Türkiye'deki ekonomistler, ülkemizde yaşanan son ekonomik gelişmeleri değerlendiriyorlar. Türkiye içindeki ticarette ve ihalelerde TL'nin kullanılması; kamu kurumlarının art arda TL ile işlem yapma kararını alması, döviz varlıklarını TL'ye çevirmeleri; özel sektörün ve vatandaşların dövizlerini TL'ye çevirmesinin teşvik edilmesi; dış ticaretin yerli para cinsinden yapılması, bu noktada Rusya, Çin ve İran'la temaslara geçilmesi, hatta Çin ile 450 milyon liralık bir para takasının gerçekleşmesi?
Ve daha nice gelişmeler Türk ekonomistler tarafından masaya yatırılıyor, tartışılıyor.
Birkaç ekonomistin bu noktadaki görüşleri özetle şu şekilde:
"Türk Lirası'ndaki değer kaybının engellenmesi için uzun vadeli çözümler gerekiyor."
"Türkiye içindeki ticarette ve ihalelerde Türk Lirası'nın kullanılması geç kalmış bir uygulama?"
"Türkiye ekonomisinde Dolar'ın geçerli bir para birimi olarak kullanılmasının önüne bu kampanyaların geçeceğine dair şüphe taşıyoruz."
"Anlaşılan, dövizde geçtiğimiz haftalarda yaşanan dalgalanmaya kadar Türkiye'de devlet kurumları resmi olarak TL ile değil dövizle işlem yapmayı alışkanlık haline getirmiş. Kimse de bugüne kadar bunu mesele edip üzerine gitmemiş."
"Türkiye'deki dövizin iktisadi faaliyette yoğun bir şekilde kullanılıyor olmasında kamu kurumlarının etkisi ne kadarsa, bu kurumların döviz kullanmaktan vazgeçmelerinin etkisi de o kadar olacaktır. Bunun boyutunu tam olarak bilemiyoruz."
"İktisadi birimleri belli bir doğrultuda hareket etmeye 'zorlamak' hiçbir zaman kalıcı bir çözüm getirmez. Eğer Dolar yerine TL kullanımı kişi için daha avantajlı hale getirilebilirse ancak o zaman kalıcı bir etki söz konusu olabilir."
"Türkiye'deki kamu kurumlarının ve özel sektörün Türk Lirası'nın yanı sıra Dolar'ı neden tercih ettiğini saptamak gerekiyor."
"TL'ye duyulan güvensizlik, Dolar kullanımını artırdı. Türkiye'de, kamu kurumlarının da içinde yer aldığı çok sayıda sektör Dolar cinsinden fiyatlama yapma ya da mevduat tutma alışkanlığına sahip. Bunun açık anlamı, Türk Lirası'na güvensizliktir"
"Yerel para biriminin yerine veya paralelinde yabancı bir para biriminin kullanılması 'dolarizasyon' ya da 'para ikamesi' olarak tanımlanıyor. Dolarizasyon veya bir diğer ifade ile para ikamesi; bir ülkede ulusal paranın satın alma gücünü koruyamayacağına ilişkin beklentilerden kaynaklanır."
"İhalelerde, özellikle döviz harcaması gerektirmeyen faaliyetlerle ilgili ihalelerde zaten neden dövizin kullanıldığını anlamak mümkün değildi"
"Daha önceden dövizle yapılan köprü, otoyol ya da havaalanı gibi projelerde hazine garantisi söz konusu olacaksa, kur riski devlete aktarılmış olacak."
"Yabancı firmaların TL cinsinden ihalelere katılmasının önünde teknik engeller olacak."
"Bugün döviz satan kamu kurumları ya da özel kurumların önümüzdeki dönemde borç veya ithalatları nedeniyle dövize ihtiyaç duyacak. Sonuçta ülkenin dış ticaret açığı ve borç ödemeleri için döviz gerekecek."
"Mevcut koşullarda petrol ve türevlerine dayalı sektörlerde petrol fiyatını Dolar belirlediği için dövizden kaçış mümkün olmayacak."
