Hak yolculuğu
Varlık aleminden geçip "Mutlak Varlık"a varmak için yapılan yolculuğa "Seyr-i Süluk" denir. Salik, elini verdiği zatın terbiyesinde varlığından soyunmak kararı ile bu yolculuğa başlar. "Zat tecellisi"ne ermekle de yolculuk kemale erer. Nefsi inkarla başlayan bu yolculuk, kemal noktasına kadar bazı basamaklardan tırmanır:
Fena fi'ş-Şeyh: Mürşidin muhabbetinde yok olma, erime, kaybolma demektir. "Onda yok olma" ile başlayan bu hal sonsuz teslimiyet gerektirir. Yaptığı işlerde hikmetler aranır. Kusurlar "ene"ye mal edilir. Teslimiyet esas olan bu yolculukta mürşidin kamil olması gerektir. Salike ilk nazar Fena fi'ş-Şeyh'de olur. Kamil insanın bu nazarı ile vuslat yolculuğu başlar. Nefis emmare makamındadır. Nefs-i Emmare; nefsin ilk basamağıdır. Kötüyü emreder. Zor bir düşmandır. Vücut ülkesini tasarrufu altına aldığı an; akıl, irade, hisler kısaca herşey onun emrindedir. Böyle bir insan hem maddeten hem manen tehlikelidir. Hiçbir mücadele onunla yapılan kadar zor olmaz. Bu mücadelede Tevhid başı çekerse, yani çokça "Lailahe illallah" denilirse kurtuluş kolaydır.
Mücahede ve mücadele ile nefsin bu ülkesinden kurtulan insan "Levm Sahrası"nda kendini bulur. Buna Nefs-i Levvame denir. Salik burada Hakk'a biraz daha yakındır. Fakat masivanın içindedir. Hata eder, günah işler, ama pişman olur. Nedametle ağlar. Aynı hataları tekrar eder.Hak yolculuğunda bir istikrarı yoktur. Burada "İsm-i celal"e cankurtaran simidi gibi sarılmak gerekmektedir.
* * *
"Ey mü'minler, eğer bir mesele hakkında ihtilafa düşerseniz, onun hallini derhal Allah'a ve Resulü'ne arzediniz; eğer Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız." (Nisa: 59)
Varlık aleminden geçip "Mutlak Varlık"a varmak için yapılan yolculuğa "Seyr-i Süluk" denir. Salik, elini verdiği zatın terbiyesinde varlığından soyunmak kararı ile bu yolculuğa başlar. "Zat tecellisi"ne ermekle de yolculuk kemale erer. Nefsi inkarla başlayan bu yolculuk, kemal noktasına kadar bazı basamaklardan tırmanır:
Fena fi'ş-Şeyh: Mürşidin muhabbetinde yok olma, erime, kaybolma demektir. "Onda yok olma" ile başlayan bu hal sonsuz teslimiyet gerektirir. Yaptığı işlerde hikmetler aranır. Kusurlar "ene"ye mal edilir. Teslimiyet esas olan bu yolculukta mürşidin kamil olması gerektir. Salike ilk nazar Fena fi'ş-Şeyh'de olur. Kamil insanın bu nazarı ile vuslat yolculuğu başlar. Nefis emmare makamındadır. Nefs-i Emmare; nefsin ilk basamağıdır. Kötüyü emreder. Zor bir düşmandır. Vücut ülkesini tasarrufu altına aldığı an; akıl, irade, hisler kısaca herşey onun emrindedir. Böyle bir insan hem maddeten hem manen tehlikelidir. Hiçbir mücadele onunla yapılan kadar zor olmaz. Bu mücadelede Tevhid başı çekerse, yani çokça "Lailahe illallah" denilirse kurtuluş kolaydır.
Mücahede ve mücadele ile nefsin bu ülkesinden kurtulan insan "Levm Sahrası"nda kendini bulur. Buna Nefs-i Levvame denir. Salik burada Hakk'a biraz daha yakındır. Fakat masivanın içindedir. Hata eder, günah işler, ama pişman olur. Nedametle ağlar. Aynı hataları tekrar eder.Hak yolculuğunda bir istikrarı yoktur. Burada "İsm-i celal"e cankurtaran simidi gibi sarılmak gerekmektedir.
* * *
"Ey mü'minler, eğer bir mesele hakkında ihtilafa düşerseniz, onun hallini derhal Allah'a ve Resulü'ne arzediniz; eğer Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız." (Nisa: 59)