Serdar MUTLUUmrede bulunan bir yakınımdan aldığım mektubu siz değerli okuyucularımızla paylaşmak istiyorum. Okuyunca siyasi ikbal adına ne kadar ibretlik bir tutum içine girildiğini görün ki, ona göre görevlileri ikaz edin."Öncelikle bütün kardeşlerimizin Ramazan bayramlarını en içten dileklerimle kutluyorum. Bulunmakta olduğumuz kutsal mekânlardan gönül dolusu selam ve muhabbetlerimi sunuyorum. Allah nasip etti bu sene, uzun yıllardır hasretini duyduğum Ramazan umresini yapmak şerefine nail oldum.Yüce Peygamberimiz efendimizin "Ramazanda umre ibadeti yapan benimle birlikte hac yapmış gibidir" müjdesine mahzar olabilmenin gayreti içerisindeydim.Samimi bir itirafta bulunmak gerekirse, yaşanan referandum süreci biz umrecileri de maalesef olumsuz etkiledi. Sefere ilk çıktığımız günden başlayan kulis çalışmaları ibadet için geldiğimiz bu kutsal mekânlarda manevi atmosferimizi olumsuz etkiledi. Dönmek üzere olduğumuz şu günlerde bile dedikodu, fitne sürekli etrafımızda dolaşıyordu. Sanki referandumda 'evet' demek cihat yapmak anlamına gelecekti. Sürekli bu düşünce empoze edilmeye çalışılıyordu.Öncelikle söyleyeceğim, planlanan seyahat tarihlerine uyulmadı. Yayılan haber şöyleydi: "70- 80 bin umrecinin olduğunu, oy kaybına meydan vermemek için referanduma yetiştirilmesi için birkaç gün erken memleketlerine götürüleceği" yönündeydi. Ben önceleri bu habere pek kıymet vermedim ama gün geçtikçe, yapılan toplantılarda konuşulanlara bakınca bunun doğru olduğunu anladım. Toplantılarda 'evet'in propagandası yapılıyor, "merak etmeyin sizi referanduma yetiştireceğiz" deniliyordu.Ben ilerleyen yaşımda şu kutsal mekanları göreyim, efendimizle hem hal olayım; Allah'ın beyti Kabe'ye yüz süreyim, dua ve niyazlarda bulunayım, dolu dolu ibadet yapayım istiyordum. Benim gibi diğer umrecilerin de arzusu bu istikametteydi. Ama maalesef böyle olmadı. Burada her şey sanki referanduma endekslenmiş idi. Bazı hocalar, bazı umreciler zaten işin cılkını çıkardılar. Kutsal mekânlarda bile propaganda yaptılar. Bardağı taşıran son damla Kâbe'de 'evet' yazılı bir pankartın açılması oldu.Hâlbuki milletimizden 'evet' isteyen sayın iktidarın İslam düşmanlarıyla el ele kol kola ne işler yaptıklarını, başbakanın BOP eş başkanlığı görevi ile İslam ülkelerine ne gibi zararlar verdiğini, zinayı ve domuz etini serbest yapmakla, kiliseler açmakla, dinimize verdikleri zararları gayet iyi bilmekteyim. Bu kadar rezalete rağmen utanmadan sıkılmadan bu icraatların sahibi bir iktidarın getirmek istediği anayasa değişikliğine 'evet' demenin nelere mal olacağını bilmekten uzak zavallılar, maalesef kutsal mekânları da kirletmeye kalkıştılar.Yapılacak bir referanduma yükledikleri farklı manalarla Müslümanların arasına fitne soktular. Bizi farklı gündemlere taşımak istediler. Yapılacak oylama sanki hak batıl mücadelesiymiş gibi vatandaşa sundular.Bizi buraların feyz ve muhabbetinden kopardılar. Ben de bizi bu hale düşürenleri Yüce Rabbimize ve Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa'ya şikâyet ediyorum. Allah oyunlarını başlarına çevirsin, hakkımı helal etmiyorum."(9/9/2010 tarihli bu makale www.kilispostasi.com arşivindenalınmıştır. Referandum sürecinin nasıl yaşandığı konusunda bir fikir vermesiaçısından ibretlerinize sunulur)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012