Önceki yazımızda yaşanılan sıkıntılı durumların sorumlularını incelerken; toplum yaşantısında insanoğlunun etkileşim süreciyle kimyasının bozulduğunu, bunda da medyanın önemli bir faktör olduğunu işaret etmiştik. Vatandaşın duygu ve düşüncelerinin ifsat edilmesinde medyanın rolünü anlatmaya çalıştık. Bu yazımızda da vatandaşın sorumluluklarını incelemeye çalışacağız. Madem ülkemiz gayet sıkıntılı günlerden geçmektedir. Bu durumlardan kurtulmak için önce doğru teşhis konulup sonra tedaviye bakılmalıdır. Ülke olarak kaybedecek fazla zamanımız kalmamıştır. Çünkü bozgunculuk, adeta "bağ bozumu" gibi toplumun bütün kesimine sirayet etmiştir.İnsanoğlu genellikle menfaatine düşkündür. Etrafında cereyan eden olaylara karşı ilgi ya da ilgisizliği menfaatiyle orantılıdır. Başlangıçta, "bana değmeyen yılan bin yaşasın" düşüncesiyle başlayan süreç, sonraları kanıksanarak, bağışıklık kazanır. Bütün alışkanlıkların temelinde de bu kural yatar. Onun için atalarımız "yılanın başı küçükken ezilmelidir" demişlerdir. Allah'ı zülcelâl hazretleri biz kullarını bu konuda uyararak, toplumsal dayanışmanın temel prensiplerini koymuştur. İyilikte yardımlaşmamızı emretmiş, kötülükte yardımlaşmanın da azaba sebebiyet vereciğini ikaz etmiştir."İyiliği emretmek ve fenalıktan sakınmak hususunda birbirinizle yardımlaşın, günah işlemek ve düşmanlık yapmakta yardımlaşmayın. Allah'tan korkun, çünkü Allah'ın azabı çok şiddetlidir" (Mâide, 5/2).Bir başka ayeti kerimeyle de iyilikte yardımlaşmayı müminliğin şartları arasında saymıştır. "Mümin erkeklerle mümin kadınlar birbirinin yardımcılarıdır. İyiliği emreder, fenalıktan alıkorlar, namazı gereği üzere kılarlar, zekâtı verirler. Allah ve Resulüne itaat ederler" (Tevbe, 9/71).Bu bilgiler ışığında geriye dönüp baktığımızda, gelinen noktada vatandaş olarak bizim de hatalarımızın olduğunu görürüz.Allah yarattığı bütün mahlûkata, kendini korumanın yollarını öğretmiş, hatta vücut anatomimizde irademiz dışı koruma refleksleri bile oluşturulmuştur. Göz kapağının refleksi buna delil olarak gösterilebilir. Toplum olarak geldiğimiz duruma bir anda gelmedik. Dış etkenlerle, özellikle de medyanın yazılı ve görsel katkılarıyla, fakat bizde gerekli seçiciliği ve tepkiyi zamanında ve yerinde koyamadığımız bir gerçektir. Medyanın hitap ettiği madem bizleriz, eğer biz seçici olsaydık, bu kadar kolayca ifsat edilen bir toplum olamazdık. Satılan gazeteleri alan, yapılan dizi ya da filmleri seyreden, üretilen zararlı şeyleri kullanan yine bu toplumun fertleri değil mi? "Sen alırsan, elbette satan bulunur." Bu güne kadar böyle geldi değip, böylece gitmemelidir. Mutlaka bir yerlerde dur denilmelidir. Bunu da vatandaşın kendisi yapmalıdır. Toplumun bireyleri kendini zararlı şeylerden koruyabilmenin yollarını yine kendisi bulmaya çalışmalıdır. Bir toplumda her zaman iyiler ve kötüler mevcut olagelmiştir. Bireyler, kendine fayda sağlayacak insanlarla dostluk kurulmalı, gerek yazılı gerek görsel medya konusunda seçici olup, ona hak etmediği değeri vermemelidir. Vatandaşın ortaya koyacağı gerekli seçicilik ve tepki; ona prim sağlamadığı takdirde, sosyal ve ekonomik açıdan medya sektörünü de hizaya getirecektir. Yani daha açıkça söylemek gerekirse satılan her gazete ya da dergi alınmazsa, yapılan her film ya da dizi seyredilmezse, bu durum toplumsal bir refleksi doğurur. Sektör de böylece kendine çeki düzen vermek zorunda kalır. Unutmayın ki üretilen her şeyin kalitesini alıcılar belirler. Eğer bu toplumda kötülük ve zarar adına her şey alıcı buluyorsa; sadece satıcılar değil, alıcılarda suçludur. Geliniz bu andan itibaren alıcı kalitesini yükseltelim "Zararın neresinden dönülse kârdır" Yanlışa, zararlıya karşı seçici olalım. İyiliği ve güzelliği, dostluğu ve kardeşliği seçelim. İşte o zaman bu dünya cennet misali olur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Orta yol güvenli yoldur / 25.02.2025
- Gurur ve bencillik çağın hastalığı oldu / 24.02.2025
- Allah’ım bizi Ramazan’a ulaştır / 22.02.2025
- Çözümün ve umudun adresi BTP / 21.02.2025
- Gayreti boşa gidenler ve Gaşiye Suresi / 20.02.2025
- Hüseyin Baş TÜSİAD’ı farklı açıdan eleştirdi / 19.02.2025
- Türkiye’de eleştirmek suç oldu / 18.02.2025
- Asıl dostumuz Allah’tır / 17.02.2025
- Allah’ın düşmanlarını dost edinenler! / 15.02.2025
- Mübarek gün ve geceler Allah’ın kullarına ikramıdır / 14.02.2025
- Gurur ve bencillik çağın hastalığı oldu / 24.02.2025
- Allah’ım bizi Ramazan’a ulaştır / 22.02.2025
- Çözümün ve umudun adresi BTP / 21.02.2025
- Gayreti boşa gidenler ve Gaşiye Suresi / 20.02.2025
- Hüseyin Baş TÜSİAD’ı farklı açıdan eleştirdi / 19.02.2025
- Türkiye’de eleştirmek suç oldu / 18.02.2025
- Asıl dostumuz Allah’tır / 17.02.2025
- Allah’ın düşmanlarını dost edinenler! / 15.02.2025
- Mübarek gün ve geceler Allah’ın kullarına ikramıdır / 14.02.2025