İşgalci ABD'nin gölgesi altındaki bölgemizde İsrail ile PKK terörü baş başa yürüyor. İsrail, sınırsız yayılıyor, PKK "vahşîce" avlıyor canlarımızı? ABD'nin ise, İsrail'in yanı sıra Barzani, Talabani ve PKK ile olan işbirliğini bilmeyen yok?Ne tevafuk ki, AKP hükümeti de ABD'nin "stratejik ortağı" ve BOP taşeronu? Başbakan R. T. Erdoğan, milletin gazını almak için, BOP'ta durumumuzu gözden geçireceğiz, lafıyla yetiniyor.Bir de "sınır ötesi harekât" yaparız ha, hakkımız var ha, yarın çok şeylere gebe filan? resmi beyanatlar uçuşuyor AKP'den.Süleymaniye'de "askerimizin başına çuval geçiren" ABD, Büyükelçisi ile, Dışişleri sözcüsü ile "sınır ötesine geçemezsiniz, harekât yapamazsınız" deyip "çuval"lıyor Ankara'daki stratejik ortaklarını. Tam bir tiyatro? Çünkü?Geliyorum diyen harekâttan bir şey çıkmaz.Ankara'dakiler basıyor yaygarayı: Ey PKK'li teröristler, geliyoruz! Topu-tüfeği hazırladık, Bush ile görüşüyoruz, herhalde "müsaade" de çıkar, geliyoruz üzerinize? Geliyoruz Kandil'e, Gabar'a, Haftanin ve Zagroslar bölgesine, kartal gibi üzerinize ineceğiz, kamplarınıza konacağız.Bu ilan üzerine; 20-25 yıllık dağ tecrübesi olan teröristler de "kirli-paslı, vahşi göğüslerini açıp" AKP'nin harekâtını bekleyecekler? Öyle mi?!Hatırlayın, yıllar önce, yine böyle bıçağın kemiğe dayandığı, sabrımızın taştığı günlerdi. Asker bastırdı, harekât kararı çıktı; yüzbaşılar bile nereye gidileceğini bilmiyorlardı.Ankara'da "federasyon" lafını ağzına ilk alan bir devletlü, "Eşkıyayı ininde vuracağız" demeci patlatınca olan oldu? Kartal gibi süzülmüştük sınır ötesine, kamplarını basmıştık; ama son PKK'lı, iki üç dakika önce kaçmıştı, çay bardakları bile hâlâ sıcaktı... Peki, nasıl haber almışlardı?* * *"Teröre karşı stratejik ve dramatik harekât tiyatrosu"nun "bazı sahneleri"ni bir zamanlar Güneydoğu'nun sınır ötesi ve berisinin kartalı Pamukoğlu Paşa'ya sorun, bakalım? Ya da ben sorayım, siz dinleyin; ne anlayacaksınız bu işlerden? Emekli Tümgeneral Osman Pamukoğlu, 1993-1995 yıllarında Hakkari Dağ ve Komando Tugayı ve Hakkari Tugay Komutanlığı yapmış. Bu dönemde PKK'ya karşı yapılan en büyük harekât olan 37 günlük Çelik-1 Operasyonu'nu yönetmiş. Pamukoğlu Paşa, Türk Ordusunda 5 tane Üstün Birlik Yetiştirme Nişanı'na sahip tek kişidir.* * * 1994 sonlarında "Ejder Kış Harekât Planı"nı olgunlaştıran Pamukoğlu Paşa, operasyon için "en uygun vakti" kollarken Genelkurmay'da yapılacak bir seminere çağrılır ve bakın nelerle karşılaşır:Seminerin bir bölümünde MİT'ten bir Daire Başkanı, "PKK'nın 5. Kongresini Kuzey Irak'ta Haftanin kampında yapıp bitirdiğini, şu kadar personel katıldığını, bu kadar süre devam ettiğini" söylerken dayanamadım.