Prof. Dr. Haydar Baş'ın gazetemizde 23.05.2014 tarihli yayımlanan yazısıdır
Tarım bahsini sıklıkla gündem ediyoruz. Milli Ekonomi Modeli'nde stratejik bir saha olarak gördüğümüz bu konunun hayatiyetinin farkındayız.
Türkiye'de tarımın bittiği ile ilgili örnekleri devamlı işliyoruz. Çiftçi kardeşlerimizden, tarlalarını bırakarak şehre göçenlerden yazılarımızla ilgili geri dönüşler oluyor ve yazdıklarımızın az bile olduğundan bahsediyorlar.
Tarımsal desteği sürekli arttıran AB ülkeleri ve ABD, bizim gibi ülkelere "tarıma desteği çekin" demektedir.
Bundan bir süre önce katma değeri düşük diye "tarım ülkesi olun" şeklinde tavsiyede bulunanlar, bugün "doğrudan ve dolaylı destekleme kuruluşlarını özelleştirin, gelişmiş ülkelere pazar olun" taleplerini yapmaktadırlar.
Gelen hükümetler bu talepleri şartsız yerine getirmiş ve yaşanan acı tablo ile çiftçimizi baş başa bırakmıştır. Özelleştirmeler sonrasında elinde tek gelir kaynağı vergiler kalmış hükümetin, çiftçisine sahip çıkmasına imkân bulunmamaktadır.
Ağlayan çiftçiler, bankalara olan kredi borcu nedeniyle evine, tarlasına, traktörüne kadar haczedilmiş kardeşlerimiz boşuna gözyaşı dökmektedirler. Biz tarımda yaşanan vahameti ve çiftçimizin halini, seçimlerden önce de defaatle kaleme aldık.
Maksadımız, Rusya'nın ekonomide atağa kalkmasını sağlayan Milli Ekonomi Modeli'ni Türkiye'de de hayata geçirecek desteği almaktı. Ancak çitçiler halinden memnun olacak ki, yine "eski tas, eski hamam" dediler.
Oysa tarımı stratejik bir saha olarak gören Milli Ekonomi Modeli'nin bu ülkede uygulanmasına 'evet' demiş olsalardı:
* Tahditler, kotalar kaldırılacaktı.
* Devlete ait topraklar uzun vadeli, sembolik ücretler karşılığında kiraya verilecekti.
* Ürün fiyatları çiftçiler tarafından üretici kooperatif üzerinden belirlenecekti. Hem devlet desteğini, hem de iç piyasa fiyatını beraber alacaktı.
* Devlet üreticinin yetiştirdiği ürünün yüzde 50'sine en az 6 ay evvelinden avans verecekti.
* Çiftçiye emeklilik desteği ve doğal afetlere karşı sigorta desteği sağlanacaktı.
* İthal ürünlere karşılık yerli üreticinin korunması devlet garantisinde olacaktı.
* Tarım içim gerekli olan finansman elde edilen üretim karşılığı senyoraj geliri ile karşılanacaktı. Devlet tarıma bağlı sanayi üzerine yatırım yapmak isteyen girişimcilere, 'proje mukabili sıfır faizli krediler' ve 'gerekirse geri ödemesi üretim veya ürün' olacak türden kredi verecekti.
* Devlet ürünlere pazar garantisi verecekti.
* Gübre ve tarım ilaçları konusunda yatırımlar teşvik edilecekti. Türk çiftçisi ancak tarım konusunda projesi olanı desteklerse yüzü gülecek, ürünü para edecek, ürettiği satılacaktır.
Bunu verebilecek tek parti de, Milli Ekonomi Modeli'ni uygulayacak Bağımsız Türkiye Partisi'dir.
Prof. Dr. Haydar Baş / diğer yazıları
- Ehl-i Beyt-4 / 26.12.2024
- Ehl-i Beyt-3 / 25.12.2024
- Ehl-i Beyt-2 / 24.12.2024
- Ehl-i Beyt-1 / 23.12.2024
- İyi dinle ve denileni tut / 22.12.2024
- İslam’a davet mektuplarındaki hikmetler / 21.12.2024
- Peygamber Efendimizin mucizeleri / 20.12.2024
- Peygamberimizin hilm ve cömertliği / 19.12.2024
- Peygamber sabrı miskinliği içermezdi / 18.12.2024
- Sünnet, Kuran’ın kendisidir / 17.12.2024
- Ehl-i Beyt-3 / 25.12.2024
- Ehl-i Beyt-2 / 24.12.2024
- Ehl-i Beyt-1 / 23.12.2024
- İyi dinle ve denileni tut / 22.12.2024
- İslam’a davet mektuplarındaki hikmetler / 21.12.2024
- Peygamber Efendimizin mucizeleri / 20.12.2024
- Peygamberimizin hilm ve cömertliği / 19.12.2024
- Peygamber sabrı miskinliği içermezdi / 18.12.2024
- Sünnet, Kuran’ın kendisidir / 17.12.2024