, öğretmen denir değil mi?Namaz dinin direği ve namazı cemaate kıldırana da imam denir değil mi?Şimdi bu cevabı bilinen sorulara cevap almak için yeni sorularım var:Prof. Dr. Haydar BAŞ, öğretmen değil midir? Evet. Hem de, her gününün her saatinde, şahsî gayretleriyle öğrencilerinin ve milletin hizmetine sunduğu televizyonlarla, dergilerle, gazeteyle, bizzat dolaşarak verdiği seminer ve konferanslarla öğretmeye çırpınan bir öğretmen...Prof. Dr. Haydar BAŞ, imam değil midir? Hem de komünizmin kalbi Moskova'da, DUMA'da 150 Müslüman-Türk'e seccade açtırıp namaz kıldırabilecek cesâret ve cesâmette bir imam.Kafilelere, ordulara, milletlere seferde rehber yol gösterir değil mi?Haydar BAŞ Hoca, rehber değil midir? Evet. Hem de 1.400 yıllık Emevist baasçılığın, Arap şövenizminin din diye dayatıldığı İslâm âlemini, kendi elleriyle kurdukları labirentten çıkarıp Tevhidin merkezi Ehl-i Beyt'te buluşturarak kaybolmaktan, kendilerine zulmedenlerden olmaktan kurtaran ve koruyan bir rehber...Toplumları, milletleri buhranlardan, kaoslardan, panikten önder korur değil mi?Prof. Dr. Haydar BAŞ, önder değil midir? Evet.Hem de 1945'ten, yani İkinci Cihan Harbinden sonra bütün dünyanın başına musallat olan ABD emperyalizminin, yeşil boyalı kâğıttan kurulu imparatorluğunu çökertecek olan Milli Ekonomi Modeli ile sadece Türk Milletini değil, bütün insanlığı buhrandan, kaostan, panikten koruyabilecek yetenek ve kapasitedeki bir önder...Bütün bu istisnaî özelliklerine rağmen Prof. Dr. Haydar BAŞ Hoca'yı niye Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sokmazsınız, sokmayız?Haydar Hoca'nın bu özelliklerini görmemek, millî akıl tutulması değil midir?Ziya Gökalp'in Malta Mektupları'nda söylediği "milletin sarhoşluğu" değil midir?Ve bu sarhoş milleti, Haydar Hoca'nın kendine has üslubuyla dediği gibi "ayıktırmak"tan başka yol var mıdır?Bu sefer ver oyunu ve boz bu şer oyunu!"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm... Selâm, sevgi, duâ..
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017