Galatasaray Beşiktaş derbisini Galatasaray 2-1 kazandı.
Karşılaşma öncesinde yazılı basında Galatasaray Beşiktaş derbilerinin ülkedeki futbol seviyesini gösteren bir turnusol kağıdı işlevi gördüğü yazılmıştı.
Yani bu iddiaya göre derbideki futbol kalitesi ne kadar yüksek ise ligimizde oynanan futbolun da o kadar kaliteli olduğunu düşünebiliriz.
Şimdi gelelim şu soruya. Derbideki futbol kalitesi ne düzeydeydi.
Lafı gevelemeye gerek yok. Derbinin futbol kalitesi yerlerde sürünüyordu.
Derbi futbol fakiri idi. O kadar kötü bir futbol oynandı yani.
Maçtan önce Galatasaray'ın hangi formasyon ile başlayacağı merak konusu idi.
Galatasaray çift santrforla oynayacak olursa üçlü savunmayı tercih etmeli deniliyordu.
Galatasaray çift santrfor oynadı ve de dörtlü savunma ile başladı.
Diğer yanda futbol kamuoyu Beşiktaş cephesinde maçın stratejisinin nasıl olacağı üzerine de kafa yormaktaydı.
Beşiktaş topu rakibe bırakıp önce durduracak sonra vuracaktı. Maç boyunca Beşiktaş böyle bir stratejiyi tercih etmedi.
Benim gözleyebildiğim kadarıyla her iki takım da hücumcu bir anlayış içersindeydi ve bu anlayış her iki takım için maç boyunca geçerli oldu.
Lakin bu anlayış ne futbol kalitesini yukarı çekti ne de maçın heyecanlı olmasına yardım etti.
Üstelik maçın genelinde ortalamanın üzerinde bir tempo vardı. Böyle olması dahi maça heyecen ve kalite getirmedi.
Zaten maça kalite gelmemesinin sebebi temponun ortalamanın üzerinde olması idi.
Neden? Çünkü iki işi bir arada yapamama gibi hatamız var. Maalesef koşarken paslaşamıyoruz.
Hem pas hem tempo bir arada olmuyor bizim ülkemizde.
Şimdi bakın 78. dakikaya gidelim. Bu dakikada Beşiktaş yarı sahasında sol tarafta Masuaku, önce Cher Ndour'u gördü. Güzel.
Devamında Ndour topun şiddetini iyi ayarlayamayıp Masuaku'nun ilerisine bir pas attı.
Masuaku da yavaş reaksiyon gösterip hızlı koşmayınca top taca çıktı.
Bu andan sonra Ndour'u dikkatle seyrettim. Dakika 88. Yine Ndour ve yine taca attığı pas.
Fakat bu sefer topu nereden taca gönderdi biliyor musunuz?
Söyleyeyim. Kendi birinci bölgesinin ortalarından attığı pas 3. bölgenin sol taç cizgisinden dışarı çıktı.
Neredeyse 50 metre mesafe ile bir pası taca yolladı.
Hadi gene Beşiktaş'tan bir örnek daha vereyim.
Dakika 90+2. Şimdi bilmiyorum bir Beşiktaşlı Galatasaray 6 pasına doğru orta yaptı. Güzel.
Bu topa Uduokhai kafa vurdu. Fakat kafatası ile kafa vurdu. Üstelik yanlış hatırlamıyorsam yüzü yere doğru bakmıyor ileri doğru bakıyordu.
Top üst filelere gitti. İleri doğru bakarken top kafatasına çarpıyor ve üst filelere gidiyor.
Karşılaşmada 3 gol oldu. Üçü de organize hücum değildi.
Bu da zaten kalite hakkında çok şey söylüyor. Galatasaray'ın iki golü de duran toptan birbirinin kopyası goller.
Sara frikiki kullanıyor Osimhen kafayı vuruyor.
Bu derece birbirine benzeyen iki gol işin açıkçası önceden çalışılmış gibi bir izlenim uyandırıyor.
Beşiktaş'ın golü 90+4'te geldi. Golden hemen sonra maçın heyecanı ve gerilimi üst düzeye çıktı.
Topu topu son bir iki dakika için futbol severler heyecan yaşadı.
Artık bu da ne kadar insanı tatmin eder doğrusu bilebilmek güç. Bütün bunlarla bir derbi daha bitmiş oldu.
Heyecan yok kalite yok. Tabii bu futbol ile Türkiye'de iş yapılır ama Avrupa'da bu iki büyük takım pek bir yere varamazlar.
Bakalım önümüzdeki derbiler nasıl geçecek bekleyip göreceğiz.
Karşılaşma öncesinde yazılı basında Galatasaray Beşiktaş derbilerinin ülkedeki futbol seviyesini gösteren bir turnusol kağıdı işlevi gördüğü yazılmıştı.
Yani bu iddiaya göre derbideki futbol kalitesi ne kadar yüksek ise ligimizde oynanan futbolun da o kadar kaliteli olduğunu düşünebiliriz.
Şimdi gelelim şu soruya. Derbideki futbol kalitesi ne düzeydeydi.
