Milletin mutluluğu ve yaşam standardının yüksek olması için, devletin sosyal dengeyi sağlaması ve sosyal devlet anlayışını hayata geçirmesi gerekmektedir. Güçlü devlet için güçlü bir milletin olması önemli olsa gerekir. Bunun için de halkının çıkarlarını gözeten devlet başkanlarına ihtiyaç vardır. Kutadgu Bilig adlı eserde Yusuf Has Hacip, devlet başkanından, halkın üzerinden fakirliği kaldırmasını, ekonomiye önem vermesini, adaletsizliği önlemesini, zulmü engellemesini istemişti. Bunlar şu şekilde ifade edilmiştir:Nasıl bey olur o, ey kutlu Hakan,Fakirliğin adı kalkmazsa halktan.Birisi; temiz tut, ülkede gümüş!Ayarını gözet, ey ilmi geniş.Diğeri, millete doğru yasa ver,Biri diğerine zulmederse gör.Üçüncü, emin tut bütün yolları,Temizle eşkıya ve haydutları. (Yusuf Has Hacip, Kutadgu Bilig, günümüz Türkçesine uyarlayan: Fikri Silahdaroğlu, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1996. s.246,446. Beyitler: 2983, 5575, 5576, 5577.)Yine Göktürk yazıtlarında da devlet başkanlarının, halkın rahatı için sürekli, yılmadan çalıştıkları birçok kere belirtilmiştir. Örneğin, "Türk milleti için gece uyumadım, gündüz oturmadım" (Muharrem Ergin, Orhun Abideleri, Boğaziçi Yayınları, İstanbul 2000. s. 19) cümlesi, sosyal adaleti sağlamaya çalışan, milletinin sıkıntılarını gidermeye çalışan bir Türk büyüğünün ifadesidir.Hükümdarlar hiçbir zaman gittikleri yerlerde insanları fitneye, fesada maruz bırakmıyorlar, anlayışlarına müdahale etmiyorlardı. Böylece medeniyetin asıl unsuru olarak insanlık medeniyeti oluşturuluyordu. Oluşturulan bu insanlık medeniyeti ile yaşayış tarzı oluşuyor ve insanlara hizmet götürülüyordu. Ve bunda da kesinlikle zor kullanılmıyordu.(Prof. Dr. Haydar Baş, Niçin Türkiye, İcmal Yayıncılık, İstanbul 2005. s. 179,180.) Diğer taraftan millet de bu anlayış içinde devletine sahip çıkıyor ve onun için çalışıyordu. "Türklerin bu insani davranış ve siyasetleri, milli mefkûre ve içtimai demokrasi anlayışının bir genişlemesi ve tekâmülüdür. Türk Kağan ve Sultanları, başka milletlerden faklı olarak halkın, devletin kuruluş ve yükselişinde hizmetlerini beyan ederek milli demokratik görüş ve düşüncelerini belirtiyorlardı. Nitekim resmi vesikalara göre Hakanlar nasıl ilahi hâkimiyetleri ve milletin saadeti için mücadeleye vazifeli olduklarını söylüyorlarsa, Türk halkının da kendileri gibi ilahi menşeden geldiklerini söylüyorlardı. Bu karşılıklı milliyetçi ve demokratik duygular devletin kutsiyeti ve hükümdarların babalık sıfatını ortaya koyuyordu. (Osman Turan, Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi Tarihi, Boğaziçi Yayınları, İstanbul 1999. s. XII.)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012