İlahiyatçı kesimin belirgin bir vasfı da şudur, önceden savundukları fikirlerin daha sonra aksini söylemek.Bakın sayın Süleyman Ateş yıllar önce ne yazmıştı. "Hıristiyanların yanlarında dört İncil vardır:1. Metta İncilidir ki, on iki havariden Metta, Hz. İsa'nın ref'inden (göğe yükselişinden) sekiz yıl sonra Filistin'de Süryani dili ile toplamıştır. Altmış sekiz ıshahtır. 2. Markos İncilidir ki yetmişlerden olan Markos refi'den on iki sene sonra Roma'da Lâtin diliyle toplamıştır. Kırk sekiz ıshahtır.3. Luku İncilidir ki yetmişlerden olan Luka bunu İskenderiye'de Yunan diliyle toplamıştır. Seksen üç ıshahtır.4. Yuhanna İncilidir ki, İsa'nın ref'inden otuz yıl sonra Rum memleketlerinden Efesüs şehrinde toplanmıştır. Kıpti nüshasında ıshahları otuz üçtür.Bu İnciler muhteliftir. Birbirlerini tutmazlar. Bunları münderecatında bazı yerler vardır ki bunların ne Allah Teala'nın kelamı, ne de İsa Aleyhisselam'ın kelamı olduğuna şehadet ederler. Mesela, zamanlarına göre İsa Aleyhisselam'ın çarmıha gerilmesi, defni, semaya yükseltilmesi kıssaları gibi ki, bunlar bazı büyükler ve iyi adamlar hakkında yazılan biyografi kitapları gibi İsa Aleyhisselam'ın doğumu, yükseltilmesi ve daha bazı ahvali ile bazı kelimelerini şerh yollu yazılmış tarih ve tercüme-i hal kitaplarıdır."Evet bunlar İsa (A.) devrinden sonra yazılmış, onun hayatına ve sözlerine ait birer siret kitaplarını andırır. Hiçbiri Hz. İsa'nın konuştuğu dilde değildir. Allah kelamında İsa'nın aralarında yaşayıp durduğu kimselere İsa'nın hayatı anlatılamaz. Hal bu ki bu İncillerde, "İsa falan yere gitti, orda şunları söyledi..." gibi ifadeler kullanılmaktadır. Bunlar İsa'dan (as) sonra kaleme alınmış tercüme-i hal kitaplarıdır. Zira İsa Aleyhisselam, inen vahiyi hemen yazdırmamıştır. Ondan sonra havariler hafızalarında O'nun söylediklerinden ne kalmışsa kaleme almışlardır. Bu yazma eserler elden ele dolaşa dolaşa , istinsah edile edile bir çok değişimlere uğramış, birbirini tutmayan yüzlerce İncil meydana gelmiştir."(Prof. Süleyman Ateş, İslam'a İtirazlar ve Kut'an-ı Kerim'den Cevaplar, 1971, s.338-339).Yıllar önce kitabına yukarıdaki ifadeleri alan Ateş, geçene haftaki makalesinde de şunları söylüyor."Kitap ehli (Yahudi ve Hıristiyanlar) yeni peygamberi kabul edip doğrularken, bir yandan da kendi kitaplarının hükümlerini uygulamalarını vurgular. Ve kitaplarının hükümlerini uygulayanların bolluk içinde yaşayacaklarını, ahirette de cennetle ödüllendireceklerini..."Buradan şunu anlıyoruz ki, Cenab-ı hakkın Maide 66'de berekete vesile ilan ettiği "kitaplar" bugünkü ehl-i kitabın elinde bulunan "muharref/tahrif edilmiş" kitaplar değildir.