Tanrı Baştürk'ü korusun!

Babam Rahmetli, aile içi saygı-sevgi düzeni veya hiyerarşik disiplini hatırlatmak istediğinde hep; "Oğlum! Baş, başa bağlı; baş da Baş'a bağlı..." derdi.Bugün Bağımsız Türkiye Partisi İzmir İl Başkanı, Sevgili Adem Birinci Beğ, bir konuda -sağ olsunlar- fikrimizi sorduklarında, irticâlen dilimden dökülüverdi!Adem Birinci Başkan'ın ilgisini çekince; ben de sözün, yüzlerce yıllık millet imbiğinden süzülerek söylenmiş bir söz olduğunu fark ettim!Şimdi ben, bu atalar sözünü söyleten kudrete, hamd etmeyeyim mi?Tevâfukun/denk düşmenin böylesi, böyle muhteşemi, kendiliğinden olabilir mi?Adem Birinci Başkan'ın şahsında Teşkilata bağlılığımı beyan etmek için; "Baş, başa bağlı" dedirten ve peşine de; ".. baş da, Baş'a bağlı.." derken Türk şuuraltıma, muhabbete muhabbetle teslîm Türk gönlüme, İzmir İl Başkanı'nın da bağlı olduğu BAŞ'ı işâret ettiren Kudret'e şükretmeyeyim mi?! Türk gönlümün irticâlen işâret ettiği başın, Haydar BAŞ Hoca olması, tesâdüf müdür? İsteyen istediği yorumu yapsa da ben, buna tesâdüf deyip geçer miyim? Tesâdüf denilip geçilmesine izin verir miyim?Bağımsız Türkiye Partisi İzmir İl Teşkilatı, günlerdir çok tatlı bir telâşe içindeler!Allah (c.c.)'dan bir mâni olmazsa 10 Kasım Pazar günü; Ehl-i Beyt ve Muharrem Matemi'nin 1.333. senesini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu Atatürk'ün dünyasını değişmesinin 75. sene-i devriyesi ile birlikte anacağız!II. Cumhuriyeçilere, Yeni Osmanlıcılara, Atatürk ve Cumhuriyeti'ne ihânet edenlere, Ilımlı İslamcılara, köstebek cemaatçilere, mürâilere, takîyyecilere karşı tek başına direnen Yeni Mesaj Gazetemizin organizesi ve Baştürk Haydar Hoca'nın katkılarıyla bütün dünyaya İzmir'den bir daha, hem de en yaslı/mâtemli günümüzde Türk'çe kükreyeceğiz!Türk Millî Rûhunun her ân müteyakkız olduğunu, İstiklâl Harbi'nde verdiği muhteşem mücadelelerle destanlaşan İzmir ve Ege'nin Efeleri'nin her ân; devletin ve milletin emrinde olduğunu, dosta-düşmana bir daha göstereceğiz!1.400 yıldır dîn diye dayatılan Emevi Baas Faşizmine karşı, Allah ile aldatanlara karşı, içimizdeki ve Okyanus ötesindeki BOP Eş Başkanlarına karşı, Haçlı Müslümanlara karşı;Ehl-i Beyt tavrı ile göğsümüzün siper olduğunu, Türk'çe haykıracağız!1.333 sene önce Kerbelâ'da; haksızlığa ve zûlme karşı kıyâmete kadar örnek teşkil edecek kahramanlıkla Allah katına, Dedesi Peygamber Âguuşu'na yükselen İmam Hüseyin(a.s.) ve 72 Masum'un şehâdetini ve 75 yıl önce İstanbul'da Türk Milletinin gönlü ve hafızasında ölümsüzler arasında yer alarak dünyasını değişen Muhteşem Türkümüz'ün, Atatürkümüz'ün dünyasını değiştirmesinin yıldönümünü, birlikte anacağız!Bu da mı tesâdüf!Cennet Gençliği'nin