Tüm İslam ümmetinin başucu kitabı olması gereken "Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt" kitabını bir solukta okuyup sizler için özet çıkardım sevgili okurlar.
Üstadımız Prof. Dr. Haydar Baş'ın Ehl-i Beyt külliyatının özeti mesabesindeki "Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt" kitapçığı elimizden ve gönlümüzden hiçbir zaman düşürmeyeceğimiz hayati öneme haiz düsturları içeriyor. İşte özet başlıklar:
* İslam dünyası, Şii-Sünni ayrımı ile kan ağlıyor. Oysa Hz. Peygamber "Ehl-i Beyt'im Nuh'un gemisi gibidir, bu gemiye binmeyen boğulur" buyurur. Bugün Ehl-i Beyt'e hak ettiği değer verilmiş olsa idi, İslam âlemi bölünmeyi ve savaşı yaşamazdı.
* Sünni dünyasında Şiilerin batıl, Şii dünyasında Sünnilerin yanlışta olduğu ifade edilerek kışkırtma politikaları devamlı surette pompalanıyor. Sünni ve Şii dünya imamet meselesinin dışındaki bütün konularda aynı akaidi ve aynı İslami esasları paylaşmaktadırlar.
* İman ve İslam esaslarında temelde bir olan Şii ve Sünni dünya, sadece ve sadece imamet meselesinde birbirinden ayrılmaktadır. Gadir-i Hum günü, Sünni dünya için halen bilinmeyen ve üstü örtülmeye çalışılan bir hakikattir.
* Gadir hadisi 222 Sünni âlim tarafından sahih senetlerle zikredilmiştir. Hilafet ilanın yapıldığı Gadir hadisi pek çok raviden aktarılır. Sünni ulemadan Hafız Ebu Cafer Muhammed b. Cerir-i Taberi "elivelayeti fi Turuk-i Hadis-i gadir" adlı kitabında Gadir hadisini, Zeyd b.Erkam'dan şöyle rivayet ediyor: Resûlullah (s.a.a) Veda Haccı'ndan dönerken öğle vaktinin sıcağında Gadir-i Hum denilen yerde durdu. Büyük gölgelikler kurulmasını emretti.
Gölgelikler kurulduktan sonra, herkesin cemaat namazı için toplanmasını buyurdu. Allah Rasulü (s.a.a) bizlere bir hutbe okuyarak şöyle buyurdu: "Allah Teâlâ bana şu ayeti nazil etti: 'Ey Resul! Sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan Peygamberliğini tebliğ etmemiş olursun ve Allah seni insanlardan koruyacaktır (Maide 67).
Cebrail bana burada Rabbimin şu emrini bütün herkese iletmemi bildirdi: "Ali b.Ebu Talib benim kardeşim, vasim ve halifem, benden sonraki imamdır." Hz. Peygamber (s.a.a.) Gadir-i Hum'da irad ettiği hutbesinde Allah'ın emri ile Hz. Ali'yi imam tayin ettiğini ümmetine bildirmiştir. Dikkat edilirse, hilafet hakkındaki görüş Allah ve Resulüne aittir. Burada bize söz düşmez.
Hz. Ali'nin imamet ilanından sonra henüz insanlar dağılmadan Maide 3. ayet nazil oldu: "Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, size nimetlerimi tamamladım ve size din olarak İslam'ı seçtim. Resûlullah (s.a.a); "Allahuekber! Din kemale erdirildi. Nimet tamamlandı. Yüce Allah benim risaletime, Ali'nin velayetine razı oldu" buyurdu. Yani, Hz. Ali'nin imametinin bilinmesi ile İslam dini tamamlanmıştır ve bu Allah'ın emridir.
Gadir-i Hum günü Hz. Peygamberin Hz. Ali Efendimizi yerine halife ve vasi olarak tayininden sonra "ikmal ayeti" olarak bilinen Maide 3'ün nazil olduğu pek çok Sünni eserde yer alır. Bu açıdan değerlendirildiğinde Hz. Ali'nin imametini reddetmek, Allah'ın emrine karşı gelmektir.
*Sünni ve Şii dünyası Ehl-i Beyt paydasında kardeştir. Müşterek payda Ehl-i Beyt'tir. Resûlullah (s.a.a)'ın nazarında yetişen Ehl-i Beyt, İslam'ın ve imanın özüdür. Onlar yaşayan Kur'an numuneleridir. Hz. Peygamber'i ve Kur'an-ı Azimüşşan'ı anlamanın yoludur.
Bugün ayrışmalara imkan vermemeliyiz. Şii-Sünni dünyası kesinlikle bir ve beraber olmalıdır. Bu sayede İslam coğrafyasının yeraltı ve yerüstü kaynaklarının sömürülmesinin de önüne geçilecektir.
Kaldı ki, -hangi dinden olursa olsun- can, mal, namus, din ve vatan emniyetini temin edecek olan Ehl-i Beyt etrafındaki bu İslam kardeşliğidir.
