Türkiye'de vatandaşların ekserisi borç batağı içinde yüzerken, Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek'e göre, halkımız zenginleşmiş!Piyasalarında sadece 48 milyar TL dolanan ülkemizde vatandaşların bankalara olan toplam tüketici kredisi borcu 160 milyar TL'yi aşmış durumda? Üreticilerin aldığı kredileri de eklediğimizde korkunç rakamlar çıkıyor. Ama işin başındaki Maliye Bakanımıza göre halkımız zengin! Olsa olsa buna "borç zengini" denir.Ülkemizde sigortalı çalışanların neredeyse yarısı asgari ücretle çalışıyor ve 600 TL'ye talim ediyor. Kendisine bile bakamayacak olduğu bu açlık sınırının da altında olan maaşla ortalama 2,57 kişiye bakmaya çalışıyor. Ama bu rakamlar önemli değil, çünkü Maliye Bakanımıza göre halkımız zenginleşmiş! Olsa olsa buna "açlık zengini" denir.Resmi rakamlara göre 4 milyona yakın işsiz var, gayri resmi rakamlara göre ise işsizler ordusu 10 milyon kişiyi aşıyor. Tarım köylüsü iş sahibi kabul ediliyor ama perişan vaziyette, ürününü zararına satıyor, borçlarını ödeyemiyor, hacizden, icradan kurtulmak için traktörünü, tarlasını, evini barkını satıyor. Ama Maliye Bakanımıza göre bunlar Türkiye'de olmuyor.Ülkemizde esnaf müşteri gelmediği için sinek avlıyor, dayanamıyor kepenk kapatıyor, sanayici malını satacak pazar bulamıyor, maliyetlerdeki aşırı artış sebebiyle iç piyasada ve de dış piyasada rekabet edemiyor, kapasite düşürüyor, işçi çıkartıyor, dayanamıyor fabrika kapatıyor. Ama bunun hiç önemi yok, çünkü Maliye bakanımız "halkımız zenginleşti" diyor.Maliye Bakanı işin kolayını bulmuş, açlık sınırının bile altında olan 600 TL'lik asgari ücreti Bulgaristan ve Romanya'daki asgari ücretle mukayese ediyor. Anlaşılan işler biraz daha kötüye giderse Somali ile mukayese yoluna gidecek. Hatta yakında çıkıp da "asgari ücretimizin rakibi yok, en asgarisi bizde" derse hiç şaşırmayın.Maliye Bakanı Şimşek halkımızın zenginleştiği kanaatine nasıl varıyor?Doğal olarak bir maliye bakanından beklenen, halkın satın alma gücü, gelir ve gider dengesi, borç yükü, tüketim hızı gibi verileri önüne koyması ve bu rakamlardan yola çıkarak bir neticeye varması?Ama Sayın Maliye Bakanımız bu tür hesaplama işlerine fazla girmiyor, gerek de duymuyor, ona göre ev, araba satışları, LCD satışları yeterli bir kriter.Tamam da kimler, hangi şartlarda alıyor bunları?Öncelikle şunu ifade etmeliyiz ki, Türkiye'de ekonomik bütün göstergeler dip de yapsa, yaşanan bu tablodan da pirim elde eden, servetine servet katan belirli bir rantiye kesim vardır. Onların tüketim çılgınlığı, halkın çoğunluğunun ekonomik durumunu asla yansıtmaz.Bir diğer husus ise, özellikle son zamanlarda ev ve araba alımlarında kolay tüketici kredisi imkanları sunulması da bu konuda suni bir piyasa oluşturdu. Fakat milletimiz asli ihtiyaçlarından kısarak, ekonomi belki düzelir ümidiyle bu yönteme başvurdu.Asıl sorun ise bu vatandaşlar ev ve araba taksitlerini ödeyemediği zaman başlayacak. ABD'yi ve onunla beraber tüm dünyayı sarsan mortgage krizi zaten bu sebepten dolayı çıkmadı mı? Bankalar ha bre vatandaşları borçlandırdılar, kolay kredi verdiler ama zamanı gelince tahsilatlarını yapamadılar. Çünkü bu kadar kredinin piyasada karşılığı yoktu. Şimdi aynı şey Türkiye'de yapılıyor. Yaşanan gerçeklerden asla ders alınmıyor.Ve bu ülkenin Maliye Bakanı patlama noktasında olan bu balonu örnek gösterip "halkımız zenginleşti" diyebiliyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025