Türkiye'deki demokrasi seviyesini gösteren önemli bir olay geçtiğimiz günlerde Ak Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal'ın partisinin Adıyaman İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda konuşma yaparken yaşandı.
Mahir Ünal'ın konuşması sırasında, Ak Parti Adıyaman İl Danışma Meclisi üyesi olduğu anlaşılan Ak Partili bir vatandaş, 'Sayın Bakanım, Sayın Bakanım' diye söz almaya çalıştı.
Ak Partililerin bir toplantısı olmasına rağmen Mahir Ünal'ın sözünü kestirmemek için bütün uğraşlarına rağmen AKP'li vatandaş devam etti ve şunları söyledi:
"Aylardır işsizim. Kendim de Ak Partiliyim. Esas meselemiz işsizlik. Vallahi açım ben."
Bu sözlerin ardından Ak Partili bu vatandaş sessiz sedasız salondan dışarı çıkarıldı.
Olaydan sonra salonda bir süre adeta 'seçim sandıkları açıldığında sandığa gömüldüğünü gören bir partinin' yaşayacağı bir sessizlik yaşandı.
Sonra sanki o vatandaş Ak Partili değilmiş, sanki o vatandaş hiçbir şey söylememiş, sanki o vatandaş yokmuş ve o olay hiç yaşamamış gibi davranılarak, Ak Partili Mahir Ünal konuşmasına kaldığı yerden devam etti.
Sadece bu olay bile işsizlik, açlık ve yoksulluk başta olmak üzere milletin dertlerine iktidar partisinin kulaklarının sonuna kadar kapalı olduğunu göstermeye yeter de artar.
İşte Türkiye'yi 20 yıldır yöneten Ak Parti'nin demokrasi seviyesini, bu Ak Partili vatandaşın dışarı atılmadan önce söyleyebildiği o dört cümle çok iyi özetliyor.
Bu öyle bir demokrasi anlayışı ki kendi partilisinin dertlerine bile tahammül yok.
Vatandaş 'esas meselemiz işsizlik' diye feryat ederken, yukarıdaki örnekte olduğu gibi tepeden tırnağa Ak Partili yetkililer tali meselelerle gündemi boğarak, her fırsatta siyasi tartışmalar çıkararak gerçeklerin ve asıl sorunların konuşulmasını engelliyorlar.
İktidarın izlediği yolun çıkışının olmadığı, Adıyaman'da yaşanan bu son olay çok net ortaya koymaktadır.
Vatandaşın açlığına ve işsizliğine derman olunamıyor. Gidişat bankada parası olanlara kur garantisi vermenin de Ak Partiyi sandık kâbusu yaşamaktan kurtaramayacağını gösteriyor.
Çünkü tükenmiş durumdalar...
Çünkü hiçbir çözümleri yok…
Çünkü ülkeyi mahkûm ettikleri enkaz kendi üzerlerine çökmek üzere…
Çünkü seçimleri erken yapsalar sandığa gömülmeleri kesin, zamanında yapsalar o zamana kadar gidecek takat yok millette…
'İnançlıyım' diyenler neden azalıyor?
KONDA Araştırma, 'Türkiye 100 Kişi Olsaydı' başlıklı kapsamlı bir rapor yayımlamış.
Buna göre; Türkiye'de 'dini inancım yok' diyenler 2011'de yüzde 2 iken, 2021'e bu oran yüzde 7'ye yükselmiş durumda.
Yani 'dindar nesil yetiştireceğiz' diyen politikacılar 'inançsız nesil yetiştirmiş.'
Türkiye'yi 20 yıldır siyasal İslamcı bir parti iktidarıyla yönetildiği halde, iktidardaki politikacıların hemen her söylemlerinde dillerinden 'İslam, nas, haram' kelimelerini düşürmedikleri halde neden insanımız inancını kaybediyor hiç düşündünüz mü?
Bana göre bunun en büyük vebali, yüce dinimiz İslam'ı yaşamaktan çok siyasi rant ve zenginleşme için bir araç olarak kullananların omuzlarındadır.
Camiye siyaset sokulursa, hutbelerde Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e lanet okunursa olacağı budur.
Keşke diyorum, 'dindar nesil yetiştireceğiz' diye yola çıkanlar kendileri gerçekten dindar olabilselerdi…
Belki o zaman inancımız siyasi istismar malzemesi yapılmaz ve insanımız 'inançsızım' deme noktasına sürüklenmezdi…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024