logo
05 NİSAN 2025

Sevgililer Günü

09.02.2015 00:00:00
14 Şubat günü tüm dünyada Sevgililer Günü olarak kutlanıyor. Aslında bu gün Hıristiyan olduğu için öldürülmüş, Aziz Valentin ismindeki bir papazın ölüm gününe ithafen kutlanılanılmaktadır. Antik Yunan takvimlerinde de Şubat ayı ortaları Zeus ile Hera'nın kutsal evlilikleri dolayısıyla kutlanılan bir bayramdı. Roma Katolik kilisesi bu günü ilk kez 496 yılında kutlamaya başlamıştır. İngiltere ve Fransa'da kutlanması ise 14. yüzyılı bulur. Çünkü Aziz Valentin ile romantik aşk arasındaki ilişkiyi anlatan, birçoğu da sonradan uydurulmuş olan efsanelerin çıkışı bu tarihlere rastlamaktadır. Bu günün dünyaya yayılması ise 1800'lerde Amerikalı Esther Howland sayesinde olmuştur. Kapitalist sistemin egemenliğiyle birlikte Sevgililer Günü, hediye alımının, kutlamaların teşvik edildiği, insanların tüketime özendirildiği bir gün haline gelmiştir. Osmanlı Dönemi'nde kutlanmasının yasak olduğu bu gün Türkiye'ye ilk 1970'li yıllarda girmiş, yaygınlaşması 2000'leri bulmuştur. Günümüze gelindiğinde ise en az Avrupalı, ya da Amerikalılar kadar yoğunlukla kutlanılan bir gün haline gelmiştir, maalesef.Sevgi, aşk gerçekten de kutsaldır. Güzel duygulardır ve özelde yaşanması gerekir. En azından bizim kültürümüzde öyledir ya da öyleydi. Ama biz ne zaman ki Avrupa Birliği sevdalarına kapıldık, ne zaman ki bunun uğruna kendi öz benliğimizden tavizler vermeye başladık, onlar gibi olmaya çalıştık, işte o zamandan beri o güzel, nezaketli, kibar, insanca yaşanan aşklar da öldü gitti Halbuki bizim kültürümüzde flört, ya da bugünkü anlamıyla sevgili olmak kavramları yoktu. Bizim kültürümüzde Kerem ile Aslı vardı, Ferhat ile Şirin vardı. Leyla ile Mecnun vardı. Ki bu büyük aşk aslında Allah aşkını temsil ederdi. Bize ne elin papazının ölüm gününden?Bizim; "Ya Rab manâ cism ü cân gerekmez/Cânânsuz cihân gerekmez" diyen Fuzuli'miz vardı.Ya da; "Aşkın aldı benden beni/Bana Seni gerek Seni/Ben yanarım dün ü günü/Bana Seni gerek Seni" diyen Yunus Emre'miz vardı. Bu sözler türkü olurdu, şarkı olurdu. "Ey bad-ı saba yar ile vuslat ne zamandır/Bir kerre sual eyle ki ruhsat ne zamandır'' diyen Kayserili Pesendi'nin sözleri, Suphi Ziya Özbekkan'ın notalarında hayat bulurdu. Şimdiki saçma sapan şarkıların sözlerini ise burada dile getirmeye şahsen ar ederim. Edebimiz, ahlakımız, örfümüz, adetimiz, inancımız böyle gerektirirdi. İşte ne zaman ki ulu orta yaşar olduk her şeyi, ne zaman ki bunu modernlik(!) saydık, bizi biz yapan değerleri unuttuk, o zaman çözüldük, yozlaştık, kimliğimizi kaybettik. Bunu devlet politikaları da destekleyince, orada bittik. O devlet politikasıdır ki zinayı serbest bıraktı, domuz etini kasaplık et yaptı. Artık ne sevdiğini sakınmak, kıskanmak kaldı, ne de adam gibi sevmek. Ne zaman ki din siyasilerin elinde oyuncak oldu, isteyen kafasına göre fetva verir oldu, o zaman sevgi de bitti, aşk da.Ya da kimi nasıl seveceğimizi karıştırdık. Bizi yöneten olarak sevmemiz gerekeni peygamber yerine koyduk ha şa, uluhiyet vermeye çalıştık. Ama bunu yaparken seviye yerlerdeydi. Bilmem neresinin kılı olanlarımız oldu. Peygamber efendimize laf ettirmeyiz diyenler, güya onu çok sevenler, onu Kelimeyi Tevhit'ten çıkardılar. Suriyeli kardeşlerimizi çok seviyoruz, sahip çıkıyoruz ama onların ocağına incir ağacı diken aslında biziz. Bu nasıl bir sevgi demezler mi insana?  