Türk kadını ve MEM

Türk kadını her dönemde düşmana karşı vatanın savunulmasında bir rol oynamış, gerek cephelerde gerek cephelerin arkasında, gerek meydanlarda, gerek siyasette, gerek televizyonlarda hakkı savunmayı, doğru yolda sonuna kadar yürümeyi vazife edinmiş ve edinmelidir.

Tarihimizde bunun örneklerini Çanakkale Savaşlarında, Kurtuluş Savaşında görmekteyiz.

Kara Fatma, Nezahat Onbaşı, Şerife Bacı, Nene Hatun, Çete Emir Ayşe, Tayyar Rahmiye ve daha ismini bildiğimiz veya bilmediğimiz nice kadınlar.

Askerlerimiz cephede savaşırken, onların ihtiyaçlarını gören, cepheye mermi ve silah taşıyan, üç tane hayvanı varsa ikisini Mehmetçiğe bağışlayan, şehit olan eşinden kendisine tek miras kalan küpeleri satıp silah alıp düşmana karşı savaşan, oğlunu, eşini askere gönderip geri dönmeyeceğini bile bile vatan sağolsun deyip askerlerinin ellerini kınalayan daha nice nice Türk kadınları...

Nasıl anlatılır, yaptıkları kahramanlıklar hangi kelimelere sığar da paylaşılır.

Ben kadınım evde oturayım düşüncesi yoktur. Vatan, düşmanlara peşkeş çekiliyorsa Türk kadınını cephede de görürsün, hastanede de görürsün, meydanlarda da görürsün, okullarda da görürsün. Savaşta ve barışta Türk kadını her yerdedir.

İşte bu yüzden Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk, yüce Türk kadınlarına gereken hakları tanımış ve yüceltmiştir ve şu sözleri söylemiştir: "Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın."

İşte bu yüzden çok değerli Üstadımız Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız da Milli Ekonomi Modeli'nde (MEM) Sosyal Devlet Projesi olan ev hanımı maaşlarını, doğum ikramiyelerini, vatandaşlık maaşını, ev hanımlarına emeklilik hakkını biz kadınlara vermiştir.

Türk kadını günümüzde de hakkını savunan, kendini ezdirmeyen, maddi olarak da zengin ve güçlü bir konuma ancak Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın Milli Ekonomi Modeli ile gelebilir.

Biz Türk kadını olarak geleneklerimizi ve göreneklerimizi unutmadan, hayatımıza geçirerek, hakkı savunma cesaretliliğini bir an olsun yüreklerimizden çıkarmadan her daim doğruyu ve hakkı savunacak gücümüzün olması lazım. Bu haklara tekrar kavuşabilmek için Prof. Dr. Haydar BAŞ Hocamızın modelini şu anda Sayın Genel Başkanımız Hüseyin Baş Bey ile iktidara taşımamız gerek. Türk Kadınlarının cenneti yaşamasına, ülkemizde ve dünyamızda güçlü ve eğitimli olmasına, haklarının verilmesine, iş-aş sahibi olmasına, eğitimli gençlerin yetişmesinde bilgili ve kültürlü anneler olmaya hakkımız var, Türk kadının buna hakkı var.

- Okumak mı; sınavsız üniversite.

- Ev hanımı olmak mı; Ev Hanımı Maaşı, Vatandaşlık Maaşı, emeklilik hakkı.

- Evlat sahibi olmak mı; doğum ikramiyeleri.

- İş bulmak mı, aş bulmak mı; işte burda da Devlet Baba.

Türk kadını haklarına Milli Ekonomi Modeli ile gerçek anlamda kavuşacak.

Milli Ekonomi Modeli'nin hayata geçmesi ile sadece kadınlar değil bütün Türk vatandaşları maddi sıkıntıdan ve bağımlı bir ülke olmaktan kurtulacak.

Yani özet olarak tarihimizde yüksek cesaretlilik ve kahramanlık örneği gösterip vatanın kurtulmasında çok büyük vazifeler elde etmiş ve başarı göstermiş Türk kadını, şimdi yine haklarını almak için, özgürce yaşamak için, yüksek ve kültürlü eğitim düzeylerinden geçmek ki bunun içinde önüne sınav gibi engeller koyulmayan bir zaman için, yüce Türk kadını olduğunu hatırlatan ve bu hakları verecek olan Milli Ekonomi Modelinin uygulanması için atalarımızın gösterdiği cesareti bizim de gösterip bu ülkede Milli Ekonomi Modeli'nin uygulanması için çalışmalıyız. Biz Kadınlara çok iş düşüyor.

Haydi Kara Fatma'nın kızları, haydi Nene Hatun'un torunları, haydi Nezahat Onbaşı'nın gönüllü askerleri... Sıra bizde.