Milli Devlet nedir?

Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in yaratmış olduğu bu tanımı kendi kaleminden aktaralım; "Milli Devlet, temelini milletlerin tarihindeki değerlerinden alan, başka ülkeleri taklitten uzak olan ve çağdaş uygarlık seviyesine gitme yolunda diğer ülkelerle yarışan, bütün dünyaya açık ama hiçbir dış güce ihtiyaç duymadan kalkınabilen, kendi devinimi için gerekli sinerjiyi kendi kaynaklarından alan Milli Ekonomi Modeline sahip, devletinin ancak milleti ile var olduğu şuuru ile milletinin tamamını kucaklayan, vatandaşlarına hizmeti dolayısıyla sosyal güvenliği ve sosyal hizmeti kendine en temel gaye edinen, vatandaşlarına insan haklarını ve hürriyetlerini doya doya yaşatan, adalet, eşitlik ve hukuk temeline dayalı bir devlet anlayışıdır." 

Bu tanımlamayı okurken dahi huzur buluyoruz. Bugün devletlerin üstlendiği vazifeler için bir okuma yapalım. Devletler kendi milletlerinin menfaatine hareket eden yapılardır. Milletlerinin zenginliği her zaman için devletin gücünü ortaya koymaktadır. Bugün zirve olarak görülen ABD, milletine dünya emek ve üretiminin 3'te 1'ini sunmakta. Avrupa ülkeleri ise milletlerinin rahatı ve huzuru için bütün dünyadan kendilerini soyutlamış bir birliğin içerisinde. Buna karşın Ortadoğu ve Afrika ülkelerinin yöneticileri Avrupa ve Amerika tarafından satın alınmış ve zengin kaynaklarını bu ülkelere aktaran aracı konumundalar. Yöneticiler bağımsızlık fikrini asla kabullenememekte ve maşalık görevlerini bihakkın yerine getirmekteler.

Milli Devlet bahsinden yola çıktığımızda milletlerin bağımsız olması, kendi kültür ve medeniyetlerini yaşayabilmek konusunda hür oldukları bir ortam her zaman için mümkündür. Fakat öyle bir dünya ile karşı karşıya kalıyoruz ki günü geçirmek ideali ile yaşayan yöneticiler yüzünden ne milletler kendi zenginlikleri ile refah bir hayat yaşayabiliyor. Ne de kendi medeniyetlerini yaşatma imkanı bulabiliyor. 

Bugün en tepede gösterilen ABD dahi Milli Devlet olma idealinden oldukça uzakta. Sosyal güvenliğin ve sosyal hizmetlerin en kötü durumda olduğu ülkelerden biri ABD'dir. Bu sebeple kendi devletine sahip çıkmayan, kendi kültür ve medeniyetini muhafaza edemeyen bir millete sahiptir. Nitelikli nüfusu oluşmamış ve mülteciler eliyle ayakta kalan bir yapıdan bahsetmekteyiz. 

Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli ile ekonomi dinamiklerinin ne denli değiştiği, kapitalist ve liberalist mantığın çöktüğü bir dönemde devletlerin milli benliklerini yükselttiği yarınlar yaklaşmaktadır. Bu yarınlarda kalkınmış devletler ve ana vatanına hasret duyan gönüller dün merkez haline getirdiği ABD'yi terk edecek ve balon sönecektir. 

"Türkiye nerede durmalı?" diye soracak olursanız. Türkiye millileşme konusunda Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün yüz yıl önce atmış olduğu temel sayesinde güçlü bir ülkedir. Bu bağlamda Haydar Baş Bey'in de ifade ettiği şekilde meseleyi tümden değerlendirmeli ve satılanları geri almalıdır. Devlet-Millet ortaklığı kurulmalı, kaynaklarımızı işlemeli ve cumhuriyetimizin ilk yıllarında olduğu gibi güçlü bir şekilde aydınlık yarınlara adım atmalıyız.

Milli Devlet, meselenin çözümüdür. Dünya milletlerinin hemen hemen hepsi çok güçlü kaynaklara ve nitelikli insan gücüne sahiptir. Nitelikli insan gücü ise en büyük kaynaktır. Bu kaynağı kullanabilmek ancak çok zeki bir insanın yapabileceği bir iştir ki Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in ortaya koyduğu model ile kendisini kanıtlamış, 4 milyar insanı yükseltmiş ve yüceltmiştir. 

Bugün bulunmamız gereken yer tam olarak onun modeli ile yetişen kadroların birleştiği Bağımsız Türkiye Partisi'dir. Bugüne kadar modeli olmayıp vaatler ile ortaya çıkan bütün siyasileri ya iktidara ya da Meclis'e koyduk. Modeli olan ve vaat değil taahhüt veren bu kutlu insan ve kadrosunun layık olduğu yer de en az bundan öncekiler gibi meclis olmalıdır kanaatindeyim. Bu sebeple BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ı Meclis'te görmek ülkeye yeni bir soluk getirecektir.