Afyon bitkisinin özellikleri
Afyon aslında çok faydalı bir bitkidir. Tarlalarda ekilir. Bazen özel afyon tarlalarında 1 metre boyunda da olabilmektedir. Laleler ve gelincikler şeklinde çicek açarlar, sonradan da küçük portaakallar büyüklüğünde içinde afyon tohumu bulunan kapsüller oluştururlar. Bu kapsüllerin etrafını çizerek bırakılır. Kapsülden dışa beyaz bir koyu süt akar gibi olur. Bu madde daha sonra güneşte kararır ve zifire şekle girerek katılaşır. Sonra bu afyon kapsüllerinden bu zifir kazınarak büyük topaçlar haline getirilir ve piyasaya özel ilaç birimlerinde kullanılmak üzere çeşitli işlemlere tâbi olur.
Kapsüllerin içindeki afyon tohumları ise çok lezzetli ve yağlıdır. Onların uyuşturucu ile hiç bir ilgisi yoktur. Onlardan da özel sıvı yağ çıkarılmaktadır. Bu sıvı yağ da tüketiminde kolayca kullanılmaktadır.
Nakotiklerin tıpta kullanımı
Nakotikler insanlık tarihi kadar eskidir. Çok eski ve antik Yunan Mitolojisinde bu tür ilaçların hastalarda mücizevi tedavi sıkı kontrol altında kullanıllabilmektedir. Daha Hipokrat zamanında bu ilacların mücizevi etki ve kullanımından bahsedilmektedir.
Şimdi de hastanelerinde böbrek sancılarında kalp krizlerinde ve çok ağrılı durumlarında yararlanmalarda safra kesesi taşlarında veya benzeri yüksek sancı ve ağrıların zuhur ettiği durumlarında hastanelerde kullanılmaktadır. Hatta beyin ameliyat veya yaralanmalarda da çok faydalı bir şekilde uygulanmaktadır.
Alışkanlık yapan maddeler
Uyuşturucunun bütün maddeleri alışkanlık yapmaktadır. Ama uyuşturucu derken genellikle sadece madde uyuşturucuları akla gelmektedir. Halbuki ise son 40-50 yıldan beri uyuşturucular arasında şu anda en geniş kullanıma açık olan, sigara-tütün ve alkol maddeleri de dahil edilmiştir. Böylece halen serbestce kullanılan hatta devlet tarafından teşvik bile edilen tütün ve mamulleri de en yaygın uyuşturucu kabul edilmektedir.
Dünyadaki bütün gelişmiş ülkeler tütün kullanımını ve dolasıyla sigara tüketimini de azaltmaya çalışmaktadırlar. Hatta sigaranın kanserle ilgisinin tespitinden sonra fabrikalara kansere yakalanan hastalar tarafından birçok tazminat davaları açılmış durumdadır. Böylece sigaradan kanser olan hastalara çok yüklü tazminat ödemek zorunda kalan fabrikatörler, oralardan (ABD ve Avrupa'dan) fabrikalarını söküp kalkınmakta olan ülkelere gelmişlerdir. Bizde bu aynı hatalı tutumlar işlendi ve ülkemiz yabancı sigara imalatı merkezi haline gelmiş oldu. Bunu bazı zenginlerimiz "Artık bizde de kaliteli yabancı sigara imalatı yapılacaktır" diye övüne övüne halkımıza müjdeler verir şeklinde beyanlarda bulunmuşlardır.
Son zamanlarda Türkiye'de bu olaylardan sonra sigara içimi neredeyse bir misli arttı. Kadın erkek bütün insanlara adeta moda oldu bu sigara melanetini içmek. Okulları duman kapladı. Yüreklere zehir dumanı gönderilmeye başlandı. Çocuk yaştaki gençler, yetişkinler, yaşlılar, kız-erkek veya kadınlar fazla fark etmemektedir. Toplumumuz kitle halinde sigara tutkusuna yakalandı. Maalesef bunların sayıları da gittikçe artmaktadır. Kısacası kitle halinde zehirleniyoruz. 10 yaşından yukarı olanların yaklışık olarak % 50'den fazlası sigara içmeye devam etmektedir.
Sigaranın uçaklarda, otobüslerde ve kapalı yerlerde içilmesi yasaklandı. Yüklü cazalar konuldu. Ama durumlar özellikle lokanta ve kahvelerde tatbik edilmiyor. Birçok yerde yazı da yok. Ama yazı da olsa ceza kesen yok. Kahvelerde dumandan göz gözü görmüyor. Ama kontrol eden hemen hemen hiç kimse yok.
Kadınların içmesi daha çok vahim durumlara sebep olmaktadır. Kadınların hamilelik devrelerinde ve emzirmeler esnasında sigaraya devam etmeleri halinde felaketin ta kendisini ifade etmektedir. Çünkü sigaranın dumanında bulunan 4000 kadar nikotin ve onun yan zehirleri ile diğer zararlı maddeler cenine ana karnında büyük zarar vermektedir. Sigaradan sakatlıklar, erken ölümler ve düşükler ve prematüre doğumlar sıklıkla görülmektedir. Kısacası, yeni nesillerimiz büyük tehlike altındadır. Sağlıksız bir toplum yetişmektedir.