-Ben şaşırdım kaldım. Yani 5. Kongre gerçekten yapılıp bitti mi? Hem de burnumuzun dibinde mi yapıldı? Haftalarca birkaç yüz PKK lideri aynı yerde mi durdu?... Böyle bir şey olur da neden kimsenin haberi olmaz? Kusura bakmayın ama siz bu faaliyeti olup bittikten sonra öğrenmiş olmalısınız. Başka türlü nasıl olabilir, dedim.MİT Daire Başkanı, 16-17 amiral ve generalin bulunduğu salonda böyle bir seri soruya maruz kalınca önce biraz durgunlaştı, sonra:- Efendim biz 5. Kongreyi başlangıcından beri gün gün takip ettik ve ilgili adreslere bildirdik? diye cevap verdi. - Anlamakta zorlanıyorum. PKK'nin 5. Kongresi, Hakkari Tugay Komutanı'nın meselesi değil; ama böyle dolgun ve kıymetli bir hedefi bir daha ne zaman, nerede bulacaksınız? Nasıl haberimiz olmaz? Tepelerine inip hepsinin işini bitirmeliydik, dedim.MİT Daire Başkanı, bilgiler adres gruplarına gönderildi efendim, demekle yetindi.-...Şaşırmıştım... Şırnak'ın 20 km. altında toplanıyor adamlar. MİT faaliyeti gün gün takip ettim; bildirdim diyor. Peki bildirdi de sonra ne oldu?PKK'nin 5. Kongresi Şırnak ilinin 18- 20 km altında, Kuzey Irak'taki Haftanin kampında yapılmıştı... PKK'nin üst düzey yönetim ve grup liderlerinden 700 kişi toplanmıştı... Hakkari'de yürüttüğümüz mücadele boyunca yaşadıklarımdan sonra, yeryüzünde insanlara ait hiçbir şey artık beni şaşırtamaz. Yazık, çok yazık. Tanrı bizim milletimizin yardımcısı olsun" (Bkz. E. Tümg. Osman Pamukoğlu, Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok, s. 282- 283 ve 335-336, Harmoni Yayıncılık, Mart 2004, 26. bsk).Pamukoğlu Paşa, PKK ile Talabani ve Barzani'nin niyetleri ve amaçları aynıdır, diyor yıllar önce."PKK'ya, Irak'a yani 'yeni yuva devlet'lerine doğru çekilme süresi" tanırcasına müsaadelerini beklediğimiz ABD, işte bu Talabani ve Barzani ile işbirliği yapmadan sınır ötesine bir adım atamazsınız diyor.* * *Pamukoğlu Paşa'ya bir dokunun bin âh işitin; alın size bir "paşa âhı" daha? "Mayıs 1995'in başıdır. Türkiye-İran sınırındaki PKK'nın Jerma-Bektar kampında tam 358 militan çepeçevre sarılmıştır. Pamokuğlo Paşa, harekât planını onaylanmak üzere üst kademeye göndermiştir. Genelkurmay, bu PKK kampının mutlaka temizlenmesini istemektedir. Dağ komandolarımız, büyük bir sabırla "vur emri"ni beklemektedirler."Mayıs'ın 11'inden önce uygulanmayacak" emri gelir Ankara'dan. 19 Mayıs akşamı ise "tatbik emri" gelir. Son hazırlıklar yapılır. Pamukoğlu Paşa, 20 Mayıs sabahı "yarasa" emrini verir. Başbakan Tansu Çiller'dir. Jema-Bektar Kampı'nın vurulması için "siyasi karar" gerekmektedir. Kabine toplanır, MGK toplanır; konu saatlerce müzakere edilir. Taburlar Şehidan Dağı'na tırmanmaya başlar. Rakım 3500? Paşa'ya "aman ha Ankara'dan talimat gelmeden iş yapma, bekle" emirleri aralıklarla yağar. Pamukoğlu Paşa'nın kafasındaki plan, "sabaha doğru 05:00'te Jema-Bektar kampına darbeyi indirmek." Ancak Ankara'daki toplantıların neticesi, "kampa darbe" öncesi 21: 05'te Pamukçu Paşa'ya