Şemdinli'deki olaylar patlak verdiğinden hayli zaman geçmiş olduğu halde Başbakan Erdoğan yoğun gündeminde bölgeye ancak zaman ayırabildi.Artık hiçbir ciddiyetinin kalmadığı bilinen kırmızı çizgi edebiyatına devam eden Başbakan Erdoğan etnik, dini ve bölgesel milliyetçiliğin kırmızı çizgileri olduğunu tekrar ifade etti. Başbakan'ın sözleri arasında Türkiye Cumhuriyeti üst kimliği altında bir ve beraber olmak ta vardı. Türk üst kimliğini biliyorum ama Türkiye cumhuriyeti üst kimliğini bilmiyorum.Türkiye cumhuriyeti üst kimliği diye bir kimlik mümkün değildir. Türk kimliğini reddedip vatandaşlık kimliğine bürünmek Türkiye'ye bir şey kazandırmayacak bilakis çok şey kaybettirecektir. Bu kaybettiğimiz şeyler üniter yapımızdan verdiğimiz ödünler olacaktır."El ele, omuz omuza verelim bu kini, nefreti ortadan kaldıralım" sözlerini kullanarak birlik beraberlik mesajı vermeye çalışan Sayın Başbakan "Doğu, Güneydoğu, Doğu Karadeniz ve Orta Anadolu'nun belli bölgeleri hep ihmal edilmiştir" diyerek acaba kimi suçlamaktadır? Suçladığı devletse eğer, üç yıldır o devleti AKP hükümeti yönetmekte değil midir?Emin Çölaşan'ın "elden çıkan Güneydoğu" adlı makalesinde dün yer verdiği; Diyarbakır'ın Bismil ilçesinden bir köy öğretmeninin gönderdiği mektupta ifade edilen "Okulumuzun durumu içler acısı. Camlarımızın çoğu kırık. Kış geldi, çocuklar üşüyor ama yapabileceğim fazla bir şey yok. İlgililer çocuklardan para toplayın diyor. Kimden hangi parayı toplayacağım ki? Camsız pencereleri naylon poşetlerle kapladım. Bu sorunu biraz olsun giderdim ama gideremediğim çok önemli bir sorun var. 100'e yakın öğrencim var ve bunların kitap sayısı ne kadar biliyor musunuz? SIFIR!" şeklindeki Güneydoğu manzarası hangi hükümet döneminde yaşanmaktadır? ADALET VE KALKINMA PARTİSİ hükümetinde.Peki, ADALET bu manzaranın neresindedir? KALKINMA bu manzaranın neresindedir? İnsanlara birlik ve beraberlik çağrısı yaparken "Ege, Marmara ve Güney bölgeleri ihya edilmiştir. Ama bu bölgelerin insanları da ne yazık ki aldıkları birçok imkânları bu bölgede kullanmamıştır. Almışlar, gidip batıda yatırım yapmışlar" açıklaması Ege, Marmara ve Güney bölgelerindeki insanlarımızı suçlu olarak ilan etmek olarak mı değerlendirilmelidir? Bu ifadelerden sonra birlik ve beraberliğin sağlanması nasıl mümkün olacaktır?Yani Başbakan'a göre hükümetinin hiçbir suçu yoktur. Bütün suç millettedir. Bir bölgedeki açlığın ve yokluğun suçu diğer bölgedeki vatandaşlara aittir. Bu çok tehlikeli söylemlerdir ve bir devlet adamına yakışmayacak ifadelerdir.Vatan bütünlüğü içerisinde kutuplaşmayı artıracak adımlardan herkes çekinmelidir. Hele bir devlet adamı iseniz dikkatiniz çok daha yüksek olmalıdır. Yoksa yarayı kaşımış olursunuz, ateşi körüklersiniz. Güneydoğu'da yaşanan ve tırmanma eğilimi gösteren olaylar bir toplumsal hastalık olarak değerlendirilmelidir. Bu hastalığı tedavi edemeyecek herhangi bir müdahale o yarayı daha da azdırmaktan başka işe yaramayacaktır. AKP hükümetin adımları yarayı azdıran cinstendir.Böyle toplumsal yara ancak devletin baba yönünü devreye koyacak anlayışlarla çözülebilir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024