Soru dağlarının boyları dağları aşmış durumda, ağırlıklarını tartacak terazi kalmadı, derinlikleri de hayallerin bile ötesinde.
Soru dağları kardan olsaydı, belki yaz mevsimlerinde kızgın güneşin etkisiyle biraz boyları kısalır ve ağırlıkları azalırdı.
Hayata dair, hayatın içinden, insanı ve yaşamını ilgilendiren her ne varsa hepsiyle ilgili sorulardan oluşan soru dağları ne yazık ki ancak ve ancak mantıklı bir şekilde cevaplar verilerek azaltılıp küçültülebiliyor.
Cevabı verilmeyen, verilemeyen her soru, soranlar baskıyla ve zorbalıklarla susturulmuş olsalar bile, gidip soru dağlarına eklemleniyorlar.
Soranlar azaldıkça, soranlar sustukça sorular azalmıyor ki, aksine kat kat, hatta katlanarak artıyor.
Keşke kardan olsaydı bu dağlar…
Zihinler ve vicdanlar bu soru dağlarının ağırlığı altında ezim ezim ezilmektedirler.
Neden, niçin ve nasıl?
Mesela, neden, yeni yılın ilk gününde, İstanbul'da Galata köprüsünün tam üstünde Gazze mitingi yapan, hararetli nutuklar atan ve attıran sayın iktidar, bugün, yani yılın son ayında aynı konuyla ilgili sorulara asla tahammül edemiyor.
Söz konusu mitingin ardından geçen yaklaşık bir yıl içinde en az elli bin masum insan katledilmiş olduğu halde, bu cinayetleri işleyen soykırımcı ülke ile aranızdaki münasebet nasıldır, ticari ilişkileriniz hangi noktadan hangi aşamaya gelmiştir türünden sorular dürüstçe cevaplanmadıkça, zihinlerde oluşan her soru binlerce oluyor.
Üstüne üstlük, bir de bu tür soruları soranlara, sadece soru soranlara karşı, kaşlar çatılıp suratlar asılıyorsa, ağızlarına nice eller tıkılıyorsa, vicdanlara takılan soru dağlarına yeni dağlar ekleniyor.
Mantıklı, makul ve haklı sorular soran vicdanlı insanlar, olanlar karşısında vicdanları sızlayan gençler hiddetle ve şiddetle susturuldukça keşke sorular ortadan kalksaydı, keşke soruları doğuran sebepler zihinlerden silinip gitseydi.
Yeni yılın, yani son günlerini yaşadığımız şu bitmekte olan 2024 yılının ilk gününde ve hiç de adet olmadığı halde Galata köprüsünün üzerinde yapılan miting ve atılan nutuklar hem zihinlerde hem de arşivlerde ve o günden bugüne yapılanlar da yapılmayanlar da ortada…
Belli ki, yöneticilerin tavır ve tutumlarından anlaşılıyor ki, bu konuda yapılması gereken hiçbir şey yapılmamış ve yapılmaması gereken her şey de yapılmış.
Hacım ne diyorsun, soru dağları keşke kardan olsaydı ne güzel olurdu değil mi?
- Haramilere haramdan bahsetmek beyhudedir / 03.12.2024
- Hüzün Irmağı / 30.11.2024
- Çayırhan’da bir Genel Başkan: Hüseyin Baş / 27.11.2024
- Malum parti gruplarının oylarıyla reddedildi / 26.11.2024
- Yılından ne anladık ki gününden ne anlayalım? / 24.11.2024
- Duyurun her yana bu feryadımı / 23.11.2024
- Enflasyona ezdirilmeyenlerden misiniz? / 22.11.2024
- Kâr muhafızlarının iktidarı / 21.11.2024
- Kimsesizler çığ gibi… / 20.11.2024