Türkiye, bulunduğu coğrafya itibarıyla en verimli topraklara ve en uygun iklim şartlarına sahip olmasına rağmen, uygulanan yanlış politikalar sebebiyle tarımda can çekişiyor. Hiçbir zaman gerçekleşmeyecek AB üyeliği ve tek taraflı taviz vermeye odaklı ABD ile sözde stratejik müttefiklik uğruna kurban edilen tarım sektörümüz, peş peşe atılan yanlış adımlar sonrası bitme noktasına geldi.
Dünyaca ünlü Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'ın ifade ettiği gibi 'en stratejik sektör' olan, BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın vurguladığı gibi 'en stratejik güç' haline dönüşen tarımda bu çöküş, bugün milyarlarca dolar kayıp anlamına gelirken, çok kısa bir zaman sonra çok daha ağır sonuçlara neden olacak.
Şimdi dilerseniz tarımdaki içler acısı halimizi rakamlarla aktarmaya çalışalım.
Tarımda hemen hemen tüm girdiler ithalatla temin edildiği için üretim maliyetleri katlanarak artmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) dün 2022 Eylül dönemi Tarım ürünleri üretici fiyat endeksi (Tarım-ÜFE) verilerini açıkladı. Buna göre, Tarım-ÜFE Eylül'de yıllık yüzde 156 aylık yüzde 7.14 arttı.
Tarım üretimindeki bu astronomik artış, elbette ki market ve pazarlardaki gıda fiyatlarına da yansıyacağından, hükümetin enflasyonu düşürme hedeflerinin pek tutmayacağını gösteriyor. Endeksteki artış Temmuz'da yüzde 157 ile rekor kırmış sonrasında Ağustos'ta yüzde 142'ye düşerek hız kesmişti. Ancak tarımda üretici fiyatları artışı Eylül'de tekrar yüzde 156'ya yükselerek hız kazanmış oldu.
Yıllık artışın en yüksek olduğu alt gruplar sırasıyla, yüzde 297.29 ile lifli bitkiler ve yüzde 215.70 ile çeltik oldu.
İthalata dayalı tohum, gübre, ilaç, mazot gibi girdi fiyatlarındaki artış, bu girdiler gerçekten yerli kaynaklardan üretilmediği müddetçe, hem dolar kuruna, hem de küresel olumsuzluklara bağlı olarak artmaya devam edecektir. Bunun sonucu; dünyada gıda fiyatları düşerken, ülkemizde rekor düzeylerde artmaktadır.
Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, küresel gıda fiyatları 6 aydan bu yana düşerken Türkiye'de Eylül 2020'den itibaren 2 yıldır artış eğiliminde.
Türkiye'de gıda fiyatları son 1 yılda yüzde 92 artış gösterirken küresel gıda fiyatlarındaki yıllık artış oranı ise yüzde 4 oldu. Ağustos itibarıyla AB'nin gıda enflasyonu ortalaması yüzde 14, OECD ülkelerinin ortalaması ise yüzde 15…
Türkiye'ye en yakın artış yüzde 33 ile Macaristan oldu.
Yüzde 33 nerde, yüzde 92 nerde…
Küresel gıda fiyatları ile Türkiye'deki gıda fiyatları arasındaki farkın hükümetin Türkiye Ekonomi Modeli'nin uygulanmaya başladığı Aralık 2021'den sonra daha da artması dikkat çekiyor.
Atatürk'ün Türkiye'si, Cumhuriyetin ilk yıllarında çok zor koşullarda tarım yaparak ayağa kalktı. Sonrasında önce tarıma dayalı sanayiyi geliştirildi, ardından da diğer sanayi kollarında da atılımlar gerçekleştirildi. İşte bu koşullarda, savaşlardan yorulmuş, yıpranmış bir milletle yapılan tarımla Türkiye, kendisine ait olmayan, Osmanlı'dan kalan borçları dahi ödedi; üst üste de cari fazla verdi.
Ama bugün gelinen noktada, uygulanan yanlış, ithalata ve borca dayalı tarım politikalarıyla, üstelik dinamik ve genç bir nüfusa sahip olmamıza rağmen, her türlü teknolojik imkana rağmen, maalesef tarımda neredeyse dış ticaret açığı verecek duruma düştük.
Dış Ticaret Verileri baz alınarak Agrimetre tarafından hazırlanan Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) Dijital Veri Paneli'ne göre, 2022 yılının ilk 8 ayında tarım, gıda ve içecek sektörü 15.8 milyar dolar ihracat, 13.8 milyar dolar ithalat gerçekleştirdi. 2022 yılının ilk 8 ayında dış ticaret fazlası önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 34.5 düşüşle, 1.97 milyar dolar olarak gerçekleşti.
İthal edilen ürünlere bakın; 2.1 milyar dolarla buğday ilk sırada, sonrasında sırasıyla, 1.7 milyar dolarla soya fasulyesi, 1 milyar dolarla ham ayçiçeği yağı geliyor.
Üstelik buğdayı en fazla ithal ettiğimiz ülkeler, Şubat 2022'den bugüne savaş halinde olan Rusya ve Ukrayna… Tarım ülkesi, üstelik buğday ambarı olan Türkiye'nin buğdayda ve tarımda geldiği noktaya bakın! Bir şeylerin yanlış gittiğini görmemiz için başka bir delile ihtiyaç var mı?
Bizler Türkiye olarak savaşta olmamamıza rağmen dış ticaret açığı rekorları kırarken, savaş halinde olan hatta ABD ve AB ülkeleri tarafından yaptırım üstüne yaptırım uygulanan Rusya dış ticaret fazlası rekorları kırıyor. Rusya'nın dış ticaret fazlası, bu yılın 9 ayında geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 120 artarak 238 milyar dolara ulaştı.
Peki, nasıl oluyor bu? Çünkü Rusya, 2006 yılından bugüne uyguladığı Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'nin milli tarım projelerini, milli para ve milli paralarla ticaret formülünü ve de madenlerin millet yararına devlet eliyle işletilmesi projesini hayata geçiriyor. Türkiye olarak bu gerçekleri ne zaman göreceğiz?
Yaşadığımız çıkmaz ortada, bunun bir sonrası kıtlıktır, açlıktır.
Ayıkalım ve bu kötü sonla karşılaşmayalım. Bunun da tek yolu, Milli Ekonomi Modeli'ni ülkemizde hayata geçirecek olan BTP'yi ve lideri Hüseyin Baş'ı baş tacı etmektir. Bugün Ordu ilimizde saat 19.00'da gerçekleştirilecek ve BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın kapanış konuşmasını yapacağı 'Mevzu Ekonomi' programını Meltem TV ekranlarından mutlaka izleyelim.
- İşsiz, çalışan ve emekli, hepsi mağdur / 13.11.2024
- Beklenen enflasyona göre belirlemek büyük adaletsizlik! / 12.11.2024
- Atatürk, son anlarında çokça 'Allah' demiştir / 09.11.2024
- Trump’ın dönüşü, dünyayı ve Türkiye’yi nasıl etkiler? / 08.11.2024
- Barış süreci dediler yine kavga getirdiler / 06.11.2024
- ‘Alırken kepçeyle verirken kaşıkla’ / 05.11.2024
- Allah, Türk milletine bağımsızlığı Atatürk’le nasip etti / 02.11.2024
- ‘Emperyal güçler Kıbrıs'ı istiyor’ / 01.11.2024
- BTP’den örnek Cumhuriyet kutlaması / 30.10.2024