önderlerinden, Hz. Peygamber (s.a.v.)'in "Oğlum!" diye sevdiği, namazdayken omuzuna çıktığında o ininceye kadar secdesini uzattığı, İmam Hüseyin(a.s.) ile 72 Ma'sûm ile aynı günde anılmak, tesâdüfse de ne güzel bir tesâdüftür!10 Kasım Pazar Günü; İzmir'den bütün dünyanın gözlerinin içine Türk'çe bakarak, "Türk oğlu Türk'üm!" diye kükreyen bir Mürşîd-i Kâmil önderliğinde; önce Allah'ın İpi'ne sarılıp sonra Ehl-i Beyt Gemisi'ne binerek her iki dünyasını da hasenelerle süslemek yarışına girenlerin coşkusunu paylaşacağız!Allah ile aldatan, evliyau'ş-şeytanların asırlardır kandırdığı mütedeyyîn Müslümanlardan 'ayıkanlar'la birlikte; hem İmam Hüseyin(a.s)'i, hem de Muhteşem Türk Atatürk'ümüzü yâd edeceğiz!1.333 yıldır İmam Hüseyin'in (a.s.) şehâdetine sevinen Emevistlerin inâdına; 75 yıldır Sarı Paşamızın ölümüne sevinen nankörlerin, mürâilerin inâdına; Evlâd-ı Resûl İmam Hüseyin'mizin (a.s.) ve bir millî Büyüğümüz Atatürk'ümüzün Müslüman Türk Milletinin yüreklerinde, millî vicdânlarında asla ölmelerine izin vermeyeceğimizin, buruk coşkusunu paylaşacağız!1.333 sene sonra İmam Hüseyin'in (a.s.) ve 75 yıl sonra da Muhteşem Türk Atatürk'ümüzün Baştürk Haydar Hoca'nın yiğit ilim adamlığı ve cesûr siyâset adamlığı sâyesinde yeniden doğuşlarını hissedeceğiz!On üç asırdır, içlerine kapanmaya mecbûr bırakılan, olmadık iftirâlar ve Emevist yalanlarla saldırılan; Âlevi, Bektâşi, Câferî, Şiâ kandaşlarımız ve din kardeşlerimizle kucaklaşarak, Haçlı dünyanın bütün oyunlarını, yerli işbirlikçilerin bütün uğraşlarını boşa çıkarmanın hazzını, keyfini ve onurunu yaşayacağız!Saygıdeğer Mehmet Emin Alper'in muhteşem tarifi ile bir daha:"Dudaklarımızda kan ve ateşe gülen bir gülüşleYürüdük ölümü kıskandıran bir yürüyüşle!Düştük de bağrına toprağın, adımız 'Vatan' oldu;Geçtik yardan ve serden ülkü denilen düşle,Ve dirildik ölümü öldüren bir ölüşle!..." diye haykıracağız!...İsteyen tevâfuk desin, isteyen tesâdüf!Şahsen, bir Mürşîd-i Kâmil önderliğinde, gerçek İslâm'ı hayatın her safhasında hissediyor olmanın tarifsiz hazzı ve huzûru içindeyim!Bana ve bütün mütedeyyîn Müslümanlara bugünleri yaşamamıza vesîle olan, birkaç kişi ile çıktığı Kutlu Yol'da kararlılıkla devâm ederek milyonları peşine takıp Ehl-i Beyt Gemisi'ne bindirerek Kâinat Devleti'ne doğru sefere çıkaran Baştürk Haydar Hoca'dan Allah râzı olsun! Resûlullah râzı olsun! Ehl-i Beyt râzı olsun! On İki İmam râzı olsun!Tanrı Baştürk'ü korusun ki O da yeniden Hacı Bektaş'ça aslanla ceylanı, Ülkücü ile Devrimciyi, sağcı ile solcuyu, hepsinden önemlisi Sünnî ile Şiâ'yı barıştırıp karıştırarak Kâinat Devleti'ni kursun..."OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN." Vesselâm...Selâm, sevgi, duâ...