Talebi daraltmak, kemer sıktırmak, bunu sağlamak için de piyasadan parayı çekmek IMF'nin yıllardan beri bize dayattığı ekonomi modeli?Enflasyonla mücadele böyle olması gerekiyormuş(!)Neymiş efendim, talep bir takım yaptırımlarla daraltılacak ki, millet alışverişini kıssın, dolayısıyla ürünlere talep olmayınca otomatikman fiyatlar düşsün. Doğru, bazı ürünlerde fiyatlar düştü ama bu başka hastalıkları, hem de tedavisi daha zor olanları önümüze getirdi. Bunlardan en önemlisi de deflasyon.Bunu ilk tespit eden kişi, dünyaca ünlü Milli Ekonomi Modeli eserini ortaya koyan ve bu sebeple dünyanın saygın bilim adamları tarafından Nobel Ödülü'ne aday gösterilen Prof. Dr. Haydar Baş'tı.Sayın Baş, "ülkemizdeki enflasyon talep enflasyonu değildir, maliyetlerin yüksekliğinden kaynaklanan bir enflasyondur. Böyle bir durumda talebi kısmaya, daraltmaya devam ederseniz bunun sonucu deflasyon olur" demişti.Sayın Baş'ın Modeli, bu gerçekten yola çıkarak, sosyal devlet projeleriyle tüketimin canlandırılmasını ve tüketim-üretim dengesi kurularak istikrarın sağlanmasını esas alır. Sadece Türkiye'nin değil, dünyanın da bugün en büyük problemi sağlıklı bir pazardır, yani taleptir.Sayın Baş ekonomik problemlerinin temelini yakalamış ve esaslı bir çözüm ortaya koymuştur.Velakin ekonomi yönetimi, önceki ve sonrakiler, kendilerini IMF politikalarına öylesine kaptırdılar ki, gözlerinin önündeki kibrit çöpünü inadı bırakıp da bir kenara koymadılar; hem yıllardır millete eziyet çektirdiler, hem de başarısız olarak tarihe geçtiler.Milletimiz için bu ekonomik eziyet artık bir hayat tarzı olmuş, milletimiz bu olumsuz tabloyu kabullenmiş, maalesef daha iyisini arama özelliğini kaybetmiş.Bundan da istifadeyle, gerek küresel güçler, gerekse onların yerli işbirlikçisi siyasiler bu tabloyu devam ettiriyorlar.Talep daraltıcı politikalar yıllardan beri devam ediyor, görünen o ki aynı mantık devam ettiği müddetçe önümüzde yıl ve sonraki yıllar da devam edecek.Raflar mal dolu, ama alıcı ger geçen gün azalıyor. Bu azalma eğilimi devam edecek. Bir süre sonra malını satamayan perakende mağazaları daha az mal çekmeye başlayacaklar. Bu üreticilerin daha az üretim yapması demektir. Fabrikalar işçi çıkaracaklar ve bir süre sonra da kepenkler kapanmaya başlayacak.Bu durum uzun süreden beridir yaşanıyor, şu ana kadar sermayesi olmayan, günü kurtaramayanlar battı, şimdilerde dikkat ederseniz büyük firmaların, sanayi odalarının temsilcilerinden de feryatlar yükselmeye başladı.Örneğin, geçtiğimiz günlerde Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO), "İç Piyasa Anketi" adında bir anket çalışması yaptı. Bu anket, özellikle perakende ticaret yapan firma sahipleri ve yetkilileriyle gerçekleştirildi.Ankete katılanların yüzde 72.5'i satışlarının azaldığını ifade etti. Bu anketin özellikle Eylül ayında, yani Ramazanda yapıldığını da önemle vurgulamak isterim. Bayram öncesi talep artışı fazla olması gerekirken, esnaf satışlarının azaldığını söylemektedir.Katılımcılara "Reel sektörün içinde bulunduğu sıkıntıların en önemlisi hangisidir?'' sorusu da yöneltildi. Bu soruya katılımcıların yüzde 67.3'ü "Nakit sıkıntısı ve ödemelerde yaşanan sıkıntı", yüzde 20.6'sı da "iç piyasada talep düşüklüğü" cevabını verdi.Gerçi talebin düşüklüğü de nakit sıkıntısından, milletin harcama yapacak imkanı bulamamasından kaynaklanmaktadır. Millette para olmayınca alışveriş yapamıyor, alışveriş yapılmayınca tüccar nakit sıkıntısı yaşıyor, satış yapamayan tüccar günü kurtarmak için karından feragat ederek fiyat düşürüyor, bazen de zararına satıyor ve neticede bu durum ödemelerinde aksamalara yol açıyor. Diğer önemli bir gösterge de vergiler. Bildiğiniz gibi ülkemizde toplanan vergi gelirlerinin yüzde 70'ini, tüketimden alınan vergiler, yani zengin fakir ayrımı yapılmadan herkesten eşit alınan ve asla adil olmayan "dolaylı vergiler" oluşturuyor. Bu yılın ilk 9 ayında toplanan dolaylı vergiler yüzde 69'dan yüzde 66.5'e geriledi. Yalnız bu düşüş dolaylı vergilerin oranlarındaki düşüşten kaynaklanmadı, bilakis bu oranlarda bazı artışlar bile oldu.Peki neden?Resmi açıklamalara göre bu düşüşün sebebi, iç talepte yaşanan daralma.İnsanımızın alım gücü düştüğünden talepte daralma yaşandı. Bu da direkt olarak tüketim üzerinden alınan dolaylı vergilere yansıdı.Peki, hükümet buna önlem için ne düşünüyor? Tabii ki hükümet bir şey düşünmüyor, IMF düşünüyor onlar da adım adım uyguluyor.Bu yıl vergi gelirlerinin düşmesi hükümeti önümüzdeki yıl daha fazla vergi almaya itecek. Zamlarla ve yeni vergilerle dolu yeni bir yıl geliyor.IMF yine enflasyonla mücadele adı altında kemer sıkma tavsiyelerinde bulunuyor. Yani biraz daha kemer sıkılacak, para piyasadan biraz daha çekilecek, tüketim daha da daraltılacak. Feryatlar yükselmeye devam edecek.Vergisine sadık kalanlar ve dar gelirliler ezilecek, parayla para kazananlar ise ülkenin kaymağını götürmeye devam edecek.Sahi milletimiz 22 Temmuzda buna devam dememiş miydi?O halde sızlanmanın bir manası yok.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025