Kanal D’de Cuma akşamı Başbakan Özel programı vardı. Senaryosu önceden yazılmış danışıklı bir program olduğu kesin. Çünkü Anayasa taslağını yapacak olanlar onun şuana kadar tartıştıkları maddelerden ancak üçte birinde anlaşmışlardır. Bu Başbakanın sözüdür.
Komisyonun süresi dolmuş ve Başbakan’a gün doğmuştur. Derhal federatif devleti yeni Anayasada sunacak ve kendi hesabına göre PKK desteği ile çok sayın yıkıcı Başkanlığa talip olacak ve elbette referandum ile birlikte milletimize ve devletimize olanlar olacaktır. Son petrol kanunu ile o sahalara giren sularımız da elden gidecek ve yabancılardan suyu bile tekrar satın alma durumu ortaya çıkacaktır.
Özelleştirmelerle ilgili, BTP Genel Başkan yardımcısı Selim Kotil'in bir konuşması vardı. Selim Kotil bir soru sormuştu. Sayın Başbakan!. Eminim sizin tarlanızda petrol çıkmış olsa, onu kimseye vermez, hatta etrafına duvarlar örer, onu da dikenli tellerle takviye edersiniz. Peki devlete ait her şeyi nasıl yabancılara peşkeş çekip veriyorsunuz? Elbette buna AKP den hiç kimse cevap verme riskini üstlenemez.
Cevabı ben veriyorum. Çünkü cevabını bu dünyada asla vermezler, veremezler. Verirlerse krallıkları anında sona erer. Onlar bu özelleştirmeleri normalde devletin menfaatine dayalı olarak yaptıklarına kendilerini de inandırmışlardır. Devletle, yerli veya yabancı firmalar arasına aracı firmalar koymaktadırlar. Bu firmalar elbette kendi yakın çevrelerinden seçilmektedir. Adına ne derseniz deyiniz, bunların genelde görevi özelleştirme firmaları olarak işlemlerin hukuki devir muamelelerini hazırlamaktır. Bunlara harcanan paranın karşılığı satıştan alınacak paraya karşıdır. Genellikle satılma bedeline yakın olmalıdır. Üstelik bu satış yandaşlara olmuşsa başa baştır. Bunun üzerine o firmanın bütünü her türlü varlığı ile devir alındığından hem masraf adı ile soygun hem de malın esası ile vurgun yapılmış olacaktır. Her şey kanunlara uydu ne dersiniz?
Şimdi öğrendiniz sayın rey verenler. Allah'tan korkmaz iseniz, hani bana, hani bana dersiniz. Asla siz bunun içinde olamadınız ve olamazsınız. Sizin göreviniz onlara zemin hazırlamaktır. Hayat tiyatrosunda, tiyatroda seyirci olursunuz. Senaryoyu yazanlar size sahnede asla yer vermezler. Vergi verir, alkış tutarsınız. Allah'tan(c.c) korkanlardansanız, herhangi bir şeyi ifadeye veya sormaya kalkınca, duruma göre gazla dezenfekte edilir, paketlenir, bağlanırsınız, hapiste ağırlanırsınız, Dost acı söyler.
Görüyorsunuz, nerelere gitti reyler. İktidar, muhalefet arasındaki fark, değişen bireyler. Tövbe istiğfar ediniz Ülkeyi kurtaracak projelere ve ahlaka sahip partiye BTP’ye oyunuzu veriniz.
Burada dikkat edilmesi gereken husus direk bir rüşvet olayını, emek karşılığına çevirmiş olmaktır. Bu nedenle Özelleştirme masrafları denilen olay bazen satış değerlerini aşmaktadır. Anlayacağınız, Batının bitpazarında, ülkemizin tüm varlığı satılmıştır. Bunun kamuflajı ise bölünme halinde oluşacak karamboldür. O takdirde hesap sorma mümkün olmayacaktır. Yıllarca ülkemizde yabancılar tarafından literatürümüze sokulan ve ahlakımızı bozmaya yöneltilmiş bir tabir, ne yazık ki halk arasında senelerce kullanılmakta ve dürüst insanımıza yapılan bir hakareti içermektedir. Aslında bu söz sömürgeci ülkelerin talan etme yarışını sembolize eden bir tanımdır. “Dünya malı deniz, yemeyen domuz” yok edilmesi biraz zor olduğundan revizyonu uygun buldum. Bir İslam ülkesinde “Devlet malı deniz, yiyen domuzdur” Tokiler, filolar.
Önce eksikleri tamamlanarak özelleştirilen teşkilatlar, yollar köprüler, limanlar, uçak filoları ile desteklenmiş, dünyanın sayılı şirketi olan THY, tarım arazileri, ormanlar... En acısı özelleştirilmiş vatandaşlar. Yurt dışına iş bulma ve çalışma aşkı ile veya mecburiyetten gitmiş vatandaşlarımıza, dönmeyin AB vatandaşı olun veya yaşadığınız ülkeye adapte, yani asimile olun diyen bir devletin Başbakanı, gurbette zorluklarla çocuklarını korumaya çalışan vatandaşlarımıza reva görülen insanlık ve demokrasi dışı davranışlar.
Ellerinden alınıp Hristiyan ailelere devredilen, Türk ve Müslüman yavrularımız. AKP'nin hiç mi hiç umurunda değildir. Aile mefhumundan zerre kadar nasibi olmayanların elinde gasp edilmiş masum yavrularımıza sahip çıkmaktan aciz ve gaflet içinde bir iktidarı. İstikballeri kaçınılmaz şekilde Hristiyanlık olacak bu çocuklarımızı kurtarmayanları Allah’ın(c.c) gazabından hiç kimse kurtaramayacaktır. Hele hedeflerine ulaşamadıklarında...
