Yeni Mesaj Gazetesi'nde, verilen bir görevi icra etmekle kendimi bahtiyar hissetmekteyim. Şerefle taşıdığım bu görevi ifa ederken de kendi bildiğimiz doğruları okurlarımızla paylaşmak durumundayız. Son zamanlarda yazdığımız yazılar siyasi ağırlık kazanmış bulunmaktadır. Bunun da sebebi yaklaşan 22 Temmuz seçimleridir. Madem yaklaşan seçimler kendimiz ve milletimiz için öneme haizdir. O zaman bu konuda söylenecek sözün yeri ve zamanıdır. Yarın yazmak ya da söylemek kimseye bir fayda sağlamayacaktır. Seçimler yaklaştıkça seçmenin gönlünü, fikrini etkilemek için siyasiler kendince faaliyetler sergilemektedirler. Her siyasi, seçmene değişik vaatler vererek oyuna talip olmaktadır. Bu vatlar bazılarına göre abartılı, bazılarına göre gerçek dışı, olarak nitelendirilmektedir. Durum böyle olunca seçmenin kafası alabildiğine karışmış, inanılması gerekenlere de inanmamaktadır. Vatandaşımız türlü dertlere düşürülmüş, dermanını dahi bulsa kullanmaktan çekinmektedir. Düşülen bu durum asla tesadüfü değil, adım adım bu durumlara getirilmişizdir. Tarihte İslam itikadını Peygamber neslinden sonra en güzel yaşayan ve insanlığa yaşatan bir milletin evlatları olarak; iman zafiyeti geçirmekteyiz. Cehalet ve inat bizleri bazı gerçekleri görmekten de alıkoymaktadır.Söylenen sözün gerçekle alakalı olup olmadığı bazı ölçüler sayesinde anlaşılabilir. Ancak burada en önemli kıstas samimiyettir. Karşıdakini anlamaya çalışmaktır. Söylenen sözün kim tarafından söylendiği çok önemlidir. Hazreti Peygamber (sav) bir söz söylediği zaman; "O dediyse doğrudur" denmesindeki sebep; Onun, emin bir insan olarak kabul görülmesindendir. Yalancı çoban da; ne söylese, hatta gerçeği de söylese inanılmamasındaki sebep; onun yalancı olarak tanınmasındandır. Sözler farklı ağızlarda; söyleyene göre değer bulur. Seçmenin, vaatlerde bulunan siyasilerin söz ve davranışlarını, kişilik ve niyetlerini gözden geçirmesi şarttır. Şahsiyetinde ve geçmişinde yanlış davranışlar bulunan ve denenmiş siyasilere asla prim vermemeli, sözüne ve kişiliğine değer verilen kişilerin de zor gibi görünen vaatlerine güvenle destek verilmelidir. Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Beyin vaatlerini bazı vatandaşlarımız anlamakta zorluk çekmektedirler. Buna da sebep; toplumdaki siyasi kirlenmedir. Sayın Baş'ın hayatını, ideallerini ve fikirlerini incelediğimiz zaman Onun siyasi rant peşinde olmayan ve bir ömrü; milletine adayan bir şahsiyet olduğunu göreceksinizdir.İşte; olaylara, vaatlerde bulunan şahsiyetler açısından bakınca; mesele anlaşılacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025