bildirilir: Harekât yapılmayacak. Jema-Bektar kampını vurmaktan vazgeçin. Birliklerinizi Şehidan dağından geri çekin!Dağların aslanlar "Ankara'dan çıkan siyasi karar" üzerine geri çekilmişler" (Bkz. Pamukoğlu, Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok, s. 303-312). Pamukoğlu Paşa'nın, kendisine "Harekat yapılmayacak, ne yapalım kısmet değilmiş?" talimatı veren "üst"üne o anki tepkisi ilginçtir:"- Komutanım bir tabur PKK'lı yönünden kısmet değilmiş, ama yarın bunlar çil yavrusu gibi bölgeye dağılınca bizim kısmetimiz ölerek,, yaralanarak açılmış olacak. Anladım komutanım. İyi geceler!" (Bkz. Pamukoğlu, Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok, s. 308).* * *Başımıza çuval geçiren "işgalci stratejik müttefik"e dair son bir "dramatik tecrübe" daha Pamukoğlu Paşa'dan?"13 Nisan 1994 günü?Odama girip Genelkurmay başkanını aradım.- Komutanım emredin.- Osman Paşa, harekâtı 2-3 gün durdur.- Bir şey mi var komutanım.- Bu senin operasyon yaptığın bölgeden 20-30 km. aşağılarda Çekiç Güç'e ait Amerikan uçakları BM'ye ait iki Skorskyi vurup düşürdüler.- Skorskylerin silahı yok ki, ördekten farksızlar, neden vuruyorlar? Sonra ne biçim koordinesizlik komutanım; Amerikan uçakları BM'nin silah taşımayan iki helikopterini düşürüyor. Yoksa, o düşürülen helikopterleri harekâta katılan bizim helikopterler sanmış olmasınlar?!-? Bu adamların ne yapacağı belli olmuyor.?Harekat Merkezi'ne indim? Bütün karargah subayları buradaydı. Herkesin kanaati aynıydı: ABD pilotları, vurulan helikopterleri bizim harekâta katılan helikopterler diye vurmuşlardı?"2 gün sonra Hakan Tepe'nin güneyinde, bütün vadiyi Alay Marşı inletiyordu.Annem beni yetiştirdi bu ellere yolladı/ Al sancağa teslim etti, Allaha ısmarladı/ Sütüm sana helal olmaz saldırmazsan düşmana / İleri, ileri, Türk askeri dönmez geri? / Yastığımız mezar taşı, yorganımız kan olsun, / Biz bu yoldan döner isek namus bize ar olsun? (Bkz. Pamukoğlu, Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok, s. 208-212)Bu tecrübelerden hala bir şeyler anlamayanlar için, cümlenin tamamını söyleyelim: Ankara'ya konuşlanmış politikacılarımızın yüreğinde de, şayet "dağdaki aslanlar"ımızın yüreğindeki "şehadet imanı, bağımsızlık ateşi ve vatan aşkı" olmaz ise, "sınır ötesi harekat" tiyatrosu, birkaç "kof efelenme" ile "teröristlerin güvenli yerlere çekilmelerini sağlayacak bağrışma"dan öteye geçmez. Siyaset koltuğunda birkaç ay daha oturmak uğruna, "askerinin başına çuval geçirenler" ile ne idüğü belirsiz "stratejik ortaklık"ta körü körüne ısrarcı olan "hariçten icazetli politikacılar"ın var olduğu herhangi bir yerde, vatanın ve milletin yok olması için artık "düşman"a bile ihtiyaç yok? Çünkü gafleti çok olanın devleti yok olur; ey milletim, titre ve kendine gel!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019