Ata sözü ne der: "Düşenin dostu olmaz."
Komisyonun süresi dolmuş ve Başbakan’a gün doğmuştur. Derhal federatif devleti yeni Anayasada sunacak ve kendi hesabına göre PKK desteği ile çok sayın yıkıcı Başkanlığa talip olacak ve elbette referandum ile birlikte milletimize ve devletimize olanlar olacaktır. Son petrol kanunu ile o sahalara giren sularımız da elden gidecek ve yabancılardan suyu bile tekrar satın alma durumu ortaya çıkacaktır.
Özelleştirmelerle ilgili, BTP Genel Başkan yardımcısı Selim Kotil'in bir konuşması vardı. Selim Kotil bir soru sormuştu. Sayın Başbakan!. Eminim sizin tarlanızda petrol çıkmış olsa, onu kimseye vermez, hatta etrafına duvarlar örer, onu da dikenli tellerle takviye edersiniz. Peki devlete ait her şeyi nasıl yabancılara peşkeş çekip veriyorsunuz? Elbette buna AKP den hiç kimse cevap verme riskini üstlenemez.
Cevabı ben veriyorum. Çünkü cevabını bu dünyada asla vermezler, veremezler. Verirlerse krallıkları anında sona erer. Onlar bu özelleştirmeleri normalde devletin menfaatine dayalı olarak yaptıklarına kendilerini de inandırmışlardır. Devletle, yerli veya yabancı firmalar arasına aracı firmalar koymaktadırlar. Bu firmalar elbette kendi yakın çevrelerinden seçilmektedir. Adına ne derseniz deyiniz, bunların genelde görevi özelleştirme firmaları olarak işlemlerin hukuki devir muamelelerini hazırlamaktır. Bunlara harcanan paranın karşılığı satıştan alınacak paraya karşıdır. Genellikle satılma bedeline yakın olmalıdır. Üstelik bu satış yandaşlara olmuşsa başa baştır. Bunun üzerine o firmanın bütünü her türlü varlığı ile devir alındığından hem masraf adı ile soygun hem de malın esası ile vurgun yapılmış olacaktır. Her şey kanunlara uydu ne dersiniz?
Şimdi öğrendiniz sayın rey verenler. Allah'tan korkmaz iseniz, hani bana, hani bana dersiniz. Asla siz bunun içinde olamadınız ve olamazsınız. Sizin göreviniz onlara zemin hazırlamaktır. Hayat tiyatrosunda, tiyatroda seyirci olursunuz. Senaryoyu yazanlar size sahnede asla yer vermezler. Vergi verir, alkış tutarsınız. Allah'tan(c.c) korkanlardansanız, herhangi bir şeyi ifadeye veya sormaya kalkınca, duruma göre gazla dezenfekte edilir, paketlenir, bağlanırsınız, hapiste ağırlanırsınız, Dost acı söyler.
Görüyorsunuz, nerelere gitti reyler. İktidar, muhalefet arasındaki fark, değişen bireyler. Tövbe istiğfar ediniz Ülkeyi kurtaracak projelere ve ahlaka sahip partiye BTP’ye oyunuzu veriniz.
Burada dikkat edilmesi gereken husus direk bir rüşvet olayını, emek karşılığına çevirmiş olmaktır. Bu nedenle Özelleştirme masrafları denilen olay bazen satış değerlerini aşmaktadır. Anlayacağınız, Batının bitpazarında, ülkemizin tüm varlığı satılmıştır. Bunun kamuflajı ise bölünme halinde oluşacak karamboldür. O takdirde hesap sorma mümkün olmayacaktır. Yıllarca ülkemizde yabancılar tarafından literatürümüze sokulan ve ahlakımızı bozmaya yöneltilmiş bir tabir, ne yazık ki halk arasında senelerce kullanılmakta ve dürüst insanımıza yapılan bir hakareti içermektedir. Aslında bu söz sömürgeci ülkelerin talan etme yarışını sembolize eden bir tanımdır. “Dünya malı deniz, yemeyen domuz” yok edilmesi biraz zor olduğundan revizyonu uygun buldum. Bir İslam ülkesinde “Devlet malı deniz, yiyen domuzdur” Tokiler, filolar.
Önce eksikleri tamamlanarak özelleştirilen teşkilatlar, yollar köprüler, limanlar, uçak filoları ile desteklenmiş, dünyanın sayılı şirketi olan THY, tarım arazileri, ormanlar... En acısı özelleştirilmiş vatandaşlar. Yurt dışına iş bulma ve çalışma aşkı ile veya mecburiyetten gitmiş vatandaşlarımıza, dönmeyin AB vatandaşı olun veya yaşadığınız ülkeye adapte, yani asimile olun diyen bir devletin Başbakanı, gurbette zorluklarla çocuklarını korumaya çalışan vatandaşlarımıza reva görülen insanlık ve demokrasi dışı davranışlar.
Ellerinden alınıp Hristiyan ailelere devredilen, Türk ve Müslüman yavrularımız. AKP'nin hiç mi hiç umurunda değildir. Aile mefhumundan zerre kadar nasibi olmayanların elinde gasp edilmiş masum yavrularımıza sahip çıkmaktan aciz ve gaflet içinde bir iktidarı. İstikballeri kaçınılmaz şekilde Hristiyanlık olacak bu çocuklarımızı kurtarmayanları Allah’ın(c.c) gazabından hiç kimse kurtaramayacaktır. Hele hedeflerine ulaşamadıklarında...
Ata sözü ne der: "Düşenin dostu olmaz."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
- Yanlıştan, yanlışla kurtuluş olmaz / 12.09.2021
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017