Gıdada yüzde 8 olan KDV'nin yüzde 1'e indirilmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan AKP'li belediyelere KDV indirimini su faturalarına yansıtması için talimat verdi. Aynı talimatı MHP lideri Devlet Bahçeli de verdi. Bir çok belediye talimatların ardından harekete geçti ve indirimleri uygulamaya koydu.
Sosyal medya hesabı üzerinden bir açıklama yapan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ise Ankara'da su faturalarında KDV indirimini Erdoğan'ın açıklamasından 3 gün önce zaten başladıklarını belirtti.
İstanbul'da ise suya zam talebi vardı. İBB'nin suya zam talebi belediye meclisi tarafından reddedildi. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: "Türkiye'deki elektrik fiyatlarını biliyorsunuz. Hizmet fiyatlarını biliyorsunuz. Yetersiz, ama maaş zamlarını biliyorsunuz. Bütün bunlar İSKİ'nin maliyetlerine yansıyor. Peki İSKİ ne yapıyor? İSKİ, İstanbul'un su ihtiyacını karşılıyor. İSKİ, İstanbul'un sellerden ya da işte baskınlardan kurtulması için mücadele veriyor. İSKİ, altyapı hizmeti veriyor. Bütün bu hizmetleri yapabilmesi için tek geliri var; o da su parası. Bütün bu hizmetleri yapabilmesi için zamma ihtiyacı var. 'Yüzde 60, yüzde 80 zam yaptı İmamoğlu', 'Zam istedi İmamoğlu' diye çığırtkanlıklar yapılıyor. Üzülüyorum. 2 yıl üzerine, yüzde 45'e yakın indirim yaptığımız suya, yaptığımız toplam zam, yüzde 6.8. Ve yetersizdir."
Vatandaş ardı ardına gelen zamların altında ezilirken faturalarına ekstra bir zam daha yapılmasını istemiyor.
Her sıkışıklığın ardından kurtuluş çaresi olarak vatandaşın bütçesine göz dikilmesini vatandaş artık istemiyor.
Vatandaş artık kötü yönetimin, kaynak üretememenin, çözümden yoksun icraatların kurbanı olmak istemiyor.
Vatandaş hükümet ile belediyeler arasındaki çekişmenin ezileni olmak istemiyor.
Biri diyor ki, "zamları devlet yapmıyor, küresel piyasalarda zam var. Biz de bunu yansıtıyoruz." Diğeri de diyor ki, "maliyetler arttı o yüzden zam yapmamız gerekiyor."
Böyle bir ülke yönetimini çocuklara verseniz onlar da hallederdi. Her ihtiyaç duyulduğunda zam yap! Peki, yöneticiler ne işe yararlar? Yöneticilerin görevi kaynak üretmek değil mi?
Örneğin maliyetler niye artıyor, artan maliyetleri düşürmek için ne yapılıyor?
Örneğin yerli kaynaklar kullanılmadan dış borçlanmaya neden gidiliyor?
Bu soruların cevaplarını ülkeyi yönetenlerin kendilerine sorması gerekmiyor mu? Hatta vatandaşın bu soruları kendilerini yönetenlere, partisine bakılmaksızın sorması gerekmiyor mu?
Türkiye'nin kaynak bakımından neyi eksik, Allah aşkına!
Güneşi mi yok, rüzgarı mı yok, denizi mi yok, toprağı mı yok; madeni mi yok, insanı mı yok, gençliği mi yok? Her şeyi var fakat beceriksizliğin faturası bu millete ödetiliyor maalesef.
Türkiye'nin en büyük sorunlarından biri enerjide dışa bağımlılık.
Kasım 2021'de Türkiye'de elektrik tüketimi 26 milyar 535 milyon 249 bin kilowatt saat oldu. Bu üretimin yüzde 11.65'i hidroelektrik santrallerinden, yüzde 32.37'si doğal gaz santrallerinden, yüzde 16.35'i ise yerli kömür santrallerinden sağlandı. Yani elektriğin yaklaşık 3'te 1'ini dışa bağımlı olduğumuz doğal gazdan elde ediyoruz. Güneş, rüzgar, deniz ve akıntıdan niye yeterince yararlanmıyoruz? Bu sahalara niye yeterince yatırım yapılmıyor?
Bakın İzlanda yüzde 78.19 oranında yenilenebilir enerji kullanıyor. Norveç yenilenebilir enerji ile ihtiyacının yüzde 74.62'sini, İsveç yüzde 56.39'unu, Finlandiya ise yüzde 43.08'ini karşıladı. Türkiye'de bu oran yüzde 20 civarında! Bu oranın çok daha yukarılara çıkması gerekmez miydi?
Sözün özü, çözümü olmayanların mazereti de çok oluyor. Faturalar üzerinden yapılan çirkin siyaset can sıkıyor!
- Asrın ahlaksızlığı / 18.02.2023
- İmar affını ‘kader’ çıkarmadı / 11.02.2023
- EYT’liler ilk maaşı ne zaman alır? / 04.02.2023
- Altılı Masa artık yok! / 28.01.2023
- Avantajları kaybeden seçimi kaybeder / 21.01.2023
- Basit bir ekonomi dersi! / 15.07.2022
- Hz. Ali'yi sevmek / 12.07.2022
- Teşekkürler… / 10.07.2022
- “Sarı bürokratlar”a sesleniş! / 26.05.2022