Yol kesen, kervan soyan, yol yorgunu kafilenin yalvarıp yakarmalarına ve döktükleri gözyaşlarına aldırmadan onları soyup soğana çeviren haramilere, helalden-haramdan, emeğe saygıdan, kul hakkından, evde ekmek bekleyen evladüiyaldan söz etmenin ne faydası olabilir?
Hayatını, kul hakkı yemek üzerine kurmuş, kul hakkı yemekten ve hiç tanımadığı masum insanlara sırf mallarına çökmek için zulmetmekten başka meslek tanımamış haramzadeler zaten öğütten nasihatten anlamazlar, nasihat dinlemekten de asla hoşlanmazlar.
İnsanoğlu değişmedi, dün öyleydi bugün de böyle.
Yenidoğan Çetesi adıyla meşhur olan bebek katillerinin yaptıkları akıl almaz işler ve işledikleri korkunç cinayetler, ya da bir milletin soyunu, gelecek nesillerini ifsat etmek için her çeşit uyuşturucuyu şehirlere, ara sokaklarına kadar boca eden baronların organize işleri nasıl ve ne ile izah edilebilir?
Dün dağlarda, yol kesen ve kervan soyan haydutlardan daha insaflı oldukları söylenebilir mi?
Kul hakkına tasallut etme açısından, bir yolunu bulup üç maaş, beş maaş alan, yani ayda üç yüz, beş yüz bin TL'yi cebine atmayı kendisi için bir hak gördüğü halde, asgari ücretlinin ve emeklinin aylığını yeterli görenler için de yeni bir tanımlama gerekmiyor mu?
Zalimler, kul hakkı yiyenler, hak etmedikleri servetlere çökenler, bu hususların konuşulmasından, hele hele kendilerine öğüt-nasihat edilmesinden son derece rahatsız olurlar.
Dünyanın neresinde olursa olsun, doğru söyleyenin dokuz köyden kovulmasının temelindeki hakikati de burada aramak lazımdır.
Haramiler, haramzadeler, kul hakkı yemeği ve insanlara zulmetmeyi meslek haline getirmiş olanlar öğütten, nasihatten ve uyarıdan asla hoşlanmazlar.
Çeşitli toplumlara gönderilen peygamberlerin uyarıları karşısında takındıkları olumsuz tavırlarını eleştiren peygamberlerin adeta ortak tespitleri bu gerçektir; 'Siz nasihatten, nasihat edenlerden hoşlanmıyorsunuz.'
"Büyüklük taslayanlar, "Sizin inandığınızı biz inkar ediyoruz" dediler ve dişi deveyi kesip devirdiler; Rablerinin buyruğuna baş kaldırdılar, "Ey Salih, eğer sen peygambersen bizi tehdit ettiğin azaba uğrat bakalım" dediler.
Bu yüzden onları bir sarsıntı tuttu ve oldukları yerde diz üstü çöküverdiler.
Salih de onlardan yüz çevirdi ve "Ey milletim! And olsun ki ben size Rabbimin sözünü bildirmiş ve öğüt vermiştim; fakat siz öğüt verenleri sevmiyorsunuz" dedi."(A'raf:76-79)
- Hüzün Irmağı / 30.11.2024
- Çayırhan’da bir Genel Başkan: Hüseyin Baş / 27.11.2024
- Malum parti gruplarının oylarıyla reddedildi / 26.11.2024
- Yılından ne anladık ki gününden ne anlayalım? / 24.11.2024
- Duyurun her yana bu feryadımı / 23.11.2024
- Enflasyona ezdirilmeyenlerden misiniz? / 22.11.2024
- Kâr muhafızlarının iktidarı / 21.11.2024
- Kimsesizler çığ gibi… / 20.11.2024
- Söyleyecek sözü mü kaldı? / 19.11.2024