İçinde yaşadığımız şu dönemde ve şu keşmekeşlikte, bu ilahî hassasiyeti dikkate almadan bir genelleme yapıp, "kitap ehlinin elindeki kitapların hükümlerini uygulaması" şeklinde bir yaklaşım eğer bir art niyet taşımıyorsa son derece tehlikeli bir yaklaşımdır.Kitab-ı Mukaddes'te geçen bazı ifadelerin Kur'an'daki ifadelere uygun olması, onların hak olabileceğine delil olamaz. Bir lise öğrencisine, her hangi bir sosyal konuda bir kompozisyon yazdıralım. Bu kompozisyonun içinde Kur'an ayetlerine anlam olarak çok yakın cümlelerin geçtiğini görebiliriz. Şimdi bu kompozisyona ilahi metin mi diyeceğiz?Hz. İsa'dan (as) sonra kaleme alınan dört İncil'in, bu İncillerin isimlerine izafe edilen papazların, Hz. İsa'yı anlatan kompozisyon çalışmasından farkı ne kadardır?Sayın Ateş de, diyalog sürecinde her fırsatta servise konan ayetlerden ikisini yazısına aldı. "Şüphe yok ki, iman edenler, Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sabiîler, bunlardan her kim Allah'a ve ahiret gününe gerçekten iman eder ve salih amel işlerse elbette Rabbleri katında bunların ecirleri vardır, bunlara bir korku yoktur, bunlar mahzun da olacak değillerdir" (Bakara, 2/62)."Muhakkak ki inananlar, Yahudiler, Sabiiler ve Hıristiyanlardan kim Allah'a ve ahiret gününe iman eder ve güzel amel işlerse, onlar için bir korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır" "Maide 5/69).Bu ayetlerin iniş sebeplerinin göz önünde bulundurulmasının öneminin yanında başka ayetlerle tezat teşkil etmeyecek şekilde değerlendirilmesinin gerektiğini sayın Ateş'in bilmemesi mümkün değildir.Sıralanışa dikkat!İman edenler.Yahudiler.Hıristiyanlar.Sabiiler.Bu dört sınıftan her kim Allah'a, ahiret gününe iman eder ve "amel-i salih" işlerse...Bu ayet ehl-i kitabın hak üzre olduğuna delil olamaz. Çünkü ayetler "iman edenler" diye başlayıp, "eğer Allah'a ve ahiret gününe iman eder" şeklinde devam ediyorsa, bu "amentü" esaslarına dikkat çeken bir ayet olur.Kaldı ki, bu iki iman esasının "mümin olmak için" yeterli olmadığı, diğer iman esaslarına da inanmanın şart olduğunu yine Kur'an bize haber veriyor. Mesela, Hz. Muhammed'e iman etmeyenin "mutlaka kafir olduğunu" Allah buyuruyor. Nisa Suresi 151. ayette bu hükmü veren Allah, ehl-i kitabı -haşa- bundan muaf mı tutuyor?Bir başka hususu da şudur."Amel-i salih" kavramının, meal garabeti ile "güzel amel" şeklinde tercüme edilmesi de doğru değildir.Amel-i salih: "Tevhid-i ubudiyet/içine şirk karışmamış, tevhid esasına uygun yapılan ibadettir.Bugünün ehl-i kitabı, ne "tevhid-i rububiyet/Rabbani tevhid", ne de "tevhid-i ubudiyet/kullukta tevhid" ehlidir.Yani hem ilah anlayışları, hem de ibadet anlayışları şirk üzeredir.Bütün bunların yanında Hac Suresi 17. ayeti de okumamız lazım."Şüphesiz o iman edenler, Yahudi olanlar, Sabiîler (yıldıza tapanlar), Hıristiyanlar, ateşe tapanlar ve (Allah'a) eş koşanlar (yok mu?) Allah, kıyamet günü bunların arasını şüphesiz ayıracaktır. Çünkü Allah her şeyi hakkıyla görüp bilendir."Bakar 62. ayet, Maide 69. ayet ve Hac 17. ayet birlikte değerlendirilince mesele daha iyi anlaşılır.Kaldı ki, Bakara 62. ayetin Selman-i Farisî'nin, İslam öncesi yaşayıp Hz. Muhammed'e kavuşamadan ölen arkadaşları hakkında nazil olduğunu da ilave edelim.Bu konuda daha geniş bilgiye ulaşmanız için, Prof. Dr. Haydar Baş hocamın muhteşem eseri "Dinî ve Millî Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler, s. 263 müracaat edebilirsiniz.Bu başlık ve bu muhtevada bir başka eser kaleme alınmadığı için de o muhteşemdir.
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024