Türkiye, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamında sınırlarının ve rejimlerinin değişmesi gereken, daha anlaşılır ifadeyle, parçalanması ve işgal edilmesi gereken 22 İslam ülkesinden birisi.
Yani Türkiye, aynen Afganistan gibi, Irak, Libya, Suriye gibi BOP'un hedefinde.
Hatta Prof. Dr. Haydar Baş'ın 1991'de Körfez Harekatı başladığı zaman ifade ettiği gibi "Asıl hedef Türkiye."
NATO toplantılarında muvazzaf generallerimizin önüne konulan BOP haritalarında bu gerçek açıkça görülmekte idi. Ve bu gerçeği o gün bugündür asla gizlemediler.
Bu sebeple, ülkemizin topraklarında ya da etrafında yaşanan gelişmeleri bu kapsamda değerlendirmek ve gerekli önlemleri almak mecburiyetindeyiz.
Ülkemizin AB ve ABD'nin baskılarıyla ve kurdukları tuzaklarla bir mülteci yuvası haline dönüşmesi bu menfur projesinin dışında düşünülemez.
Yine Ege'de gerilim bahnesiyle ABD'nin Ege adalarına ve Lozan'a göre silahsız olması gereken Dedeğaç'a askeri üs kurması, buralara savaş helikopterleri, tanklar ve birlikler yerleştirmesi yine bu projenin dışında düşünülemez.
Doğu Akdeniz'deki aleyhimize olan gelişmeler, Suriye sınırımıza bir terör devleti kurulması, sayıları 100 bini aşan bir terör ordusu oluşturulması, Karadeniz'deki gerilim ve daha niceleri emin olun ki hepsi Türkiye'nin BOP'una hazırlık.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın Meltem TV'de yayımlanan "Gülgûn Feyman'la Haberin İçinden" programında yaptığı açıklamalar Türkiyenin içinde bulunduğu tehlikeyi, BOP tuzağını görmemiz açısından oldukça önemliydi.
Bazı cümleleri tekrar hatırlatalım:
"Türkiye'de mevcut durumda 12-13 milyon yabacı bulunuyor. Herkes istediği yerde. Kim ne, neci bilinmiyor. Sen bunlara özel bir bölge oluştur. Biz bunlara aş verelim, iş verelim ama o bölge içerisinde verelim. Mesela bunları tarımda işçi olarak kullanalım. Sen burada nargile keyfi yapacaksan kardeşim olmaz ki..."
"Afganistan'dan gelenlerin hukuki bir karşılıkları yok. Bunlar ne mülteci, ne sığınmacı. Dalga mı geçiliyor bizimle. Adam evinin balkonundan video çekiyor, Afganlar akın akın Türkiye'ye giriyor. Bunu çeken vatandaş 'benim gördüğümü devlet görmüyor mu, konum atayım devlete gelsin' diyor."
"Burada asıl milli güvenlik meselesi de şudur: ABD Yunanistan'daki Dedeağaç Üssü'ne 400 tane tank gönderdi. Bu tanklar Bulgaristan ve Romanya'ya dağıldı ve namluları Türkiye'ye dönmüş vaziyette bekliyorlar. Sorsan NATO güçleri tatbikat için vs. orada bekliyorlar derler ama bakın bu gemi değil, uçak değil. Tank nedir ya! Ne zaman? Tam da bu Afgan göçlerinden hemen önce!"
"Şimdi buradaki problem şu, küresel güçler, emperyalist güçler dediğimiz güçler her kimse, bunların bu coğrafyada gözü olduğunu, bu coğrafyada bir karmaşa istediğini biliyor muyuz? Eğer ahmak değilsek biliyoruz. Bunu Irak'tan, Suriye'den, Libya'dan biliyoruz. Aynı bölgenin içinde biz de varız. Bu insanlar Türkiye'de Türkü Kürdü birbirine düşürmeye çalıştı başarabildi mi, Alevi Sünni'yi birbirine düşürebildi mi? Hayır... Her türlü yolu denediler ama başaramadılar."
"Şu anda asıl amacın 'sayıca çok fazla, belli bölgelerde savaşmış, terörize kabiliyeti fazla insanları buraya yerleştirelim' olmadığı ne malum."
"Çocuk 20 yaşında, doğduğu günden buyana savaşın, çatışmanın içinde. Şimdi bunlar üzerinden oluşturulabilecek bir karmaşadan sonra o NATO gücü, o ABD gücü tanklarının sınırımızdan içeri sokulması mümkün mü, mümkün! Belki de plan bu, niye bunu konuşmuyoruz. Siyaset bunu dillendirmiyor, niye buna karşı çıkmıyoruz? Asıl problem burada."
Evet, BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın uyarıları böyle.
Atatürk'ün Türkiye'sini 100 yıldır ayakta tutan en temel dinamik, elbette ki üniter yapı ve Türk milleti çatısı altında bir bilek bir yürek olunmasıdır.
Sayın Baş'ın uyardığı gibi, bu milleti parçalamak için her şeyi yapılar. Alevi-Sünni, sağ-sol, Kürt-Türk, laik-antilaik ve daha nice çatışma projesini hayata geçirmek istediler ama bunda muvaffak olamadılar.
Şimdi de aynen Libya ve Suriye'de olduğu gibi sığınmacı ya da mülteci görüntüsü altında dışarıdan küresel teröristleri ülkemize sokarak suni çatışmalar çıkartacak bir zemin hazırlamaya çalışıyorlar.
Öyle bir dağınık, kontrolsüz mülteci politikası uygulandı ki, kimin ne olduğu belli değil ve her yere dağılmış vaziyette.
Elbette ki masum, teröre bulaşmamış Suriyeliler, Afganlar vs vardır ama bunlara karışarak ülkemize giren sayıları belirsiz teröristler var.
Yapılan operasyonlarda, hemen hemen her ilimizde IŞİD militanları yakalanıyor ve bunların içinde Irak'ta, Suriye'de emirlik yapmış olanları var.
Tam bir yol geçen hanı olmuşuz.
AB ve ABD aklıyla hareket eden siyasilerimiz, Atatürk'ün tertemiz olarak bıraktığı millet birliğini, darmadağın ettiler, ülkemizi her türlü iç ve dış tehdide açık hale getirdiler.
Millet olarak uyumaya devam edersek gidişat hiç de hayra alamet değil.
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025