Lafı gevelemeye gerek yok. Derbinin futbol kalitesi yerlerde sürünüyordu.
Derbi futbol fakiri idi. O kadar kötü bir futbol oynandı yani.
Maçtan önce Galatasaray'ın hangi formasyon ile başlayacağı merak konusu idi.
Galatasaray çift santrforla oynayacak olursa üçlü savunmayı tercih etmeli deniliyordu.
Galatasaray çift santrfor oynadı ve de dörtlü savunma ile başladı.
Diğer yanda futbol kamuoyu Beşiktaş cephesinde maçın stratejisinin nasıl olacağı üzerine de kafa yormaktaydı.
Beşiktaş topu rakibe bırakıp önce durduracak sonra vuracaktı. Maç boyunca Beşiktaş böyle bir stratejiyi tercih etmedi.
Benim gözleyebildiğim kadarıyla her iki takım da hücumcu bir anlayış içersindeydi ve bu anlayış her iki takım için maç boyunca geçerli oldu.
Lakin bu anlayış ne futbol kalitesini yukarı çekti ne de maçın heyecanlı olmasına yardım etti.
Üstelik maçın genelinde ortalamanın üzerinde bir tempo vardı. Böyle olması dahi maça heyecen ve kalite getirmedi.
Zaten maça kalite gelmemesinin sebebi temponun ortalamanın üzerinde olması idi.
Neden? Çünkü iki işi bir arada yapamama gibi hatamız var. Maalesef koşarken paslaşamıyoruz.
Hem pas hem tempo bir arada olmuyor bizim ülkemizde.
Şimdi bakın 78. dakikaya gidelim. Bu dakikada Beşiktaş yarı sahasında sol tarafta Masuaku, önce Cher Ndour'u gördü. Güzel.
Devamında Ndour topun şiddetini iyi ayarlayamayıp Masuaku'nun ilerisine bir pas attı.
Masuaku da yavaş reaksiyon gösterip hızlı koşmayınca top taca çıktı.
Bu andan sonra Ndour'u dikkatle seyrettim. Dakika 88. Yine Ndour ve yine taca attığı pas.
Fakat bu sefer topu nereden taca gönderdi biliyor musunuz?
Söyleyeyim. Kendi birinci bölgesinin ortalarından attığı pas 3. bölgenin sol taç cizgisinden dışarı çıktı.
Neredeyse 50 metre mesafe ile bir pası taca yolladı.
Hadi gene Beşiktaş'tan bir örnek daha vereyim.
Dakika 90+2. Şimdi bilmiyorum bir Beşiktaşlı Galatasaray 6 pasına doğru orta yaptı. Güzel.
Bu topa Uduokhai kafa vurdu. Fakat kafatası ile kafa vurdu. Üstelik yanlış hatırlamıyorsam yüzü yere doğru bakmıyor ileri doğru bakıyordu.
Top üst filelere gitti. İleri doğru bakarken top kafatasına çarpıyor ve üst filelere gidiyor.
Karşılaşmada 3 gol oldu. Üçü de organize hücum değildi.
Bu da zaten kalite hakkında çok şey söylüyor. Galatasaray'ın iki golü de duran toptan birbirinin kopyası goller.
Sara frikiki kullanıyor Osimhen kafayı vuruyor.
Bu derece birbirine benzeyen iki gol işin açıkçası önceden çalışılmış gibi bir izlenim uyandırıyor.
Beşiktaş'ın golü 90+4'te geldi. Golden hemen sonra maçın heyecanı ve gerilimi üst düzeye çıktı.
Topu topu son bir iki dakika için futbol severler heyecan yaşadı.
Artık bu da ne kadar insanı tatmin eder doğrusu bilebilmek güç. Bütün bunlarla bir derbi daha bitmiş oldu.
Heyecan yok kalite yok. Tabii bu futbol ile Türkiye'de iş yapılır ama Avrupa'da bu iki büyük takım pek bir yere varamazlar.
Bakalım önümüzdeki derbiler nasıl geçecek bekleyip göreceğiz.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Sonu başından belli / 24.11.2024
- Yolun sonunu beklemekten yoruldum / 20.11.2024
- Bitiremedik / 17.11.2024
- Yunus'u da görün / 11.11.2024
- Elbette favoriyiz / 08.11.2024
- Semih açıldı, Beşiktaş coştu / 07.11.2024
- Yine kötü hakemlik vardı / 04.11.2024
- Beşiktaş için kırılma maçıydı / 03.11.2024
- Sonuncu dakikanın hatırına / 29.10.2024
- Sağ kanatta çözümsüzlük / 28.10.2024
- Yolun sonunu beklemekten yoruldum / 20.11.2024
- Bitiremedik / 17.11.2024
- Yunus'u da görün / 11.11.2024
- Elbette favoriyiz / 08.11.2024
- Semih açıldı, Beşiktaş coştu / 07.11.2024
- Yine kötü hakemlik vardı / 04.11.2024
- Beşiktaş için kırılma maçıydı / 03.11.2024
- Sonuncu dakikanın hatırına / 29.10.2024
- Sağ kanatta çözümsüzlük / 28.10.2024