Amerika, İngiltere, İsrail, Suudi Arabistan, Katar ve Barzanici Türkiyeli işbirlikçilerinin besleyip büyüttükleri, ellerine silah ve dolar tutuşturdukları IŞİD adlı taşeron cinayet örgütü, Irak'ta, Türkmeneli'nde binden fazla Türkmeni vahşice katletti, hâlâ da katletmeye devam ediyor. Telafer, Musul ve diğer yerlerdeki Türkmen bölgeleri IŞİD'in saldırısıyla boşaltıldı. Kerkük ve diğer Türkmen yurtları eşkıya başı Barzani'nin peşmerge denilen çapulcuları tarafından işgal edilmiş, gaspedilmiş durumda. 200 binden fazla Türkmen, yerinden yurdundan göç ettirildi, nereye gittikleri, kaçtıkları belirsiz. Çöl ortasında çil yavrusu gibi dağıtıldı. Sahip çıkan kimse yok. Amaç, Irak'ı Türkmenlerden arındırmak, Türkmen yurtlarına Barzani'nin peşmergelerini yerleştirmek ve Türkiye'nin ikinci güvenlik halkasını yok etmektir. Bu duruma müdahale etmesi gereken, bir türlü Türk olamayan ve etnik ırkçılıklarını gizlemek için kendilerine "Türkiyeli" diyen siyaset esnafı, hiçbir şey yapmıyor. Gözümüzün önünde cereyan eden Türk soykırımını görmezlikten geliyor, Barzani ile ne olduğu belirsiz karanlık ilişkiler içinde debelenip duruyor. İşin esasına bakılırsa aslında Barzani tarafından tepe tepe kullanılıyor. Bir leşmiş Milletler de sessiz ve kör. Zira Türkmeneli'nin yok edilmesi projesi, BM'nin bilinçli sessizlik ve tepkisizlik ortamında kotarılıyor.Türkmeneli Türklüğü açlık, susuzluk, hastalık, IŞİD ve peşmergeyle mücadele ediyor, ama kardeşleri, soydaşları olan 7 Türk devleti ve onlarca Türk topluluğu, ortak bir Turan ordusu kurup bunların yardımına gelmiyor. Türkmenlerin bu duruma gelmelerinde kendilerinin de suçu var. Siyaseten paramparça olmuşlar, bir sürü parti kurmuşlar. En büyük siyasi oluşum olan Irak Türkmen Cephesi, Türkmenlerin sadece dörtte birinin oyunu alabiliyor. Halbuki bütün Türkmenlerin bu partide birleşmesi, siyasi birliklerini sağlayıp kuvvetli bir siyasi irade ile mücadele etmesi lazım. Ayrıca Türkmenler siyasi açıdan oluğu gibi dinî açıdan da parçalanmışlar. Şiî, Sünnî ayrılığı, Türk düşmanları tarafından derinleştirilmiş. Bir an önce Şiîcilik, Sünnîciclik davası yani mezhepçilik davası terk edilmelidir. Herkes kendi mezhebine göre yaşasın. Bunu kendi aralarında mesele yapmasınlar. Ama birlik ve bütünlük içinde varlıklarını koruyabilmeleri için muhakkak surette Türklük şemsiyesi altında birleşmeleri gerekiyor. Birleşmezlerse yok olur giderler.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
- Dayatılan kapitalist stil / 26.12.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015