“Abi hem kalabalıktılar, hem de silahları vardı” diye, hükümetin tasvir ettiği, PKK’nın kalleş baskınından sonra medyada neler yazıldı, neler konuşuldu bir bilseniz! Tasmalarının kimin elinde olduğunu açıkça görürdünüz… PKK’yı bir daha tarif ettikten sonra bir iki örnek vereyim…
PKK’nın silahlarının yüzde 80’i Rus malı. PKK, ABD’den ve İsrail’den para alıyor, istihbarat alıyor, silah alıyor. Ermeniden, Türk düşmanı terörist alıyor. AB’den siyasi ve maddi destek alıyor. AKP’den her türlü taviz aldığı gibi muhatap kabul edildiği için resmiyet alıyor, kazanıyor…
Bu aldıklarını AKP ve CHP açılımları ile siyasi olarak Meclis’e, belediyelere, sivil toplum örgütlerine yerleştiriyor. Bir kısmını dağa, bir kısmını arka sokaklara yerleştiriyor. Sonra saldırı emrini alıyor ve saldırıyorlar. Kimisi kameralar karşısında Yüce Türk Milletine saldırırken, diğerleri derin pusulara yatmış askerimi şehit ediyor…
Basına dönelim…
ABD- Erdoğan görüşmeleri öncesi hep bu tip eylemleri yapıyormuş PKK…
Karayılan’a rağmen yapılmış bu baskın…
Barış sürecini baltalamak için yapılmış bu baskın…
Artık CHP’nin de ortak olduğu açılımları birileri istemiyormuş…
Leyla Zana’yı sabote etmek istemiş birileri…
Türk siyaseti akıllı davranıp, barış sürecini sekteye uğratmamalıymış…
Kimisi ise şemsiyelerle birilerini “ak” lamaya gitti. Böylece insansız (İsrail ve ABD’ye çalıştıkları kesin) hava araçlarını masumlaştırmaya çalıştı.
Ordusunun 8 askeri şehit edilen Başbakan neredeydi? Meksika’da. Bu haberi alır almaz döndü mü? Hayır. Ya? Brezilya’ya geçti.
Tabi malum medya bile Başbakanın bu tavrını masumlaştırmak ve halkın gazını almakta zorlanmaya başladı. Çünkü vatandaş; Ey Erdoğan! Analar ağlıyor, sen Meksika’larda, Brezilya’larda ne dolaşıyorsun, sesleri yükselmeye başlamıştı.
Ani bir taktik değişikliği; Erdoğan ziyaretini kesip, yurda dönüyor. Vay be! Bakın, ben yandaş diyeyim, siz istediğinizi deyin bir gazete bu haberi nasıl anlatıyor…
“Başbakan Tayyip Erdoğan, G-20 Zirvesi’nin ardından geldiği Brezilya’nın başkenti Rio de Janeiro’dan planlanandan iki gün erken dönme kararı aldı.
Erdoğan’ın ‘Rio Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi’ne katılmak için geldiği Brezilya’da Dağlıca baskınının ardından fazla kalmak istemediği ve Türkiye’ye erken dönüş için hazırlıkların yapılması talimatını verdiği belirtildi…
Erdoğan’ın dönme kararı ile birlikte Brezilya Cumhurbaşkanı Dilma Roussef ile yapacağı ikili zirve de kısaltıldı ve sadece sabah kahvaltısı ile sınırlandı. Erdoğan’a 6 Bakanın eşlik ettiği ziyarette iki ülke arasındaki ticaret hacmini artırmaya yönelik anlaşmalar imzalanacak…
(Dikkat edin) 100’den fazla devlet ve hükümet başkanının katıldığı Zirve sırasında Erdoğan, ayrıcalıklı birkaç liderden biri olarak Rio’nun en büyük otelinde kaldı. Eşlerin ve bakanların sadece Copacabana Palace’da kalması için oda bulunurken, heyetin diğer kısmı Rio’daki çok sayıda otele dağıtıldı. Zirve sırasında otelin çevresi havadan helikopterlerle ve çok sayıda asker ile korunurken, Zirve sırasında da çevreye zarar vermeyen hibrit araçlarla ulaşım sağlandı. Erdoğan’ın heyeti, 2 helikopterin alçaktan yaptığı uçuş ile korunurken heyete Brezilya özel harekât timi de koruma sağladı…”
Bu onur (ayrıcalıklı birkaç lider) Türkiye’ye yeter mi?..
Geçen yıl yine bu aylardı ve yine çok sayıda şehit verdiğimiz bir pusu yemişti ordumuz. Gül ne diyordu; “Gereken yapılacak.” Ne yaptınız?
Ya Erdoğan! “Bıçak kemiğe dayandı.” Bu nasıl bir kemik. Kimin kemiği. 30 yıldır gelen her iktidar aynı kemiği milletin önüne koydu.
İlginçtir Erdoğan ve Abdullah Gül’ün bu söylemleri bu hafta beni rahatlattı. Şu Suriye olayı. Malum ciddi bir olay. Erdoğan NATO’yu yine göreve çağırdı. Herkes Salı gününü bekliyordu ve Salı günü geldi.
