Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'nin sınır güvenliğinde AB standardına ulaşmak için 50 bin kişilik özel bir güvenlik gücü kurma hazırlıkları yürüttüğünü açıkladı.Yani anlayacağınız, sınırlarımızın güvenliği, yapılan anketlerle Türk milletinin yüzde 90 güven duyduğu, terörle mücadelede başarısı malum olan Türk Silahlı Kuvvetleri'nden alınıyor ve neredeyse güvenin sıfır olduğu AB ve ABD güdümündeki siyasilerin kontrolüne devrediliyor.Açıklamaya göre, sistem ABD'den transfer ediliyor ve oluşturulacak güç askerden ve polisten farklı olacak.Bağış'ın ifadesine göre Türkiye'nin sınır güvenliğinin AB standardına ulaşması için bu yapılıyor, ama ne hikmetse proje ABD'den transfer ediliyor.Çalışma İçişleri Bakanlığı bünyesinde yürütülüyor.Yeni ordunun ismi "Sınır Güvenliği Teşkilatı"?Egemen Bağış bu ordunun kurulması için gerekçeyi şöyle izah ediyor:"İleride AB üyesi olduğumuzda bizim sınırlarımız Avrupa'nın sınırı olacak. Türkiye'ye gelen Avrupa'ya girmiş olacak. O nedenle kurulacak bu teşkilat Batı'daki örneklerine benzeyecek?"Gerekçe neymiş efendim, biz AB'ye girecekmişiz de, sınırlarımız AB'nin sınırları olacakmış da mışmış?Dereyi görmeden paçaları sıvamak bu olsa gerek.Adamlar bizi AB'ye almamak için yapmadıklarını bırakmıyorlar, biz bir serap uğruna en önemli bölgelerimizin güvenliğini AB'nin taleplerine göre şekillendiriyoruz.ABD'nin uyguladığı kendileri için faydalı olabilir, peki, bu değişim bize gerçekten faydası olacak mı?Ya fayda değil de büyük bir zarar getirecekse, sınırlarımız yolgeçen hanı olacaksa, bu adımla ülkemizin işgaline kapı aralanacaksa bu zor durumdan geriye nasıl dönüş yapacağız?Mehmetçiğimiz sınırın güvenliğinde neyi eksik yaptı ki onu geri çekiyoruz?Yoksa birileri Mehmetçiğimizin görevini tam olarak yapmasından mı rahatsız da alternatif bir orduya görev devrediliyor?Bunlar ister istemez kafamızı kurcalayan mevzular.AB'nin ve ABD'nin "Türk milletini koruyan bir Türk Ordusu"ndan rahatsız olduğu muhakkak? Bu gerçeği öyle ya da böyle yayınladıkları raporlarda belirtiyorlar.Yanlış anlamayın, Türk Ordusu'ndan rahatsız değiller, "Türk milletini koruyan" Türk Ordusu'ndan rahatsızlar. İstiyorlar ki, Türk Ordusu ABD ve AB idealleri için savaşsın. En büyük hedefleri, Soros'un da ifade ettiği gibi "Türkiye'nin en önemli ihraç unsuru askeridir" tezini hayata geçirmek.Yani Türk askerinin Haçlı seferlerinin son versiyonlarının önünde bir Kılıçarslan bir Fatih olmasını istemiyor Batılılar, ya ne istiyorlar, Haçlıların safında birer Anzak olmasını istiyorlar. Önce paralı sonra da bedava ABD ve AB çıkarları için ölen bir Türk askeri istiyorlar.Onlara göre Türk askeri serhatlarda ABD ve AB için ölürken, Türkiye'de ise taşeron siyasilerin kontrolünde askerden bağımsız siyasete bağımlı özel birimler isteniyor.2008 yılında yayınlanan AB İlerleme Raporu'nda askerimizle alakalı şunlar söyleniyor:"Sivil-asker ilişkilerinin pratiği AB üyesi devletlerin çizgisinde olmalıdır ve askerler siyasi konulara müdahil olmamalıdır. Sivil denetim mekanizmaları ve savunma harcamaları üzerindeki parlamento gözetimi garanti altına alınmalıdır. TSK'nın üst düzey yetkilileri yetkilerinin dışında açıklamalar yapmamalıdır." Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bilinen bir gerçektir ki, Batılılar en büyük tavizleri siyasiler vesilesiyle koparmıştır. Askerin ise doğruları vardır. Yukarıdaki raporda Batılıların asker rahatsızlığı açıkça görülmektedir. Batı askerin konuşmasından bile rahatsızdır. Çünkü Batının Türkiye üzerindeki menfur emellerinin önündeki en büyük engel Türk askeridir.Bu sebeple sınır güvenliğinin bu düşüncelere sahip AB ve ABD'nin isteğiyle şekillendirmek doğru olmayacaktır.Özellikle de siyasilerimizin AB'nin ABD'nin talimatlarını harfiyen yerine getirdiği bir dönemde sınır güvenliğinin bu siyasilerin inisiyatifine devretmek sınırlarımız açısından ciddi riskler taşımaktadır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025