Sivil-asker hepimizin görmesi gereken gerçek

Sivil-asker, okumuş-okumamış, genç-ihtiyar, kadın erkek hepimiz "vaziyetimiz"i, Türk milleti ve devletinin sürüklendiği konumu teşhis ve tespit etmek durumundayız.Elimizi vicdanımıza koyarak?Eteklerimizdeki tüm taşları dökerek?Zihinlerimizi prangalayan ve basiretimizi bağlayan tüm "indî" ölçütlerimizi bir kenara iterek?Gözlerimizin önünde "mertek" gibi duran kıytırıklardan kurtularak?Tarihimizin, imanımızın, asaletimizin, medeniyetimizin bize sunduğu "yerel ve milli ve bir o kadar da evrensel, bilimsel, aklî ve kalbî" değerlerimizi kuşanarak ahvalimizi tartmalıyız. Devlet ve milletimizin durumunu görmeliyiz. Vaziyetimizi teraziye vurmalıyız.Mazisi insanlık tarihi kadar eski Türk milleti, dağılıyor, dağıtılıyor? Sosyal dokuları örseleniyor. Aile bağları çözülüyor. Milli hasletleri kayboluyor. Birlik ve bütünlüğünü temin eden tüm dinamiklerini yitiriyor. Daha ne olsun!Devlet gemisi sarsıldıkça sarsılıyor? Temel direkleri sökülüyor. Devlet erkleri ve bu erklerin başındaki koca koca adamlar meydanlarda kapışıyor, ekranlardan atışıyor. Sanki herkes birbirinin ayağını kaydırmaya, birbirinin boğazından sıkmaya çalışıyor.Ekonomi zaten batmış. Ecnebi lobilerden ve IMF'den devşirme akıl ile atılan adımlar, sarfedilen sözler yalama yapmış? Ekonomide sağlam cıvata kalmamış!Eğitim, kültür, sağlık desen hakeza?Devlet ve milletle alakalı hangi sahaya göz atılsa, el atılsa, atanın elinde kalıyor.Kara mizah değil; veba vurmuş gibi devlet ve millet tel tel dökülüyor.İşin en hazin tarafı, etki ve yetki sahiplerinin ellerinde derman yok, çare yok, çözüm yok! AB, ABD, Vatikan ve IMF'nin her türlü zillet içerikli baskı ve Sevr talimatlarına rağmen ecnebi kapılarında "izzet" ve ikbal dileniyorlar. Dahası, iflas ettiği resmen ve fiilen ilan edilmiş olan materyalizm, sosyalizm, ve en son liberal kapitalizmin müflis akıl danelerinden akıl dileniyorlar, para dileniyorlar?Kel derman bulsa başına sürermiş!Böylece her zaman ve her yerde devlet ve millet olarak faturayı "biz" ödemek durumunda kalıyoruz.Ne sivil, ne asker hiçbir Allah kulu, devlet ve milletimizin sürüklendiği bu "vahim tabloyu" olduğu gibi göremiyor, fark edemiyor, teşhis edemiyor.Sürekli bir gerçeğe vurgu yapıyorum; Türkiye ve dünyanın vahim sürüklenişini aklın, ilmin ve irfanın verileriyle toparlayacak tek adam yine Türk milletinin arasından çıktı, o da Prof. Dr. Haydar Baş beydir.Dünya, bu gerçeği ilmen ve fiilen ikrar ve ilan etmektedir. 70'i aşkın ülke, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş'ın model ve projelerinden istifade etmektedir.Dünyanın istifade ettiği bu "yerli ve milli ve fakat bir o kadar da evrensel kıymetimiz"i görmediğimiz ve hakkını teslim etmediğimiz müddetçe iflah olmayız!Bu bağlamda refikimiz Yeniçağ'dan tecrübeli kalem Sebahattin Önkibar'ın dün köşesinde yaptığı şu "vurgu"yu son derece önemli buluyorum, devlet ve milletimizin bahtının açıklığı adına bir muştu görüyorum. "Bir kıymet: Haydar Baş'a dikkat!" başlığıyla şöyle diyor sayın Önkibar: Gelin bugün bir şeyin altını çizelim ve bir hakkı teslim edelim. Pek çok çevre Prof. Haydar Baş ve partisini uzun zamandır görmezden geliyor. İtiraf edeyim sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yemesi misali biz de İhlas'da şahit olduklarımızdan sonra cemaatlere karşı dikkatli olmaya ve ince eleyip sık dokumaya başladık... Hayır hayır, biz, Türkiye'deki cemaatlerin tamamının fasık ve güdümlü olduğu iddiasında değiliz. Tersine aralarında samimi ve bağımsız olanları var. Haydar Bey ve ekibini hiç tanımam ve hiçbir mensubu ile telefonla olsun konuşmuşluğum yok ama zaman zaman Yeni Mesaj Gazetesini izliyorum. İtiraf edeyim Yeni Mesaj'ın yayın politikası ile yazılarına bayılıyorum. Çizgileri yüzde yüz milli. İnaçlarında samimiler ve dış dinamiklerle zerre bir ilişkileri yok. Açıkçası bu tarafları bana müthiş güven veriyor. İtikatları konusunda ayrıntılı bilgim yok ama Ehli Sünnet oldukları yani  İslam'ın Şanlı Peygamberinin(sav) izinde yürüdükleri ortada... Ah keşke bütün cemaatlerimiz böyle olsa... Haydar Baş Hoca bize desteklenmesi gereken bir kıymet gibi gelmeye başladı...