Sayın Gül ve Erdoğan; Bu yapılanlar karşılıksız kalmayacak ve gereken yapılacak, açıklamalarını yapınca rahatladım. 10 yıldır bu sözleri sakız yapanların hiç bir şey yapmadıklarına bizzat şahidim… Onun için kardeş kanına elimiz bulaşmadığı için şükrediyorum…
PKK’nın silahlarının yüzde 80’i Rus malı. PKK, ABD’den ve İsrail’den para alıyor, istihbarat alıyor, silah alıyor. Ermeniden, Türk düşmanı terörist alıyor. AB’den siyasi ve maddi destek alıyor. AKP’den her türlü taviz aldığı gibi muhatap kabul edildiği için resmiyet alıyor, kazanıyor…
Bu aldıklarını AKP ve CHP açılımları ile siyasi olarak Meclis’e, belediyelere, sivil toplum örgütlerine yerleştiriyor. Bir kısmını dağa, bir kısmını arka sokaklara yerleştiriyor. Sonra saldırı emrini alıyor ve saldırıyorlar. Kimisi kameralar karşısında Yüce Türk Milletine saldırırken, diğerleri derin pusulara yatmış askerimi şehit ediyor…
Basına dönelim…
ABD- Erdoğan görüşmeleri öncesi hep bu tip eylemleri yapıyormuş PKK…
Karayılan’a rağmen yapılmış bu baskın…
Barış sürecini baltalamak için yapılmış bu baskın…
Artık CHP’nin de ortak olduğu açılımları birileri istemiyormuş…
Leyla Zana’yı sabote etmek istemiş birileri…
Türk siyaseti akıllı davranıp, barış sürecini sekteye uğratmamalıymış…
Kimisi ise şemsiyelerle birilerini “ak” lamaya gitti. Böylece insansız (İsrail ve ABD’ye çalıştıkları kesin) hava araçlarını masumlaştırmaya çalıştı.
Ordusunun 8 askeri şehit edilen Başbakan neredeydi? Meksika’da. Bu haberi alır almaz döndü mü? Hayır. Ya? Brezilya’ya geçti.
Tabi malum medya bile Başbakanın bu tavrını masumlaştırmak ve halkın gazını almakta zorlanmaya başladı. Çünkü vatandaş; Ey Erdoğan! Analar ağlıyor, sen Meksika’larda, Brezilya’larda ne dolaşıyorsun, sesleri yükselmeye başlamıştı.
Ani bir taktik değişikliği; Erdoğan ziyaretini kesip, yurda dönüyor. Vay be! Bakın, ben yandaş diyeyim, siz istediğinizi deyin bir gazete bu haberi nasıl anlatıyor…
“Başbakan Tayyip Erdoğan, G-20 Zirvesi’nin ardından geldiği Brezilya’nın başkenti Rio de Janeiro’dan planlanandan iki gün erken dönme kararı aldı.
Erdoğan’ın ‘Rio Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi’ne katılmak için geldiği Brezilya’da Dağlıca baskınının ardından fazla kalmak istemediği ve Türkiye’ye erken dönüş için hazırlıkların yapılması talimatını verdiği belirtildi…
Erdoğan’ın dönme kararı ile birlikte Brezilya Cumhurbaşkanı Dilma Roussef ile yapacağı ikili zirve de kısaltıldı ve sadece sabah kahvaltısı ile sınırlandı. Erdoğan’a 6 Bakanın eşlik ettiği ziyarette iki ülke arasındaki ticaret hacmini artırmaya yönelik anlaşmalar imzalanacak…
(Dikkat edin) 100’den fazla devlet ve hükümet başkanının katıldığı Zirve sırasında Erdoğan, ayrıcalıklı birkaç liderden biri olarak Rio’nun en büyük otelinde kaldı. Eşlerin ve bakanların sadece Copacabana Palace’da kalması için oda bulunurken, heyetin diğer kısmı Rio’daki çok sayıda otele dağıtıldı. Zirve sırasında otelin çevresi havadan helikopterlerle ve çok sayıda asker ile korunurken, Zirve sırasında da çevreye zarar vermeyen hibrit araçlarla ulaşım sağlandı. Erdoğan’ın heyeti, 2 helikopterin alçaktan yaptığı uçuş ile korunurken heyete Brezilya özel harekât timi de koruma sağladı…”
Bu onur (ayrıcalıklı birkaç lider) Türkiye’ye yeter mi?..
Geçen yıl yine bu aylardı ve yine çok sayıda şehit verdiğimiz bir pusu yemişti ordumuz. Gül ne diyordu; “Gereken yapılacak.” Ne yaptınız?
Ya Erdoğan! “Bıçak kemiğe dayandı.” Bu nasıl bir kemik. Kimin kemiği. 30 yıldır gelen her iktidar aynı kemiği milletin önüne koydu.
İlginçtir Erdoğan ve Abdullah Gül’ün bu söylemleri bu hafta beni rahatlattı. Şu Suriye olayı. Malum ciddi bir olay. Erdoğan NATO’yu yine göreve çağırdı. Herkes Salı gününü bekliyordu ve Salı günü geldi.
Sayın Gül ve Erdoğan; Bu yapılanlar karşılıksız kalmayacak ve gereken yapılacak, açıklamalarını yapınca rahatladım. 10 yıldır bu sözleri sakız yapanların hiç bir şey yapmadıklarına bizzat şahidim… Onun için kardeş kanına elimiz bulaşmadığı için şükrediyorum…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025