Balıkesir'de şehit annesi, Ordu'da fındık üreticisi, Kilis'te sınır ticareti ile uğraşan dolmuşçular, ülkenin hemen her yerinde ferdi ya da toplumsal tepkiler artıyor. Tepkilerini kimi meydanlarda kimi AKP binasının önlerinde, kimi makam sahiplerinin huzurunda haykırmaya devam ediyor. Basın yayın yoluyla yazılıp çizilenler, kamuoyuna yansıdığı kadarıyla tepkinin boyutunun artarak devam ettiğini haber vermektedir.Bu kadar feryada rağmen, iktidar sahipleri hariçten gazel okumaya devam ediyor. Başbakandan, Meclis Başkanına, sanki her şey yolundaymış mesajları verilmeye çalışılmaktadır; "terörün kökünü kazımışlar elhamdülillah"(!) Vatandaşımız devletine sahip çıkmak, ya da devletine bir zarar gelmesinden şüphe ettiği için tepkilerini ölçülü bir vaziyette sürdürmektedir.Milletimiz tepkilerini ölçülü, bir o kadarda anlamlı olarak sürdürmektedir. Fakat milletin sabırlarını da zorlamanın âlemi yoktur. Bakın adi suçlarda vatandaş kendi çapında suçluları linç faaliyetlerine girişmektedir. Hırsızı, caniyi, zaniyi, kapkaççıyı kendi elleriyle cezalandırmaya kalkışmaktadır. Gelinen noktayı çok iyi okumak lazımdır. Milletin hukuktan ve kanundan beklentilerinin zayıfladığının göstergesidir. Yaşananlar hiç de iç açıcı değildir. Çünkü bu yaşananların sonucu Allah korusun toplumsal olayları doğurur.Özellikle şehit yakınlarının tepkilerini, cenazelerde bakan kovalayan, çelenk kıran, vekil, bakan, dinlemeden sözlerini esirgemeyen tabloları çok ama çok iyi okumak lazımdır.Balıkesir'deki Şehit yakınlarının sözleri tepkiden öte tokat gibi milletvekilinin suratına çarpılıp, "söyleyin başbakana" diye de mesaj yollanmaktadır.Bakın yüreği yanan ananın sözlerine; "İsrail kaçırılan iki askeri için dünyayı ayağa kaldırdı. Bizim askerimiz değersiz mi? Bu kadar askerimiz şehit oluyor. Siz neredesiniz." Bizim askerimiz asla ve asla diğerlerinden değersiz değildir. Sadece yanlış siyasete kurban edilmektedir. Devletler bekalarını, milli çıkarlarını koruyabilmek için gerektiğinde risk almasını bilmelidirler. Yoksa her "kuru gürültüye pabuç bırakan" bir yapı arz eder, ele âleme rezil rüsva olunur. Devletin, dosta düşmana karşı gerçekten güçlü görüntüsünü, dışarıdan gelecek talimatlara kurban etmeye kimsenin hakkı yoktur. Vatandaşın tepkisi yerinde ve kararındadır. Milletin sabrını daha da taşırmadan, yapılacak şeyler bir an önce yapılmalıdır. Baştan sona bütün yapılanlar bir an önce gözden geçirilmelidir. Dost kim, düşman kim, müttefik kim, mutlaka tekrar tekrar muhasebe edilmelidir.En iyi müttefikimiz olduğu her platformda dile getirilen ABD, her zaman olduğu gibi bu meselede de sahte müttefikliğini ortaya koymuştur. "İsrail'in yaptığı zulme işgale evet, Türkiye'nin uluslararası hukuktan doğan hakkını kullanmasına bile hayır." Biz kalkıyoruz; en büyük dost ve müttefiklikten bahsediyoruz. Olmaz olsun böyle müttefik!Verilen tavizlerin ne sonu ne arkası kesilir. Devletlerin bekası sahte ilişkiler üzerine bina edilemez. Gerçek dost, gerçek düşman belirlenmeli, yolumuza öğlece devam etmeliyiz. Güçlü diye haksızın yanında yer almak, ne insanlığa ne de hukuka sığmaz. Türkün töresinde "Haklı olmak, Haklının yanında olmak, Hakla olmak" vardır. Zalimin yanında asla ve asla olunmaz. Bu tavrı ne zaman sergilemeye başlarız o zaman sabah yakındır. Aksi takdirde, yapılan siyasi yanlışlıklar yüzünden, "yok mu bu karanlık gecelerin sabahı?" diye çok ağlarız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025