Tek taraflı aşk karşılığı olmayan çek gibidir

Ben tatildeyken başbakan iki şey buyurdu; "Kürt sorunu benim sorunumdur" ve "kan üzerinden siyaset yapmayın."Türk siyaset tarihinde bu muhtevalı ve bu kadar havalı cümle kuran bir başka sima var mı? Birçok konuda olduğu gibi bu nutkuyla da başbakan ilkler yada en'ler sıralamasında layık olduğu yeri almış oldu.Aslında başbakanın psikolojik yapısını iyi tahlil etmek gerek.Yukarıdaki cümleleri irat buyurduğu günler moralinin bozuk olduğu günlerdi.Kadim dostu Yunan Başbakanı Karamanlis'i Türkiye'ye davet etmişti. Ankara'ya Antalya'ya, Alanya'ya falan değil, Rize'nin bilmem ne yaylasına yapılmıştı bu davet.Davet lafı duyulur duyulmaz Rize'de hummalı bir çalışma başlamıştı bile. Bu çok özel misafire sunulacak yöre yemeklerinde kullanılacak malzeme yeniden yetiştirilmeye başlandı hormonsuz, radyasyonsuz ve ekşimsi olarak. Zat-ı şahanenin şenliğine katılacağı yaylanın bütün yolları asfaltlanmaya başlanmış, yetkililer ve etkililer teyakkuz hale getirilmişti.Pontus faaliyetlerinin hız kazandığı bir bölgeye bu faaliyetleri organize ettiği bilinen bir ülkenin başbakanı geliyordu. Yada gelecekti. Uzanıp yatmak,Yatıp uyumak,Uyuyup kalmak hoş olmazdı.Herkes biliyordu ki, Yunanistan'da PKK kampları vardı.PKK'yı yıllarca eğitip başımıza bela eden zatlar maksat hasıl olunca ikinci belaya el atmıştı; Pontus.Bu işi üstlenmiş ve Türkiye'ye girmesi yasak olduğu söylenen bir üst düzey emekli askerin ismi bolca dillerde dolaşmıştı ülkemizde.Bu, ayrıca ve bolca üzerinde durulması gereken bir konuydu.Ama aşkın gözü kör,Kulağı sağır,Dili lal,Hali izmihlaldi.Ek protokole konan göstermelik, hiçbir kıymet-i harbiyesi olmayan şerh yüzünden Karamanlis Türkiye/Rize ziyaretini iptal etmişti.Niye?Rum ideallerini herşeyin önünde gördüğü için.Bizimkilerin "aşkından deli oldum inan vallahi" şarkılarını çalıp söylediği, "Ey Casus belli çal çifte telli" deyip oynadığı bir zamanda Karamanlis büyük Rum ideallerine olan inancından kadim dostu Tayyip beyin davetini iptal ediyor.Bu araya bir not sıkıştıracağım.Malum bir kesimin çok duası olmuştu; MGK Genel Sekreteri sivil olsun diye. Diğer konularda duaları tutmamış olsa da bu konuda duaları tutuverdi ve Türkiye'nin Yunanistan Büyükelçisi ilk sivil sekreter oldu.Duayı yapanlar bir başka isteği eklemeyi unutmuş olacaklar ki, bir şey değişmedi bu değişiklikle.Bir tek şey değişti, ülke için öncelikli tehlike sıralamasında irtica yerini korurken Yunanistan tehlike olmaktan neredeyse çıkıverdi.Asıl konuya dönersek.Ben başbakanın işte davetine icabetin iptal edilmesi yüzünden bozulan morali ile böyle bir konuşma yaptığını düşünüyorum.Peki kan üzerinden siyaset yapma işine gelince.Başbakan aslında mağduriyet üzerinden siyaset yaparak bulunduğu konuma gelen ender kişilerden birdir. Belki de ilkidir.Hassaslaştırılmış bir gölgede sen, minareli, süngülü, camili, kışlalı, miğferli ve askerli şiir oku, sonra sen Pınarhisar'da birkaç ay gergef doku, millet de evinde vah zavallı diye matem tutsun, sonra şiir okutulan yerde seçimler iptal olsun ve sen de önce vekil sonra başvekil seçil.Bu kadar tesadüf, olsa olsa bizde olur.Bu kandan siyaset değil ama o kadar da masum bir şey gibi gözükmüyor bana.Hani şu reklamda vardı ya; yaşamayı seviyorum beee.İyi ki tatile gitmişim.Şu meşhur sözümü bir daha yazayım; yeryüzünde tesadüf olur ama bu ülkede asla.