Türkiye her türlü müdahaleye açık

Alman Cumhurbaşkanı Christian Wulff, geçtiğimiz geçen hafta gerçekleştirdiği Türkiye ziyaretinde Türkiye'deki Hıristiyanların din özgürlüğüne kavuşması gerektiğini söyledi.Ayrıca Patrikhaneyi ziyaret etmeyi de ihmal etmedi.Eğer gerçekten Türkiye'de din özgürlüğü olmasaydı, Türkiye'yi her ziyaret eden ülkelerin devlet başkanları ya da başbakanları patrikhaneye böylesine rahat girip çıkamazdı.Ve belki de patrikhane diye bir şey bugünlere gelemezdi.Alman Cumhurbaşkanı'nın bu ifadeleri Türkiye'de söylendiği için siyasiler tarafından haddi bildirilmedi. Başka bir ülkede bunlar söylenseydi kesinlikle cevapsız kalmazdı. İçişlerine müdahaleye iyice alışan Türkiye siyasetine artık hiçbir müdahale maalesef ağır gelmiyor. Türkiye'nin içişlerine yapıldığı kadar açık müdahaleler geçmişte sömürge ülkelerinde bile nadiren görülebilirdi.Çoğu zaman bu ülkeleri sömüren güçler, halkı rahatsız etmemek için talimatlarını kapalı kapılar ardında siyasilere bildirirlerdi. Siyasiler de bu talimatları millete kendi projeleriymiş gibi yutturmaya çalışırlardı.Adamlar Türkiye konusunda böyle bir yola tenezzül bile etmiyorlar. Doğrudan Meclis'e gelip, talimatlarını sıralıyorlar. Milletin iradesini temsil eden ve sadece milletin önünde eğilmesi gereken vekiller ise karşılarında el pençe divan bekliyorlar. Meclis'e girerken alkışla karşıladıkları gibi talimatları aldıktan sonra Meclis'ten çıkarken de alkışla uğurluyorlar bu yabancı devlet adamlarını. Ben dünya üzerinde Türkiye kadar müdahaleye açık bir ülke olduğunu zannetmiyorum.Türkiye'nin bu durumu elbette ki her alanda bağımlı olmaktan kaynaklanmaktadır. Bu bağımlılık derinlere nüfuz ettikçe Türkiye ciddiyetini kaybetmekte, ciddiyet kayboldukça da talimat verenlerin cüretkârlıkları yükselmektedir.Bu durumdan kurtulabilmek zor ama imkânsız değildir.İlk önce ekonomiden başlayarak Türkiye'nin bağımlılık prangalarını birlik ve beraberlik içerisinde kırmalıdır. Bunu başardığımız zaman Türkiye talimat almaktan kurtulabilecektir.