Her türlü cehaletin; yalanın, yanlışın, karanlığın, kötülüğün, çirkinliğin, zulmün, sefaletin, itişmenin, dalaşmanın, kavganın, ayrılığın, riyakarlığın, geri kalmışlığın tek çözümü eğitimdir. Her türlü şiddetin, terörün ve ahlaksızlığın da tek çözümü eğitimdir.
Siyasi istikrarın da, maddi ve manevi kalkınmanın da, sosyal barış ve huzurun da tek çözümü eğitimdir.
İnsan olmanın, medeni olmanın, haklı ve güçlü olmanın da tek çözümü eğitimdir. Sevmenin, sevilmenin, affedebilmenin, affa layık olabilmenin de tek çözümü eğitimdir.
Saygı duymanın, saygıdeğer olabilmenin, gerçekçi ve samimi olabilmenin tek çözümü eğitimdir.
Aranılan, özlenen, beklenen, yolları gözlenen, örnek olmanın, önder olmanın, rehber olmanın da tek çözümü eğitimdir.
Bütün bu ve benzeri oluşumlardan sonra, korunmanın, savunmanın, bela ve musibetlerden, tehlikelerden kurtulmanın gerçek manada tek çözümü eğitimdir.
Bu genel kaideyi kendi ülkemiz Türkiye ve Türk insanı için düşündüğümüzde meselenin önemi çok daha öne çıkmaktadır.
Ülkemizin gerek tarihi ve gerekse coğrafi konumu itibariyle bütün dünya tarihi, coğrafyası ve medeniyetleri açısından ifade ettiği mana gözönünde bulundurulursa, tek çözüm olarak ifade etmeye çalıştığımız eğitimin ülkemiz ve insanımız için ne manaya geldiği ve ne kadar hayati önem taşıdığı daha iyi anlaşılır.
Daha açık ve net bir ifadeyle söylemek gerekirse... Hiçbir zorlama ve dayatmaya ihtiyaç duymadan bütün dünyayı ve insanlığı kuşatacak bir kültürün ve medeniyetin beşiği olan Anadolu ve Anadolu insanının eğitimi demek bütün dünya ve insanlığın eğitimi demektir.
Bilhassa günümüzde her türlü teknolojiye rağmen insanlığın aradığı barış ve güven ortamını bulamadığı gibi içine düştüğü bunalım ve buhranlardan, çifte standartlardan, Batı hegemonyasından, kurtlar sofrası mantığından, dünyanın Batı menfaatleri doğrultusunda paylaşılmasının da ötesinde talan edilip yağmalanmasından da kurtuluşun tek çözümü eğitimdir.
En az matematikte, fizikte, kimyada olduğu gibi edebiyatta, tarihte, coğrafyada, hukukta, sosyolojide, psikolojide, din ve dinler tarihinde, sanatta, tıpta ve sporda da doğru ve gerekli olanı, her türlü önyargıdan ve endişeden uzak olarak vermek artık bir çözümün de ötesinde hayatın olmazsa olmaz bir şartıdır.
Sadece bizim ülkemizde değil dünyada yaşanan acı gerçeklere bakılırsa dünya genelinde eğitimde büyük yanlışlıkların yapıldığı gerçeği ile karşı karşıya geliriz. Dolayısıyla önceden bu yanlıştan vazgeçmeli... Sonra eğitim seferberliğini başlatıp herkesi hem eğitmenin ve hem de eğitime destek vermenin içine almalı...
Eğer maksat ve gaye "insanı insanın kurdu" yapmak değil de "insanı insanın canı, cananı, yarı, yaranı, arkadaşı, haldaşı, yoldaşı, kardeşi" yapmaksa işte bunun için tek çözüm eğitim...
Hem bilginin doğrusu, hem davranışın doğrusu... Bugün buna muhtacız. Yarında buna muhtaç olacağız. Yanlış bilgi ve yanlış davranış geri tepen silah gibi sahibini, hedefi şaşan silah gibi de herkesi tehdit etmektedir.
Siyasi istikrarın da, maddi ve manevi kalkınmanın da, sosyal barış ve huzurun da tek çözümü eğitimdir.
İnsan olmanın, medeni olmanın, haklı ve güçlü olmanın da tek çözümü eğitimdir. Sevmenin, sevilmenin, affedebilmenin, affa layık olabilmenin de tek çözümü eğitimdir.
Saygı duymanın, saygıdeğer olabilmenin, gerçekçi ve samimi olabilmenin tek çözümü eğitimdir.
Aranılan, özlenen, beklenen, yolları gözlenen, örnek olmanın, önder olmanın, rehber olmanın da tek çözümü eğitimdir.
Bütün bu ve benzeri oluşumlardan sonra, korunmanın, savunmanın, bela ve musibetlerden, tehlikelerden kurtulmanın gerçek manada tek çözümü eğitimdir.
Bu genel kaideyi kendi ülkemiz Türkiye ve Türk insanı için düşündüğümüzde meselenin önemi çok daha öne çıkmaktadır.
Ülkemizin gerek tarihi ve gerekse coğrafi konumu itibariyle bütün dünya tarihi, coğrafyası ve medeniyetleri açısından ifade ettiği mana gözönünde bulundurulursa, tek çözüm olarak ifade etmeye çalıştığımız eğitimin ülkemiz ve insanımız için ne manaya geldiği ve ne kadar hayati önem taşıdığı daha iyi anlaşılır.
Daha açık ve net bir ifadeyle söylemek gerekirse... Hiçbir zorlama ve dayatmaya ihtiyaç duymadan bütün dünyayı ve insanlığı kuşatacak bir kültürün ve medeniyetin beşiği olan Anadolu ve Anadolu insanının eğitimi demek bütün dünya ve insanlığın eğitimi demektir.
Bilhassa günümüzde her türlü teknolojiye rağmen insanlığın aradığı barış ve güven ortamını bulamadığı gibi içine düştüğü bunalım ve buhranlardan, çifte standartlardan, Batı hegemonyasından, kurtlar sofrası mantığından, dünyanın Batı menfaatleri doğrultusunda paylaşılmasının da ötesinde talan edilip yağmalanmasından da kurtuluşun tek çözümü eğitimdir.
En az matematikte, fizikte, kimyada olduğu gibi edebiyatta, tarihte, coğrafyada, hukukta, sosyolojide, psikolojide, din ve dinler tarihinde, sanatta, tıpta ve sporda da doğru ve gerekli olanı, her türlü önyargıdan ve endişeden uzak olarak vermek artık bir çözümün de ötesinde hayatın olmazsa olmaz bir şartıdır.
Sadece bizim ülkemizde değil dünyada yaşanan acı gerçeklere bakılırsa dünya genelinde eğitimde büyük yanlışlıkların yapıldığı gerçeği ile karşı karşıya geliriz. Dolayısıyla önceden bu yanlıştan vazgeçmeli... Sonra eğitim seferberliğini başlatıp herkesi hem eğitmenin ve hem de eğitime destek vermenin içine almalı...
Eğer maksat ve gaye "insanı insanın kurdu" yapmak değil de "insanı insanın canı, cananı, yarı, yaranı, arkadaşı, haldaşı, yoldaşı, kardeşi" yapmaksa işte bunun için tek çözüm eğitim...
Hem bilginin doğrusu, hem davranışın doğrusu... Bugün buna muhtacız. Yarında buna muhtaç olacağız. Yanlış bilgi ve yanlış davranış geri tepen silah gibi sahibini, hedefi şaşan silah gibi de herkesi tehdit etmektedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ali Gedik / diğer yazıları
- Milli Çözüm Milli Ekonomi Modeli / 03.07.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010