"Türk Lirası uluslararası rezerv para birimi olmaması dolayısıyla dış ticarette kullanılmasında sıkıntılar yaşanacak."
"Türkiye, ekonomik reformlar yoluyla yerli üretimi, ithalata karşı ağır basan bir alternatif olarak ortaya koyamadığı sürece Dolar üzerinden fiyatlama alışkanlıklarını kıramaz."
"Rusya, Çin ve İran ile Türkiye'nin ticaretine baktığımızda bir ticaret açığı görüyoruz. Bu ülkelere yaptığımız ihracat, oradan yaptığımız ithalattan daha büyük. Eğer her ülke kendi para birimi ile ihracat yaparsa, bizden aldıkları mal ve hizmete yapacakları ödemeden sonra bu ülkelerin elinde TL kalacak. Önce buna o ülkelerin razı olması gerekiyor."
"Hiçbir ülkenin merkez bankası rezervlerinde Türk Lirası tutmuyor. Ayrıca Türk Lirası, uluslararası ticarette bir değişim aracı değil. Bu durumda, dış ticarette nasıl Türk Lirası ağırlıklı bir döngüye geçebileceksiniz?"
"Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) politikalarının ve TCMB dışındaki ekonomi politikalarının paraya güveni artırması gerekiyor."
"TL'deki değer kaybının TL'nin kullanımının teşvik edilmesi ile önlenmesi geçici?"
"Asıl sorun GSYİH'nın yüzde 60'ına ulaşmış olan dış borç stoğu ve GSYİH'nın % 4'ünden aşağı düşmeyen cari açık. Öncelikle Türkiye'nin büyümesinin de önündeki engel olan ithalat sorununun çözülmesi ve sonuçta döviz talebinin azaltılması gerekiyor. Sürekli değerli tutulmaya çalışılan Türk lirası ile ithalat sorununu çözmek çok zor."
Türk ekonomistlerin tespitleri ve yorumları bu yönde?
Şimdi bu eleştirilere, milli para ve milli paralarla ticaret projesini kendilerine mal etmeye çalışan siyasilerimizin ve danışmanlarının cevap bulması gerekiyor.
Peki, projelerin asıl sahibi olan Prof. Dr. Haydar Baş'ın bu yorumlara bir cevabı, bir izahı var mı? Elbette ki var? Türk ekonomistlerin Sayın Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ni alıp Ruslar gibi, Çinliler gibi satır satır okumalarını tavsiye ediyorum, aradıkları soruların cevabını bulacaklar ama daha ötesini öğrenmek istiyorlarsa Modelin kodlarını Prof. Dr. Baş'a sormaları gerekiyor. Yani nasıl Rus, Çinli, Alman, Fransız, İngiliz, Hollandalı, İtalyan profesörler Prof. Dr. Baş'ın tez öğrencisi ise onların da egoizmlerini kırıp, ilim uğruna gerçek uğruna Sayın Baş'ın dizine diz çökmeleri gerekiyor.
Milli Ekonomi Modeli'nin projelerini tek başına alıp Kapitalizme ya da başka bir sisteme yama yapmaya çalışırsanız, ortaya ne idüğü belirsiz ucube bir ekonomi tablosu çıkar.
Sayın Baş'ın Modeli bir bütündür ve "her taş yerinde ağırdır" misali her bir projesi MEM ekonomi sisteminin içinde bir projedir.
MEM'de, milletin emek ve üretimi karşılığı milli paranın basılması vardır; bu paranın sosyal devlet projeleriyle vatandaşın cebine konulması vardır; Türkiye'de bulunan 3 katrilyon dolarlık hammadde ve enerji kaynaklarının devlet-millet ortaklığıyla işletilmesi vardır; tarımın, hayvancılığın, sanayi üretiminin devlet babanın desteğiyle teşvik edilmesi, desteklenmesi vardır; Türkiye'nin ithalata bağımlılıktan tamamen kurtulması vardır?