Aşkı doğru anlamak gerek. Anasını, babasını sevmeyen, evladını sevmeyen komşusunu, vatandaşını nasıl sevsin? Vatanını, milletini, dinini, bayrağını sevmeyen ancak makamı, şöhreti ve parayı sever, halkını, devletini, şehidini nasıl sevsin? Sevgi deyip geçmeyin. Vicdanı olmayan, Yaradanı sevmeyen, yaradılanı nasıl sevsin? İnsan kalbinin merkezine Allah'ı koyarsa ancak diğer sevgileri de hakkıyla yaşar. Aksi halde laf-ı güzaf olur ne derse desin. Çünkü Allah'ı seven hesabı bilir. O zaman yetimi sever, hakkını yiyemez. Karısını sever, onu dövemez, ona zulmedemez. Ülkesini sever, hizmet eder. Rüşvet yemez, cebini doldurma derdinde olmaz. Yani sevgi, aşk her şeyin temelidir. İnsan Mevlana gibi severse ölümü bile sever. Çünkü ölüm Şeb-i Aruz olur onun için. İnsan maddi ihtiyaçları olan bir varlıktır ama ne ettir, ne kemik. Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in dediği gibi ''İnsan gönüldür, gönül.'' O gönül de öyle yabancılara benzemeye çalışarak, bize empoze edilen ithal hayatlar yaşayarak değil, kendi öz kimliğimizin farkına vararak keşfedilir. Gerçek mutluluk da o zaman elde edilir. O gönlü yakalamak ise ancak o gönüle sahip olanlarla beraber olarak sağlanır. O zaman size bir gün değil, her gün sevgi günü olur. Allah (c.c.) hepimizi sevgisinden ve O'na ulaştıracak olanların sevgisinden mahrum eylemesin?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Asude Havuzlu / diğer yazıları
"Eşit şartlarda müzakereye hazırız"
İran'dan ABD'ye zeytin dalı
Trump'ın tarifeleri etkiledi
Altın fiyatlarında sert düşüş
BYD'nin U9'una dikkat!
En son model otomobiller fuarda görücüye çıktı
Sarıkamışlı Doğan'dan 9 yıldır haber yok
Acılı anne: 'Oğlumu PKK kaçırdı'
Pendik'te trafik faciası
Otomobil, tırın dorsesinin altına girdi: 4 ölü
İşte sağlıklı insanların da dikkate alması gereken 10 kritik öneri
Kanser hastaları nasıl beslenmeli?
Türkiye bir numaralı tehdit!
Yunanistan savunmaya 25 milyar Euro ayıracak
Barış bir yana savaş şiddetleniyor
Rusya, Ukrayna'da katliam yaptı
Nasıl kapanacak bu açık?
Dış ticaret açığı dikiş tutmuyor?
Otomobil tırın altına girdi
4 kişi hayatını kaybetti
Biden, silah satışını ertelemişti Trump onayladı
ABD, İsrail'e 20 binden fazla saldırı tüfeği gönderiyor
Fenerbahçe için kader maçı
Konuk Trabzonspor
Elektrik ve doğalgaza zam
İşte yeni zam oranları
Çin'den ABD'ye misilleme
ABD şirketlerine yaptırımlar getirildi
'Eli kulağında'
Naci Görür'den şok uyarı
"Eşit şartlarda müzakereye hazırız"
İran'dan ABD'ye zeytin dalı
Trump'ın tarifeleri etkiledi
Altın fiyatlarında sert düşüş
BYD'nin U9'una dikkat!
En son model otomobiller fuarda görücüye çıktı
Sarıkamışlı Doğan'dan 9 yıldır haber yok
Acılı anne: 'Oğlumu PKK kaçırdı'
Pendik'te trafik faciası
Otomobil, tırın dorsesinin altına girdi: 4 ölü
İşte sağlıklı insanların da dikkate alması gereken 10 kritik öneri
Kanser hastaları nasıl beslenmeli?
Türkiye bir numaralı tehdit!
Yunanistan savunmaya 25 milyar Euro ayıracak
Barış bir yana savaş şiddetleniyor
Rusya, Ukrayna'da katliam yaptı
Nasıl kapanacak bu açık?
Dış ticaret açığı dikiş tutmuyor?
Otomobil tırın altına girdi
4 kişi hayatını kaybetti
Biden, silah satışını ertelemişti Trump onayladı
ABD, İsrail'e 20 binden fazla saldırı tüfeği gönderiyor
Fenerbahçe için kader maçı
Konuk Trabzonspor
Elektrik ve doğalgaza zam
İşte yeni zam oranları
Çin'den ABD'ye misilleme
ABD şirketlerine yaptırımlar getirildi
'Eli kulağında'
Naci Görür'den şok uyarı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.