'Türkiye'yi terk edin'

Çeşitli ülkelerden Türkiye ile ilgili güvenlik uyarıları gelmeye devam ediyor.
 
İngiltere ve Amerika ile başlayan "Türkiye'ye gitmeyin" uyarısı yapan ülkelere her gün yenileri ekleniyor. Yurttaşlarına "Türkiye'ye gitmeyin"  uyarısı yayınlayan ülke sayısı 18'e yükseldi.
 
Almanya, ABD, İngiltere, Rusya, Fransa, İtalya, Kanada, Polonya, Belçika, İsviçre, Avusturya, İrlanda, Yeni Zelanda, Danimarka, İran, Hollanda, Çin ve İsrail?
 
Daha önce de vatandaşlarını uyaran İsrail önceki gün Türkiye'yi terk edin çağrısında bulundu. "Tehdit, Türkiye'deki tüm turistik merkezleri kapsıyor. Türkiye'deki İsraillilerin turistik merkezlerden uzak durmalarını, yerel yetkililerin uyarılarını dikkate almalarını ve ülkeyi en kısa zamanda terk etmelerini tavsiye ediyoruz" denildi. Açıklamada ayrıca tehdidin 2. seviye olduğu ve "yüksek somut tehditlere" işaret ettiği de belirtildi.
 
Almanların Taksim'de meydana gelen saldırı sonrası haklı çıkması gözleri yabancı istihbaratlara çevirmişti. 
İsrail gibi, ABD gibi, İngiltere gibi ülkelerin istihbaratlarının güçlü olduğunu biliyoruz. Bu ülkelerin vatandaşlarını Türkiye'yi terk etmeleri için uyarması dikkat edilmesi gereken bir konudur.
 
Bizimkiler ise sessizliğini koruyor!
 
Türkiye'nin sergilediği tutumun açıklaması şu; çıkın, gezin, tozun, istediğiniz yere gidin. Sağ salim evinize dönerseniz bizdendir, eğer bir patlamaya denk gelirseniz o sizin şansınıza artık!
 
Aslında vatandaşlarını Türkiye'yi terk etmesi için uyaran İsrail, ABD ve İngiltere gibi ülkeler keşke ajanları için de aynı uyarıları yapsa. Keşke bu ülkelerin ajanları da ülkemizi terk etse! Ellerini ayaklarını ülkemizden hatta bölgemizden çekseler? Türkiye'ye, Suriye'ye, Irak'a ve diğer ülkelere huzur gelse?
 
PKK'nın elindeki silahların yine bu ülkelere ait olduğu çıkmıştı ortaya. Hatta Cumhurbaşkanı kendisi bizzat söylemişti. O yüzden diyoruz ki, bu ülkeler vatandaşları için yaptıkları uyarıları ülkemizdeki ajanları için de yapsalar. PKK'ya dolaylı yollarla silah göndermeyi, Türkiye üzerinde hesap yapmayı bıraksalar, o zaman Türkiye daha huzurlu olurdu. 
 
Ama İsrail ile 'dost' olan ve 'İsrail'e ihtiyacımız var' diyen bir irade Türkiye'yi yönettiği müddetçe ülkemize aradığımız huzur gelmeyecektir.
 
Randevu verilmediği halde Obama ile görüşme yapmak için fırsat kollayan bir irade olduğu müddetçe, Türkiye aradığı huzuru bulamayacaktır.
 
NATO'ya güvenerek Rusya'nın uçağını düşüren bir anlayış bizi yönettiği müddetçe, Türkiye terörün cirit attığı bir ülke olmaktan kurtulamayacaktır.
 
21 Şubat 2008'de PKK'yı bitirme kararlılığı ile başlatılan Güneş Harekâtı 29 Şubat 2008'de apar topar bitirilmişti. Havadan ve karadan başlatılan bu büyük operasyon ABD'nin baskılarıyla PKK yok edilmeden 8 günde sonlandırılmıştı.
O gün Türkiye'yi hangi irade yönetiyorsa bugün de aynısı yönetiyor. Şimdi siz söyleyin bu irade terörü bitirebilir mi, Türkiye'yi eski huzurlu günlerine getirebilir mi?
 
Türkiye'de terörü bitirecek, eski huzurlu günlerine kavuşturacak, milleti birbirine kardeş yapacak tek bir irade var o da Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Tek kurşun bile atmadan terörü bitirecek olan formül onun elinde bulunuyor. O formülün adı Milli Ekonomi Modelidir.
 
Milli Ekonomi Modeli deyince burunlarını kıvıran, kendileri çok akıllı sanan o ukalalar, Türkiye'nin geldiği bu 'güvenilmez ülke' imajından sorumludurlar. ABD'yi kendilerine kıble edinenler de Türkiye'nin bugünkü durumundan sorumludur.
 
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) her ilde teşkilatı olan, tüm seçim bölgelerinde var olan, ülkemizin büyük partilerinden biridir. Seçmenin huzuruna projeleriyle çıkabilen ise tek partidir. Vatandaşlık maaşı, ev hanımı maaşı ve asgari ücret politikasıyla bütün Türkiye'de kardeşliği tesis edecek ve terörü bitirecek olan BTP'dir. İktidara gelebilmek için hiçbir yabancıya söz vermeyen bu yüzden hiç kimseye eyvallahı olmayan bir patidir.
 
Bu yüzden içinde bulunduğumuz zifiri karanlıktan çıkışın tek yolu BTP gözükmektedir. Seçmen bunu fark ettiği gün, güneş Türkiye'mizde daha farklı doğacaktır. Yoksa her geçen gün hayatımız daha da kararacak.