Afyon aslında çok faydalı bir bitkidir. Tarlalarda ekilir. Bazen özel afyon tarlalarında 1 metre boyunda da olabilmektedir. Laleler ve gelincikler şeklinde çicek açarlar, sonradan da küçük portaakallar büyüklüğünde içinde afyon tohumu bulunan kapsüller oluştururlar. Bu kapsüllerin etrafını çizerek bırakılır. Kapsülden dışa beyaz bir koyu süt akar gibi olur. Bu madde daha sonra güneşte kararır ve zifire şekle girerek katılaşır. Sonra bu afyon kapsüllerinden bu zifir kazınarak büyük topaçlar haline getirilir ve piyasaya özel ilaç birimlerinde kullanılmak üzere çeşitli işlemlere tâbi olur.
Kapsüllerin içindeki afyon tohumları ise çok lezzetli ve yağlıdır. Onların uyuşturucu ile hiç bir ilgisi yoktur. Onlardan da özel sıvı yağ çıkarılmaktadır. Bu sıvı yağ da tüketiminde kolayca kullanılmaktadır.
Nakotiklerin tıpta kullanımı
Nakotikler insanlık tarihi kadar eskidir. Çok eski ve antik Yunan Mitolojisinde bu tür ilaçların hastalarda mücizevi tedavi sıkı kontrol altında kullanıllabilmektedir. Daha Hipokrat zamanında bu ilacların mücizevi etki ve kullanımından bahsedilmektedir.
Şimdi de hastanelerinde böbrek sancılarında kalp krizlerinde ve çok ağrılı durumlarında yararlanmalarda safra kesesi taşlarında veya benzeri yüksek sancı ve ağrıların zuhur ettiği durumlarında hastanelerde kullanılmaktadır. Hatta beyin ameliyat veya yaralanmalarda da çok faydalı bir şekilde uygulanmaktadır.
Alışkanlık yapan maddeler
Uyuşturucunun bütün maddeleri alışkanlık yapmaktadır. Ama uyuşturucu derken genellikle sadece madde uyuşturucuları akla gelmektedir. Halbuki ise son 40-50 yıldan beri uyuşturucular arasında şu anda en geniş kullanıma açık olan, sigara-tütün ve alkol maddeleri de dahil edilmiştir. Böylece halen serbestce kullanılan hatta devlet tarafından teşvik bile edilen tütün ve mamulleri de en yaygın uyuşturucu kabul edilmektedir.
Dünyadaki bütün gelişmiş ülkeler tütün kullanımını ve dolasıyla sigara tüketimini de azaltmaya çalışmaktadırlar. Hatta sigaranın kanserle ilgisinin tespitinden sonra fabrikalara kansere yakalanan hastalar tarafından birçok tazminat davaları açılmış durumdadır. Böylece sigaradan kanser olan hastalara çok yüklü tazminat ödemek zorunda kalan fabrikatörler, oralardan (ABD ve Avrupa'dan) fabrikalarını söküp kalkınmakta olan ülkelere gelmişlerdir. Bizde bu aynı hatalı tutumlar işlendi ve ülkemiz yabancı sigara imalatı merkezi haline gelmiş oldu. Bunu bazı zenginlerimiz "Artık bizde de kaliteli yabancı sigara imalatı yapılacaktır" diye övüne övüne halkımıza müjdeler verir şeklinde beyanlarda bulunmuşlardır.
Son zamanlarda Türkiye'de bu olaylardan sonra sigara içimi neredeyse bir misli arttı. Kadın erkek bütün insanlara adeta moda oldu bu sigara melanetini içmek. Okulları duman kapladı. Yüreklere zehir dumanı gönderilmeye başlandı. Çocuk yaştaki gençler, yetişkinler, yaşlılar, kız-erkek veya kadınlar fazla fark etmemektedir. Toplumumuz kitle halinde sigara tutkusuna yakalandı. Maalesef bunların sayıları da gittikçe artmaktadır. Kısacası kitle halinde zehirleniyoruz. 10 yaşından yukarı olanların yaklışık olarak % 50'den fazlası sigara içmeye devam etmektedir.
Sigaranın uçaklarda, otobüslerde ve kapalı yerlerde içilmesi yasaklandı. Yüklü cazalar konuldu. Ama durumlar özellikle lokanta ve kahvelerde tatbik edilmiyor. Birçok yerde yazı da yok. Ama yazı da olsa ceza kesen yok. Kahvelerde dumandan göz gözü görmüyor. Ama kontrol eden hemen hemen hiç kimse yok.
Kadınların içmesi daha çok vahim durumlara sebep olmaktadır. Kadınların hamilelik devrelerinde ve emzirmeler esnasında sigaraya devam etmeleri halinde felaketin ta kendisini ifade etmektedir. Çünkü sigaranın dumanında bulunan 4000 kadar nikotin ve onun yan zehirleri ile diğer zararlı maddeler cenine ana karnında büyük zarar vermektedir. Sigaradan sakatlıklar, erken ölümler ve düşükler ve prematüre doğumlar sıklıkla görülmektedir. Kısacası, yeni nesillerimiz büyük tehlike altındadır. Sağlıksız bir toplum yetişmektedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006