Sen bir kapı açarsan sana bin kapı açılır

İnsanlık âleminin çile ve ıstıraplarının azaltılması yolunda, birikmiş olan problemlerinin çözümü uğrunda geçirilen uykusuz geceler elbette karşılıksız kalmayacaktır.
Kendi hırs ve ihtirasları için dünyayı cehenneme çevirmek için olmadık fırıldaklar çeviren kötü insanlara inat, dünyayı tam da yaşanılabilir bir cennete çevirmek için sergilenen fedakârlıklar, ortaya konulan gayretler, koşmalar ve koşuşturmalar hem bu dünyada hem de ebedi âlemde mutlaka karşılık bulacaktır.
Karşılığını sadece ve sadece Yüce Yaratıcıdan bekleyerek O'nun kullarının bir müşkilini hallettiğinde, bizzat muhatap olduğun nice müşkillerin hallolduğuna şahit olacaksın.
İnsanların ayaklarına takılması muhtemel olan bir taşı yoldan kaldırmak karşılıksız bırakılmayacağına göre, insanlığa hayatı zehir eden, insanların emeğini ve alın terini gasp eden yankesicilerin, küresel tefecilerin oyunlarını bozmak için kafa yormak, model geliştirmek, çıkış yolları aramak, çareler sunmak elbette karşılıksız kalmayacak, en güzel ödüllerle karşılık bulacaktır.
Bilgisizlikten ve beceriksizlikten ötürü kapıda bekleyenlere bir kapı açarsan önüne nice kapıların açıldığını göreceksin.
Şahit olduğun bir tersliği doğrultmak, bir yanlışı düzeltmek için, "bana ne" demeden harekete geçtiğinde hiç ummadığın, asla beklemediğin yardımlara mazhar olacaksın.
İhsan ettikçe ihsan bulacaksın.
İkram ettikçe ikram göreceksin.
Kırık gönüllere, mahzun ve kederli gönüllere yaklaştıkça Allah'a daha da yaklaştığını hissedeceksin.
Hayat kitabında anlatılan kıssaları dikkatle okumak lazım.
Musa Peygamber "Medyen Suyuna" vardığında yaptığı bir müdahale, sergilediği tavır, hallettiği bir müşkil, çözdüğü bir problem ona nice kapılar açtı, kimlerle buluşturdu?
Mısır'dan çıkarken oldukça telaşlı idi, serde öldürülme korkusu vardı, Firavun'un adamları tarafından takip edilip yakalanma korkusu vardı ve bu halet-i ruhiye içinde günlerce yol almış, yorgun-argın "Medyen Suyuna" varmıştı:
"Vaktâ ki Medyen cihetine yöneldi, ola ki Rabbım beni düz yola çıkara dedi.
Mûsâ, Medyen suyuna varınca, davarlarını sulayan bir insan topluluğu buldu. Onların gerisinde, hayvanlarını engellemeye çalışan iki kız gördü. Onlara, 'Sıkıntınız nedir?' dedi. Kızlar da, 'Çobanlar ayrılana kadar biz hayvanlarımızı sulamayız. Babamız çok yaşlıdır, onun için bu işi biz yapıyoruz' dediler.
Mûsâ, onların davarlarını suladı. Sonra gölgeye çekildi. 'Ey Rabbim! Doğrusu bana indireceğin her iyiliğe muhtacım' dedi.
O sırada, kızlardan biri utana utana ona geldi ve 'Babam, sulama ücretini ödemek için seni çağırıyor' dedi. Mûsâ, babalarına gelince, başından geçeni anlattı. O da, 'Korkma, artık zâlim toplumdan kurtuldun' dedi.
Kızlardan biri, 'Babacığım, onu ücretle tut. Herhâlde ücretle tuttuklarının en hayırlısı, güçlü ve güvenilir olan bu adam olacaktır' dedi.
Kızların babası, 'Bana sekiz yıl çalışmana karşılık bu iki kızdan birini sana nikâhlamak istiyorum. Eğer on yıla tamamlarsan, o senden bir lütuf olur. Ama sana bir sıkıntı vermek istemem. İnşaallah beni iyi kimselerden bulacaksın' dedi." 
(Kasas: 22-27).
Dikkatini çeken bir probleme müdahale edip kimseden karşılık beklemeden onu çözmesi Musa aleyhisselama nice kapılar açtı, Şuayb Peygamberle buluşmasına ve ona damat olmasına vesile oldu ve daha nice kapılar.
Hayata müdahale gerek, müşkillerin üzerine gitmek gerek ve problemleri çözmek için hiç bir bahaneye yaslanmamak gerek.