Düşük döviz kuru ve yüksek maliyetler 'derici'lerin derisini yüzdü
Gıda dışındaki pek çok sektörden 'battık,batıyoruz' feryatları yükseliyor. Doğu Deri Perre Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Dinç, deri sektörünün son dönemde yüksek işçilik maliyetleri ve düşük döviz kurunun baskısı altında ezildiğine işaret ederek, sektörde bir yaprak dökümünün yaşandığını ve birçok şirketin kapanmanın eşiğine geldiğini söyledi
04.12.2024 20:16:00
AHMET TURAN YİĞİT
AHMET TURAN YİĞİT
Doğu Deri Perre Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Dinç, Türkiye'nin kuzu kürkünde her anlamda dünyada bir numara olmasına karşın milyonlarca adetlik satışın gerçekleştiği 'zik deri' denilen ince deride pazar payının yüzde 1'in altına düştüğünü ifade ederek, bunun en önemli nedenlerinden ikisinin işçilik maliyetleri ve döviz kuru olduğunu kaydetti. Sektörün en büyük rakibinin bu iki unsur olduğunun altını çizen Dinç, şöyle konuştu: "Pakistan'da bugün bitmiş bir ürün 45-50 dolarlara satılırken bizim sadece işçilik maliyetimiz o kadar. Dolayısıyla biz bu pazarı kaybettik ve işçilik maliyetlerimiz yükseldikçe, bu dolar kuru da böyle kaldıkça, kaybetmeye devam edeceğiz. Biz neticede bir taraftan katma değerli ürün yaparken bir taraftan da dünyadaki zincir mağazalara üretim yapıyoruz. Bizden tek kalemde 20 bin adet mal istediklerinde, işçilik maliyetimiz örneğin 20 dolar arttığında ortaya çok ciddi bir maliyet çıkıyor. O zaman olay 'Biz bu ürünün sayısını azaltalım, bir alt grubu arttıralım' şekline dönüyor, sipariş adetleri düşüyor. Dövizin düşük gitmesi de sektörü çok zorluyor. Biz dövizin 30 liradan 100 lira olmasını istemiyoruz, hiçbirimizin böyle bir talebi yok ama en az enflasyonun yüzde 10 altında, orantılı bir şekilde artması gerekiyor."
Şirketlerin yüzde 30'u kepenk indirecek
Şu anda tekstilde ve deride zor günler yaşandığını vurgulayan Dinç, "Deride, tekstilde arkadaşlarla görüşüyoruz. Yılbaşı itibariyle birçok iş insanı şirket kapatmanın peşinde, kadro azaltıyorlar. Sektördeki firmaların yüzde 30'u kapanabilir. Diğer taraftan sektördeki oturmuş insan kaynağı da elimizden kayıyor. 20-30 yıllık makineciler, nitelikli çalışanlar işi bırakıp gidip güvenlik şirketine giriyor, depoculuk ve benzeri işler yapıyorlar. Bu insanlar çok uzun yıllar içerisinde yetişiyor ve bu kazanılmış değerleri işi bıraktıktan sonra tekrar kazanmak çok zor" diye konuştu.
Zor zamanda ayakta kalmanın yolu
Pazardaki gerilemeye karşın Doğu Deri Perre olarak kriz ortamını görünce mümkün olduğu kadar kâr marjlarını düşük tutmaya çalıştıklarını ve yaşanan küçülmeden etkilenmediklerini vurgulayan Dinç, aksine, ihracatlarını ve cirolarını artırmayı başardıklarını kaydetti. Dinç, şunları söyledi: "Ana pazarımız Rusya olmak üzere 20'ye yakın ülkeye ihracat yapıyoruz. Son zamanlarda özellikle Amerika pazarı öne çıkıyor. Son dönemde savaş ortamı olmasına rağmen Ukrayna'ya ciddi satışlarımız mevcut. Deride yerli tasarıma özel bir önem veriyoruz. İlk yıllarda tamamen yabancı tasarımcılarla çalışıyorduk. Şu anda ise dünyayı takip ettiğimiz için yabancı tasarımcılardan doğal olarak sadece danışmanlık hizmeti alıyoruz."
Taklit ürünler had safhada
Sektördeki imitasyon (taklit) sorununa da işaret eden Dinç, piyasayı bu taklit ürünlerin sardığını söyledi. "30 yıldır bu işin içindeyim, ben bile ayıramıyorum" diyen Dinç, şöyle devam etti: "Tüketicinin doğru bilgilendirilmesi gerekiyor. Suni deri diye satılanlar aslında deri değil, bunlar bir kumaş grubu. Bunun deri olmadığını ve 6 aylık, bir sezonluk ömrünün olduğunu herkesin bilmesi gerekiyor. Üzerine mutlaka belirgin bir şekilde bu ibarenin yazılması ve deri kelimesinin kullanılmaması gerekiyor. Yerli malla yabancı malın ayrılması konusundaki etiketlerin ve işaretlemelerin de mutlaka belirgin olması gerekiyor. Etiketlere küçücük yazıyorlar ve bu ürünler bizim pazarı vuruyor. Bu konuda denetimlerin artırılmasını istiyoruz."