Tek suçlu Kurtlar Vadisi mi!?

Ülkemizde mantardan daha hızlı türeyen TV dizileri var.Tamamı "reyting" yani para karasevdalı bu dizileri ben daha önce "halı bombardımanına" benzetmiştim.Ne demek mi?Halı bombardımanı; Bir yeri/ülkeyi canlı adına hiç bir şey bırakmamacasına bombalamak, yerlebir etmek demek.Dizilerle bağlantısı ne?Şu.Yayınlandığı ülkede ahlak adına ne varsa bombardımana tabi tutmak.Her türlü ahlaki yapıyı yıkmak, yakmak, yok etmek.Ben böyle görüyor ve düşünüyorum.Siz de arı-duru bir zihinle izlediğiniz zaman benimle aynı kanaate varacaksınız diye de düşünürüm.Yıkılan ocaklardan bunu anlayabilirsiniz?Osmanlının altı küsur asırlık döneminde meydana gelen boşanmaların ülkemizde altı ayda meydana geldiğinden de anlayabilirsiniz.Girin google, dolaşın görün. Eskiden ve ağırlıklı olarak Fahrettin Cüretlibatur'un nam-ı diger Cüneyt Arkın'ın film ferkmanlarında şu spot cümleler olurdu;Kan,Kin,İntikam,İhanet ve daha bilmem ne hepsi bu filmde.Çoğumuz bir tanıdığa rastlamayacağı saatlerde bu filmleri izlemeye giderdi.Ah, bir de babalarımızın haberdar olması yok mu?Yandı külüm keten helva.Hatta bir tehdit unsuruydu, "ya babam duyarsa."    Kafamı bozma söylerim seni babama, sınamaya gitti diye...Hadi yap şunu.Ya evden dart edilmek, yada o zor işi yapmak.İşte olmak veya ölmek, bütün mesele buydu.Şimdi aynı muhtevalı, hatta daha iğrenci, dizi olarak hem de evlerimizde.Çok büyük buluş ile RTÜK bey amcalar dizinin muhtevasına göre sol üst köşeye plaka koyma mecburiyeti getirdi.Küçükten büyüğe kalınlaşan üç kelle.Anlamı şu; ana-baba-çocuk,toplamı cacık,edep-haya azcık,gel de işin içinden çık,bu diziyi gönül huzuruyla izleyebilirler.Soruyorum size bu RTÜK tarafından "üç pişmiş kelle" ile servis edilen dizileri hakikaten meaaile/ailecek izleyebiliyor musunuz?Duyamadım.Nayııır mı dediniz?Gelelim asıl konumuza.Ülkemizde "millî" eksenli işlenen cinayetlerin fail-i hakikisi Kurtlar Vadisi adlı diziymiş.Çünkü o dizide gez-göz-arpacık üçlemesinin cifr hesabının toplamı, "Kuvay-ı Milliye Hareketine" denkmiş.Bu yüzden diziyi izleyen silahı kapıp kapmaz, atıyor kendini sokağa ve ilk karşılaştığı anti mayın tank, pardon, antikuvvacıya sıkıyor kurşunu.Sokağa çıkar çıkmaz eğer bulamazsa, şuur altında yer etmiş olan kurtlar onu adam öldürmeye amade bir canavar haline getiriyor ve elde silah başlıyor beklemeye.Hay yalanınızı seveyim.Toplumun ahlaki yapısını hâk ile yeksân/yerle bir eden bu dizilerden -çok azı müstesna, hatta bazı mübarek kanalların dizileri de dahil- kaçında silah kullanılmıyor ki?Yoksa, at, avrat, pusat triyalizmden silahı her ahval ve akvalde kullanmak mümkün, sadece milli meseleler hariç mi?   Şu ülkede "ulusalcı(!)" olmayan cinayetlerin kaçta kaçı dizi merkezlidir, hiç düşündünüz mü?Yoksa, bu ülkede insanlar sudan sebeplerle ölebilir, ama yeter ki, için de vatan-millet dürtüsü olmasın ölmenin ve öldürmenin, diyenlerden misiniz? Niye?Bu ülkenin insanları çok mu ucuz yetiştiriliyor?Anadolu anaları fabrika mı?Mekanik mi çalışıyorlar?Ne zaman bir ölüm haberi duysam, önce müteveffanın anne-babası aklıma gelir.Çünkü; "ağlarsa anam ağlar/gayrisi yalan ağlar" sözü aklıma gelir.Ama ateş düştüğü yeri yakıyor, gayrisi ne bilsin?Bizde insan olmak çok sıradan bir şey haline geldi.İtalya'da bir polis öldü maçlar iptal oldu, biz de bin kişi ölse, smaçlar bile iptal olmaz.Bizde adam çok.Ölen ölür kalanlar fazla bile.Hiçkimse ölmesin bu ülkede.Ne şunun için ne de bunun için.