Ülkenin gidişatını, ekonomiyi, siyaseti toz pembe gösterme gayretinde olan siyasilerimiz, yazarlarımız, ekonomistlerimiz toplumun çok az bir kesimini baz almaktadır. Bu kesim, maliyeti sürekli artan ama ürününü geçen yıllın fiyatına bile satamayan çiftçi değildir.Bu kesim, emeğini ve alın terini ortaya koyarak gece gündüz büyük fedakarlıklarla çalışan ve kirasını bile zor karşılayabilen işçi kesimi değildir.Bu kesim, yıllarca bir şekilde ülkemizin değişik kurum ve kuruluşlarında görev yapmış ve yılların yorgunluğuyla kenara çekilmek zorunda kalmış, esasen baş tacımız olması gereken, ama siyasilerimizin halini anlamadığı emeklilerimiz değildir.Bu kesim, bu vatana hayırlı evlat yetiştirmek için gecesini gündüzüne katmış, yememiş yedirmiş, giymemiş giydirmiş annelerimiz değildir.Bu kesim, yıllarca okul sıralarında mürekkep yalamış, fakat verilen eğitim pratik ve sonuca götürücü olmaması hasebiyle ÖSS sınavlarında başaramamış yüzbinlerce gencimiz değildir.Bu kesim, her gün fabrikaların, işyerlerinin kepenk kapattığı ve istihdamın daraldığı bu ülkede sorumlu olan siyasilerimizin çalışacak bir iş imkanı sağlayamadığı başıboş gezmek durumunda kalan milyonlarca gencimiz değildir.Bu kesim üretim maliyetleri sürekli artan, alım gücünün ve tüketimin düşmesi sebebiyle müşteri bulmakta zorluk çeken, malını satamayan, yazdığı çekleri, aldığı kredileri, çalıştırdığı elemanlarının maaşını ödeyemeyen, sürekli zarar eden ve kepenk kapatma noktasına gelen veya kapatan esnafımız değildir.Bu kesim, milletimize hizmet için değişik birimlerde görev yapan, devletin yükünü sırtında taşıyan, ama çalıştığının karşılığını alamayan, aldığı maaşla en temel ihtiyaçlarını bile karşılamada zorluk çeken memurumuz değildir.Bu kesim, en değerli varlığını, yani oğlunu bu devlet ilelebet payidar olsun diye gözünü kırpmadan feda eden, yüreği yaralı şehit anaları değildir.Bu kesim, Kıbrıs'ta, Kerkük'te, Güneydoğuda, Ege'de, Karadeniz'de siyasilerimizin yaptığı yanlışlar sebebiyle kırmızı çizgilerimizin bir bir pembeleştiğini gören, AB hayali, ABD müttefikliği uğruna verilen tavizleri endişeyle izleyen, sınır boylarında bu vatan için geceleri nöbet tutan, gerektiğinde vatan uğruna canını seve seve vermeye hazır olan Mehmetçiğimiz değildir.Bu kesim, kısaca bu vatan için çalışan, katma değer üreten, vergisini düzenli veren her şeyini vatan uğruna feda eden ya da etmekten çekinmeyen, bu vatanın gerçek mayası olan bu aziz milletin çoğunluğu değildir.Bu vatanın asıl sahipleri, bugün mahzundur, başı öndedir, üzgündür, perişandır, kalbi kırıktır.Ey bulutlar üzerinde yaşayan, fil dişi kulelerinden aşağıya inmeye tenezzül etmeyen, bu vatanın asıl sahiplerine değil de "bu vatanın kaymağını yemeye çalışıp bu vatana en ufak faydası olamayan yerli ve yabancı birileri"nin kalemşörlüğünü yapan ekonomistlerimiz, bu milletin bunun farkında olmadığını mı zannediyorsunuz?Böyle zannediyorsanız, yanılıyorsunuz. Bu aziz milletin özünde öyle bir kor ateş var ki, bu ateş bugün üzeri küllenmiş olabilir, ama bu küller kalıcı değildir. Bu ateş dostu sevgiyle kucaklar, bağrına basar, ama ihaneti asla affetmez.Bu aziz millet, en zor şartlarında en büyük kahramanları çıkarmayı başarmıştır.Bu aziz millet, "hasta adam", "Artık işi bitti" dendiği zamanda Çanakkale destanını yazmıştır.Bu aziz millet, dört bir taraftan kuşatılıp, dünyanın büyük kan emicilerinin kıskacına alındığı zamanda içinden Mustafa Kemal'leri çıkarmış ve bütün işgalcileri darmadağın etmiştir.Bu milletin ağzı dualıdır. "Ah"ı da kuvvetlidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025