Haklı ya da haksız her ne sebeple olsun savaş çok kötü bir şey.
Rusya-Ukrayna savaş, çatışma yahut işgalinin sebep olduğu yıkım. Bir yanda güçlü olduğu için ezmek isteyen bir süper güç, diğer tarafta sahte dostluklar kurmuş ve o dostların bu ortamda ona sahip çıkmasını bekleyen bir Ukrayna.
İnsanların ölümü hakkında yazılanlara bakıyorum, kanım donuyor. Bir insanın ölümü, dini, dili, ırkı ne olursa olsun büyük bir yıkımdır. Senin benim gibi ailesiyle birlikte belki zor şartlara sahip ama mutlu olan insanın iki liderin inatlaşması sebebi ile ölümü. Bu gerçekten de özellikle şu dönemde kabul edilebilecek bir olay değil.
Ölümün kim tarafından geldiği ve kime gittiği hiç önemli değil. Önemli olan insanların huzur ve sükunudur. Yaşama hakkına malik olabilmesidir.
Ülke liderlerinin açıklamalarına bakıyorum. Kimisi Rus halkını tehdit etmekle, kimisi sadece kınıyoruz demekle meşgul. Somut bir dost adımı atan yok. Herhalde atmaya niyeti olanın da atmaya gücü yok.
Dost iki dost tartışıp kavga ettiğinde ikisine de sözünü dinletip sarılıp barışmalarını sağlayandır. Bugün hiçbir devlete nasip olmayan bir ağabeylik Türkiye'ye nasip oldu. Türkiye iki devletin de dostu olan bir ülke.
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş Bey'in açıklamaları oldukça dikkat çekici idi; arabulucu ol ama arada kalma.
Arada kalmadan arabuluculuk yapmak için devlet adamlığı denilen sıfata sahip olmak gereklidir. Geçmişiniz çok önemlidir. Verdiğiniz sözleri yerine getirebilme kabiliyetiniz çok önemlidir. İtibarlı temsil ve ülkenin gücü sayesinde elde edilebilecek en büyük güçlerden biridir.
Eğer ki bu noktada değilseniz bu arabuluculuk faaliyetine de başlamaya gerek yoktur. Mesele sizi de içerisine alacak bir mesele ise aman deyip kaçmakta fayda var.
Aslında bütün bu meselelerin samimiyetsizliklerini ortaya koyan, meseleye doğru bakış açısı ile bakan bir yorum geldi yakın zamanda Sayın BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş Bey'den; "Rusya Ukrayna'ya şunu yapıyor bunu yapıyor derken, gece saat 3, İsrail Şam'ı bombalıyor ve hiç kimse ses çıkarmıyor. Dünya'nın neresinde insana zulüm varsa kahrolsun o zalim."
Bugün devletleri yöneten iradelerin tamamı samimiyetsiz. İnsanın ölümünden bahsettik, bu nasıl kabul edilebilir bir hal alabilir. İsrail bu arsızlığa ve zalimliğe bu kadar mı alıştırdı bizi? Yoksa bu kadar mı yüzsüz olduk.
İyi düşünelim dostlar. Bu dünyada gününü geçirmeye odaklanan ve onu bile beceremeyen bir siyasetle mi yürünecek?
Yoksa ileriyi gören, ona hazırlanan, Milli Ekonomi Modeli olan, kendisini geliştiren, milletine refah imkanlar sunan, güçlü bir devlete sahip olup dünyanın asayişini temin etmek ideali ile yola çıkan bir siyasetle mi yürümeliyiz?
Bu adaletsiz düzeni tersine çevirecek, haklıya hakkını hak ettiği zaman verecek, barış ve huzur ortamından dışarı çıkmayacak, ancak menfaatlerini sonuna kadar muhafaza edecek, adilce yaşatacak, fakirliği suç sayacak bir siyasetle mi yürümeliyiz?
Bütün bu saydıklarımız ve sayamadığımız birçok şey Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Milli Devlet eserinde Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in kalemi ile bizlere aktarılmış. Barışı muhafaza etmek için sanıyorum ki bu modele hiç olmadığı kadar ihtiyacımız var. Başkasının silahlı kavgasını değil de bizim ekmek kuyruğundaki kavgamızı bitireceğiz öncelikle. Peki siz ne yapmak istersiniz?
Abdülkadir Mısır / diğer yazıları
- Ramazan Bayramınız mübarek olsun / 01.05.2022
- Kadir gecesi / 30.04.2022
- Haydar Hoca büyük nimet / 19.04.2022
- Ramazan ayı / 13.04.2022
- Tarım / 28.03.2022
- Yarının Türkiye’si, Türkiye’nin yarınları / 27.03.2022
- At bi format / 26.03.2022
- Türkiye’nin sağlam bir ekonomik temele ihtiyacı var / 28.02.2022
- Barış ne büyük nimet / 27.02.2022
- Milli Devlet nedir? / 26.02.2022
- Kadir gecesi / 30.04.2022
- Haydar Hoca büyük nimet / 19.04.2022
- Ramazan ayı / 13.04.2022
- Tarım / 28.03.2022
- Yarının Türkiye’si, Türkiye’nin yarınları / 27.03.2022
- At bi format / 26.03.2022
- Türkiye’nin sağlam bir ekonomik temele ihtiyacı var / 28.02.2022
- Barış ne büyük nimet / 27.02.2022
- Milli Devlet nedir? / 26.02.2022