Üstadımız Prof. Dr. Haydar Baş'ın Ehl-i Beyt külliyatının özeti mesabesindeki "Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt" kitapçığı elimizden ve gönlümüzden hiçbir zaman düşürmeyeceğimiz hayati öneme haiz düsturları içeriyor. İşte özet başlıklar:
* İslam dünyası, Şii-Sünni ayrımı ile kan ağlıyor. Oysa Hz. Peygamber "Ehl-i Beyt'im Nuh'un gemisi gibidir, bu gemiye binmeyen boğulur" buyurur. Bugün Ehl-i Beyt'e hak ettiği değer verilmiş olsa idi, İslam âlemi bölünmeyi ve savaşı yaşamazdı.
* Sünni dünyasında Şiilerin batıl, Şii dünyasında Sünnilerin yanlışta olduğu ifade edilerek kışkırtma politikaları devamlı surette pompalanıyor. Sünni ve Şii dünya imamet meselesinin dışındaki bütün konularda aynı akaidi ve aynı İslami esasları paylaşmaktadırlar.
* İman ve İslam esaslarında temelde bir olan Şii ve Sünni dünya, sadece ve sadece imamet meselesinde birbirinden ayrılmaktadır. Gadir-i Hum günü, Sünni dünya için halen bilinmeyen ve üstü örtülmeye çalışılan bir hakikattir.
* Gadir hadisi 222 Sünni âlim tarafından sahih senetlerle zikredilmiştir. Hilafet ilanın yapıldığı Gadir hadisi pek çok raviden aktarılır. Sünni ulemadan Hafız Ebu Cafer Muhammed b. Cerir-i Taberi "elivelayeti fi Turuk-i Hadis-i gadir" adlı kitabında Gadir hadisini, Zeyd b.Erkam'dan şöyle rivayet ediyor: Resûlullah (s.a.a) Veda Haccı'ndan dönerken öğle vaktinin sıcağında Gadir-i Hum denilen yerde durdu. Büyük gölgelikler kurulmasını emretti.
Gölgelikler kurulduktan sonra, herkesin cemaat namazı için toplanmasını buyurdu. Allah Rasulü (s.a.a) bizlere bir hutbe okuyarak şöyle buyurdu: "Allah Teâlâ bana şu ayeti nazil etti: 'Ey Resul! Sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan Peygamberliğini tebliğ etmemiş olursun ve Allah seni insanlardan koruyacaktır (Maide 67).
Cebrail bana burada Rabbimin şu emrini bütün herkese iletmemi bildirdi: "Ali b.Ebu Talib benim kardeşim, vasim ve halifem, benden sonraki imamdır." Hz. Peygamber (s.a.a.) Gadir-i Hum'da irad ettiği hutbesinde Allah'ın emri ile Hz. Ali'yi imam tayin ettiğini ümmetine bildirmiştir. Dikkat edilirse, hilafet hakkındaki görüş Allah ve Resulüne aittir. Burada bize söz düşmez.
Hz. Ali'nin imamet ilanından sonra henüz insanlar dağılmadan Maide 3. ayet nazil oldu: "Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, size nimetlerimi tamamladım ve size din olarak İslam'ı seçtim. Resûlullah (s.a.a); "Allahuekber! Din kemale erdirildi. Nimet tamamlandı. Yüce Allah benim risaletime, Ali'nin velayetine razı oldu" buyurdu. Yani, Hz. Ali'nin imametinin bilinmesi ile İslam dini tamamlanmıştır ve bu Allah'ın emridir.
Gadir-i Hum günü Hz. Peygamberin Hz. Ali Efendimizi yerine halife ve vasi olarak tayininden sonra "ikmal ayeti" olarak bilinen Maide 3'ün nazil olduğu pek çok Sünni eserde yer alır. Bu açıdan değerlendirildiğinde Hz. Ali'nin imametini reddetmek, Allah'ın emrine karşı gelmektir.
*Sünni ve Şii dünyası Ehl-i Beyt paydasında kardeştir. Müşterek payda Ehl-i Beyt'tir. Resûlullah (s.a.a)'ın nazarında yetişen Ehl-i Beyt, İslam'ın ve imanın özüdür. Onlar yaşayan Kur'an numuneleridir. Hz. Peygamber'i ve Kur'an-ı Azimüşşan'ı anlamanın yoludur.
Bugün ayrışmalara imkan vermemeliyiz. Şii-Sünni dünyası kesinlikle bir ve beraber olmalıdır. Bu sayede İslam coğrafyasının yeraltı ve yerüstü kaynaklarının sömürülmesinin de önüne geçilecektir.
Kaldı ki, -hangi dinden olursa olsun- can, mal, namus, din ve vatan emniyetini temin edecek olan Ehl-i Beyt etrafındaki bu İslam kardeşliğidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Adem Birinci / diğer yazıları
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025
- Her hususta zirve şahsiyet İmam Ali / 28.02.2025
- Allah’ın selam yolladığı Hz. Hatice / 26.02.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025
- Her hususta zirve şahsiyet İmam Ali / 28.02.2025
- Allah’ın selam yolladığı Hz. Hatice / 26.02.2025