Birçokları Beyaz Saray’ı, siyah zindan olarak adlandırır. Bu adlandırmanın nedeni, seçilen başkanların bürokrat ve danışmanlarla çevrilmesi ve kendi haline bırakılmamasıdır. Seçilen başkan, yemesinden içmesine, giyiminden kuşamına kadar her şeyiyle kontrol altındadır. Danışmanlar söyler, başkan uygular. Görünüşte bunlar, başkana bir hizmettir, gerçekte ise, onu çekip çevirmek ve yönlendirmektir. Bir başka deyişle, başkan Beyaz Saray’da yalnızlaştırılır, eski eş ve dostlarından bağının kesilmesi sağlanır. Beyaz Saray’ın başkanlar için gerçekten bir siyah zindan olduğunu, bazı başkanlar itiraf etmişlerdir. Bill Clinton bunlardan biridir. Onun için bazı yazarlar, Obama’nın seçilmesi konusunda, “Siyah zindana siyahi birinin seçilmesi, gerçeğe uygundur” diyorlar. İkinci kez seçim kazanan Barak Obama, ilk seçildiğinde değişim vaat etmişti. Değişim vaadi, ABD’liler kadar, ABD’nin zulmüne uğrayan milletleri de sevindirmişti. Zannedildi ki, Obama, ABD politikasını baştan sona değiştirecektir. Çok geçmeden değişim vaadinin sözde kaldığı anlaşıldı. Aslında ABD için değişim, sömürü şeklinin değişmesidir. ABD’ye başkan seçilen bir kişi, sömürüye hizmet etmediği, onu zorlaştırdığı an, çeşitli entrikalarla, hatta suikast ile ortadan kaldırılır. Barak Obama’nın başkan seçilmesi, ABD’nin, üstün ırk inancından vazgeçtiğini göstermez. Zira ırkçı yaklaşımlar, ABD’de bütün canlılığı ile yaşamaktadır. Buna rağmen Obama niçin seçtirilir? ABD’nin derin devleti, Obama’yı ikinci bir şans olarak gördüğü için seçtiriyorlar. Bunu, Zbigniew Brzezinski’nin “İkinci Şans - Üç Amerikan Başkanı ve Amerikan Süper Güç Krizi” adlı kitabından öğreniyoruz. Brzezinski, söz konusu kitabında şöyle diyor: “Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından sonra Amerika dünyanın tek süper gücü haline geldi. Ancak bu olaydan sonra iş başına gelen üç başkan yani Baba George Bush, Bill Clinton ve son olarak oğul Bush, ‘dünya lideri’ olamadılar. Bu yüzden de Amerika Birleşik Devletleri, belki süper güç oldu ama liderlik eksikliğinden ‘dünya gücü’ haline gelemedi.” Brzezinski’ye göre, “Yeni başkan ABD için ikinci şanstır. İkinci şans iyi kullanılmazsa, ABD’nin bir üçüncü şansı olmayacaktır.” İşte Obama’yı başkan yapan bu gerekçe ve beklentidir. Kısacası Obama, ABD’nin yeni sömürü projesine uygun düştüğü için seçtiriliyor. Başkan Obama’nın mesajları da bu yöndedir. Bakınız ne diyor: “Aile geçmişimiz Müslümanlıktan önce Yahudilik olabilir.” Böyle bir kişi bulunabilir mi? Üç din mensupları da Obama’yı kendinden bilecek ve ona sempatiyle bakacak. Amaç budur. Nitekim de bu amaç, büyük oranda gerçekleştiriliyor. Diyalogcular, Obama’nın gizli Müslüman olduğunu yayarak, yeni sömürü düzenine zemin hazırlıyor, onu “Müslümanlıkla Hıristiyanlığı kişiliğinde birleştiren adam” diyerek övüyor ve hürmetle selâmlıyorlar. Obama’nın seçilmesinin iç sebepleri de vardır. İç sebeplerden biri, ABD’de Zenci nüfus ve taleplerinin artmasıdır. Yapılan istatistiklere göre, 2042 yılında Zenciler, Hispanikler, Asya ve Arap kökenliler, imtiyazlı beyazların nüfusunu geçecektir. Samuel Hungtington, “Biz Kimiz: Amerika’nın Milli Kimliğine Tehditler” adlı kitabında, “bu gelişmelerin ABD için yeni bir tehlike olduğunu” söylüyor. Görülen o ki, Amerika kıtasına sonradan istilâcı olarak gelen beyazlar azınlıktılar, yine azınlığa düşeceklerdir. Berberiler ve Zenciler bile, Amerika kıtasına beyazlardan önce yerleşmişlerdir. Kristof Kolomb’un arkadaşları, Amerika’ya çıktıklarında orada Zencilerle Kızılderililerin savaştıklarına şahit olduklarını söylerler. Bu da gösteriyor ki, Amerika kıtasındaki Zencilerin varlığı beyazlarınkinden daha eskidir. Beyazlar, Kızılderililere yaptıklarının aynısını Zencilere de yaptılar. Dahası, Afrika’da yaşayan Zencileri havyanlar gibi avlayarak zorla gemilere doldurup Amerika’da köle pazarlarında sattılar. Amerika kıtasının beyazlardan önceki sahiplerinin artması, ilâhi adaletin bir tecellisidir. İstilâcılar, bundan korkuyorlar. Korksunlar, korkunun ecele faydası yok. Amerika kıtasında eninde sonunda hak yerini bulacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018