Millet olarak çok uzun zamandan beridir ki, basiret bağlanmaları yaşıyoruz.
Normal şartlarda asla hazmedilmeyecek, kesinlikle sineye çekilmeyecek gelişmeler ve yapılan yeni düzenlemeler, adım adım, sessiz sedasız hayata sokulmaktadır.
'Basiret' gibi çok önemli bir hasletini unutmuş hatta kaybetmiş bir millet, maruz kaldığı kayıpları, uğradığı zararları ve yaşadığı tükenmişlikleri nasıl görecek?
Bir zamanlar bu milletin hem lügatinde hem de hayatında tefekkür gibi, tezekkür gibi ve tedebbür gibi çok hayati hasletleri vardı, şimdilerde, sadece tozlu raflarda açılmayı bekleyen lügatlerde bulunuyorlar.
Ramazan iklimi, gönülleri ve dimağları süsleyen oruç mevsimi, söz konusu hasletlerin hayatımıza sokulmasına, doya doya yaşanmasına vesile olur inşallah.
"Peki, bunlar, Kur'an'ın anlamını inceden inceye düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpler üzerinde o kalplerin kilitleri mi var?"(Muhammed:24)
Candan ve gönülden temenni ederiz ki, bu emsalsiz sahur ve iftar vakitleri, nice tedebbürlere, nice inceden inceye, nice derinlemesine düşünmelere ve kalplerin üzerindeki kilitlerin açılmasına sebep olsun.
Temenni ve niyaz ederiz ki; içinden geçtiğimiz mübarek Kur'an ayı, Kur'an ile gelen müjdelerle gönüllerin dirilmesine ve umutların yeşermesine sahne olsun:
"Doğrusu, Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiğini almış olarak bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. Çünkü onlar, bundan önce iyi davrananlardı."
"Geceleri az uyurlar,// seherlerde tevbe istiğfar ederlerdi. // Mallarında fakir ve yoksulun hakkı olduğunu bilirlerdi..."(Zariyat:15-19)
"Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, şüphesiz, cennetlerde ve Rablerinin kendilerine verdikleriyle zevk duyarak nimetler içindedirler. Rableri onları cehennem azabından korumuştur."
"Onlara şöyle denir: "İşlediklerinizden ötürü, dizi dizi tahtlara yaslanarak afiyetle yiyin için." Onlara, ceylan gözlü eşler veririz."
"İman eden ve nesilleri de iman konusunda kendilerinin yoluna uyanlar var ya, biz onların nesillerini kendilerine kattık. Bununla beraber onların amellerinden hiçbir şey eksiltmeyiz. Herkes kazandığı karşılığında rehindir."
"Onlara canlarının istediği meyve ve et çeşitlerinden bol bol veririz."
"Onlar orada içecek kadehleri kapışırlar ki bunları içmede ne saçma sapan konuşma olur, ne de günaha girilir."
"Etraflarında kendi hizmetlerine tahsis edilmiş, sedef içinde saklı inci gibi pırıl pırıl civanlar dolaşır."
"Birbirlerine dönüp ("Ne iyilik yaptınız da bu nimetlere ulaştınız?" diye) sorarlar."
"Doğrusu bundan önce ailemizin yanında bile korku içindeydik; Allah lütfedip bizi kavurucu azaptan korudu; doğrusu bundan önce de O'na yalvarıyorduk; şüphesiz O, iyilik yapandır, acıyandır" derler." (Tur: 17-28)
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025