Tarım konusu son günlerde gündemde. Ülke ekonomisi öyle bir hale geldi ki ana tüketim mamullerine gelen zamlar vesilesiyle insanımız ana gıdalarını dahi tüketemez hale geldi. Kirasını ve faturalarını ödeyebilenler kendisini şanslı hissediyor.
2001 yılında tarımla uğraşan 30 milyona yakın insanımız yani dönemin nüfusunun yarısına yakını tahditler, kotalar ve ürünlerine para verilmemesi sebepleri ile toprağa küstü. 69 milyon olan nüfusun yarısına yakını tarımla uğraşırken bugünlerde tarımla iştigal eden insanımız 83 milyonda 5,8 milyona kadar düşmüş durumda.
Tarımın stratejik bir sektör olduğunu her fırsatta dile getiren Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in "Silahsız savaşabilirsiniz ama ekmeksiz savaşamazsınız" sözünü bugünlerde çokça hatırlıyoruz. Tahıl ambarı olarak nitelendirilen ülkemizde tarımın bitirilmesi de aslında stratejik bir hamle olmuştur. Bütün gelir kalemleri yok edilen, sadece vergi ve cezalar ile yürütülen devlet modeli elbette ki bağımlı olmaya mecbur olan bir modeldir. Atatürk'ün bağımsız olarak kurduğu güzelim ülkemizin en bereketli topraklara sahip bu coğrafyada tarım ürünlerini ithal etmesi oldukça absürt bir durumdur.
Meselenin çözümü diyecek olursak tamamıyla bir bakış açısı değişikliği diyebiliriz. Ülkemizin bağımsızlığını muhafaza etmek adına her alanda yapılması gereken bir aydınlanma var. Kendi kendine yeten bir ülke kurmak hedefi. Bu hedefe doğru gidildiğinde tarım da, sanayi de, sağlık da, eğitim de tamamıyla çözülür. Mesele bu bakışı oturtmak ve bu manada nesiller yetiştirmektir.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in tarım özelindeki konuya yaklaşımını ve çözüm için sunduğu reform paketini sizlere aktarmak istiyorum;
"Tahditler kaldırılacaktır. Devlete ait topraklar uzun vadeli, sembolik ücretler karşılığında kiraya verilecektir. Ürün fiyatları çiftçiler tarafından üretici kooperatif üzerinden belirlenecektir. Hem devlet desteğini hem de iç piyasa fiyatını beraber alacaktır. Devlet üreticinin yetiştirdiği ürünün yüzde 50'sine en az 6 ay evvelinden avans verecektir. İthal ürünlere karşılık yerli üreticinin korunması devlet garantisinde sağlanacaktır. Tarım içim gerekli olan finansman elde edilen üretim karşılığı senyoraj geliri ile karşılanacaktır. Devlet tarıma bağlı sanayi üzerine yatırım yapmak isteyen girişimcilere, 'proje mukabili 0 faizli krediler' ve 'gerekirse geri ödemesi üretim veya ürün' olacak türden kredi verecektir. Devlet ürünlere pazar garantisi verecektir. Gübre ve tarım ilaçları konusunda yatırımlar teşvik edilecektir. Çiftçiye emeklilik desteği ve doğal afetlere karşı sigorta desteği sağlanacaktır.
Biz, bu reform paketini yıllardır çiftçimiz ile paylaşıyoruz. Bizim yanımızda olması, yapacaklarımıza inanarak bizi iktidara taşıması Türk tarımını tekrar 'kendi kendine yeten' yedi tarım ülkesinden biri haline getirecektir."
İşte gerçekten bütün bu adımlar izlendiğinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti tekrardan kendi kendine yeten güçlü bir ülke haline gelecektir.
- Kadir gecesi / 30.04.2022
- Haydar Hoca büyük nimet / 19.04.2022
- Ramazan ayı / 13.04.2022
- Tarım / 28.03.2022
- Yarının Türkiye’si, Türkiye’nin yarınları / 27.03.2022
- At bi format / 26.03.2022
- Türkiye’nin sağlam bir ekonomik temele ihtiyacı var / 28.02.2022
- Barış ne büyük nimet / 27.02.2022
- Milli Devlet nedir? / 26.02.2022