Ülke, parçalanmaya doğru gidiyor? İnancımızı, gönlümüzde besliyorduk, gönüllerimizden sökerek "Moda" haline sokup sokağa saldılar? Bayrağımız, ayaklar altına alındı, isyan provaları yapar oldular? Yönetmek için dışarıdan gelen "emir" ile hareket eder oldular? Lafın özü, 19 Mayıs 1919 yılına geri döndük? İşte o gün, memleket kaygısı çeken insanlar buluştular ve dediler ki "Var mısınız vatan uğruna birlikte olmaya?" Dediler ki "Varız? Varız? Varız? Hem de sonuna kadar varız." İşte o "Varız" ile ülkenin kurtuluşu birleşildi, bir araya gelindi ve yola çıkıldı? Ayrıca? O "Varız" noktasına gelene dek yaşananlar, ülkenin nereye doğru götürülmek istendiğini de bir başka göstergesi idi. Engelleme, fitne sokma çabaları, bu "İttifakın " oluşmasına taş koyamadı? Liderlerin biri "İradesini" ve "Baş"ını koydu? Bir diğeri "Yüreğini" açtı, koştular ve kucaklaştılar? Bir tek amaç vardı, o da "Vatan ve Bayrak" sevdasıydı? Bu; 12 Haziran Seçimlerine giderken Demokrat Parti ve Bağımsız Türkiye Partisinin seçime bu kaygılar ile birlikte girmeye karar vermelerinin hikayesi? Milletvekili aday listeleri hazırlanırken "Parmakçı" aranmadı, "Beyin" arandı? Kadınlarımız unutulmadı, onlar da bu savaşa, aynı Kurtuluş Savaşında olduğu gibi, bebelerini kucaklarına aldılar, sanki omuzlarında top mermisi taşırcasına ön saflarda yerlerini aldılar? Kişisel çıkarlarını bir tarafa bırakanların topluluğu, 19 Mayıs 1919 günü gibi, bu ülkenin parçalanmasına, insanların aralarına nifak sokulmasına göz yummadılar? Hani "Kadın Platformu" diyordu ya? "Bizi, kadını da dikkate alın" diye? Biliyordu ki bu hareket, kadınsız başarılamaz? Cephenin en ön sıralarda yerlerini aldılar? Vatan kaygısında olmak suç mu? Suç ise bu ittifak vatanı kurtarma uğruna bu suçu işleyecek. Biz Atatürk'ün yolunda değil miyiz? O da vatanı kurtarmak uğruna, 19 Mayıs'da Samsun'a ayak bastığında bunu göze almamış mıydı, idama mahkum edilmemiş miydi? Şimdi? İdealimiz bir, yüreğimiz bir yola çıktık. Bu vatanı parçalatmayacağız? Bayrağımızı yere düşürmeyeceğiz, inancımızı "Moda" edip sokağa dökmeyeceğiz. 13 Haziran 2011, bu sonucun onaylandığı gün olacak. Bu düşümce, inanmayanlara son duyurudur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012