İthalata bağımlı olmayan, yerli para ve yerli kaynaklarla üretim yapan, cari açığı olmayan, dış ticaret açığı olmayan, bir kuruş döviz borcu olmayan bir Türkiye'den bahsediyoruz. Sadece bu kadarı bile yukarıda bahsedilen bütün endişeleri bertaraf etmektedir. Çözüm MEM'dedir, Prof. Dr. Haydar Baş'tadır.
Ve daha nice gelişmeler Türk ekonomistler tarafından masaya yatırılıyor, tartışılıyor.
Birkaç ekonomistin bu noktadaki görüşleri özetle şu şekilde:
"Türk Lirası'ndaki değer kaybının engellenmesi için uzun vadeli çözümler gerekiyor."
"Türkiye içindeki ticarette ve ihalelerde Türk Lirası'nın kullanılması geç kalmış bir uygulama?"
"Türkiye ekonomisinde Dolar'ın geçerli bir para birimi olarak kullanılmasının önüne bu kampanyaların geçeceğine dair şüphe taşıyoruz."
"Anlaşılan, dövizde geçtiğimiz haftalarda yaşanan dalgalanmaya kadar Türkiye'de devlet kurumları resmi olarak TL ile değil dövizle işlem yapmayı alışkanlık haline getirmiş. Kimse de bugüne kadar bunu mesele edip üzerine gitmemiş."
"Türkiye'deki dövizin iktisadi faaliyette yoğun bir şekilde kullanılıyor olmasında kamu kurumlarının etkisi ne kadarsa, bu kurumların döviz kullanmaktan vazgeçmelerinin etkisi de o kadar olacaktır. Bunun boyutunu tam olarak bilemiyoruz."
"İktisadi birimleri belli bir doğrultuda hareket etmeye 'zorlamak' hiçbir zaman kalıcı bir çözüm getirmez. Eğer Dolar yerine TL kullanımı kişi için daha avantajlı hale getirilebilirse ancak o zaman kalıcı bir etki söz konusu olabilir."
"Türkiye'deki kamu kurumlarının ve özel sektörün Türk Lirası'nın yanı sıra Dolar'ı neden tercih ettiğini saptamak gerekiyor."
"TL'ye duyulan güvensizlik, Dolar kullanımını artırdı. Türkiye'de, kamu kurumlarının da içinde yer aldığı çok sayıda sektör Dolar cinsinden fiyatlama yapma ya da mevduat tutma alışkanlığına sahip. Bunun açık anlamı, Türk Lirası'na güvensizliktir"
"Yerel para biriminin yerine veya paralelinde yabancı bir para biriminin kullanılması 'dolarizasyon' ya da 'para ikamesi' olarak tanımlanıyor. Dolarizasyon veya bir diğer ifade ile para ikamesi; bir ülkede ulusal paranın satın alma gücünü koruyamayacağına ilişkin beklentilerden kaynaklanır."
"İhalelerde, özellikle döviz harcaması gerektirmeyen faaliyetlerle ilgili ihalelerde zaten neden dövizin kullanıldığını anlamak mümkün değildi"
"Daha önceden dövizle yapılan köprü, otoyol ya da havaalanı gibi projelerde hazine garantisi söz konusu olacaksa, kur riski devlete aktarılmış olacak."
"Yabancı firmaların TL cinsinden ihalelere katılmasının önünde teknik engeller olacak."
"Bugün döviz satan kamu kurumları ya da özel kurumların önümüzdeki dönemde borç veya ithalatları nedeniyle dövize ihtiyaç duyacak. Sonuçta ülkenin dış ticaret açığı ve borç ödemeleri için döviz gerekecek."
"Mevcut koşullarda petrol ve türevlerine dayalı sektörlerde petrol fiyatını Dolar belirlediği için dövizden kaçış mümkün olmayacak."
"Türk Lirası uluslararası rezerv para birimi olmaması dolayısıyla dış ticarette kullanılmasında sıkıntılar yaşanacak."
"Türkiye, ekonomik reformlar yoluyla yerli üretimi, ithalata karşı ağır basan bir alternatif olarak ortaya koyamadığı sürece Dolar üzerinden fiyatlama alışkanlıklarını kıramaz."
"Rusya, Çin ve İran ile Türkiye'nin ticaretine baktığımızda bir ticaret açığı görüyoruz. Bu ülkelere yaptığımız ihracat, oradan yaptığımız ithalattan daha büyük. Eğer her ülke kendi para birimi ile ihracat yaparsa, bizden aldıkları mal ve hizmete yapacakları ödemeden sonra bu ülkelerin elinde TL kalacak. Önce buna o ülkelerin razı olması gerekiyor."
"Hiçbir ülkenin merkez bankası rezervlerinde Türk Lirası tutmuyor. Ayrıca Türk Lirası, uluslararası ticarette bir değişim aracı değil. Bu durumda, dış ticarette nasıl Türk Lirası ağırlıklı bir döngüye geçebileceksiniz?"
"Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) politikalarının ve TCMB dışındaki ekonomi politikalarının paraya güveni artırması gerekiyor."
"TL'deki değer kaybının TL'nin kullanımının teşvik edilmesi ile önlenmesi geçici?"
"Asıl sorun GSYİH'nın yüzde 60'ına ulaşmış olan dış borç stoğu ve GSYİH'nın % 4'ünden aşağı düşmeyen cari açık. Öncelikle Türkiye'nin büyümesinin de önündeki engel olan ithalat sorununun çözülmesi ve sonuçta döviz talebinin azaltılması gerekiyor. Sürekli değerli tutulmaya çalışılan Türk lirası ile ithalat sorununu çözmek çok zor."
Türk ekonomistlerin tespitleri ve yorumları bu yönde?
Şimdi bu eleştirilere, milli para ve milli paralarla ticaret projesini kendilerine mal etmeye çalışan siyasilerimizin ve danışmanlarının cevap bulması gerekiyor.
Peki, projelerin asıl sahibi olan Prof. Dr. Haydar Baş'ın bu yorumlara bir cevabı, bir izahı var mı? Elbette ki var? Türk ekonomistlerin Sayın Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ni alıp Ruslar gibi, Çinliler gibi satır satır okumalarını tavsiye ediyorum, aradıkları soruların cevabını bulacaklar ama daha ötesini öğrenmek istiyorlarsa Modelin kodlarını Prof. Dr. Baş'a sormaları gerekiyor. Yani nasıl Rus, Çinli, Alman, Fransız, İngiliz, Hollandalı, İtalyan profesörler Prof. Dr. Baş'ın tez öğrencisi ise onların da egoizmlerini kırıp, ilim uğruna gerçek uğruna Sayın Baş'ın dizine diz çökmeleri gerekiyor.
Milli Ekonomi Modeli'nin projelerini tek başına alıp Kapitalizme ya da başka bir sisteme yama yapmaya çalışırsanız, ortaya ne idüğü belirsiz ucube bir ekonomi tablosu çıkar.
Sayın Baş'ın Modeli bir bütündür ve "her taş yerinde ağırdır" misali her bir projesi MEM ekonomi sisteminin içinde bir projedir.
MEM'de, milletin emek ve üretimi karşılığı milli paranın basılması vardır; bu paranın sosyal devlet projeleriyle vatandaşın cebine konulması vardır; Türkiye'de bulunan 3 katrilyon dolarlık hammadde ve enerji kaynaklarının devlet-millet ortaklığıyla işletilmesi vardır; tarımın, hayvancılığın, sanayi üretiminin devlet babanın desteğiyle teşvik edilmesi, desteklenmesi vardır; Türkiye'nin ithalata bağımlılıktan tamamen kurtulması vardır?
İthalata bağımlı olmayan, yerli para ve yerli kaynaklarla üretim yapan, cari açığı olmayan, dış ticaret açığı olmayan, bir kuruş döviz borcu olmayan bir Türkiye'den bahsediyoruz. Sadece bu kadarı bile yukarıda bahsedilen bütün endişeleri bertaraf etmektedir. Çözüm MEM'dedir, Prof. Dr. Haydar Baş'tadır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025