Ey millet! Duyduk duymadık demeyin.Cennet vatanımızın bir köşesinde, Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde şanlı bayrağımız ayaklar altına alınmış çiğnenmiştir.Seçimlere iki ay kala gerçekleşen bu alçak ve menfur saldırı hiçbir yetkili ağız tarafından kınanmamıştır.Şairin; "Kız kardeşimin gelinliği şehidimin son örtüsü" dediği, onurumuzun, şerefimizin ve bağımsızlığımızın sembolü ay yıldızlı al bayrağımız bir gurup çapulcu tarafından gönderden indirilmiş, ayaklar altına alınmış ve yerine bir takım paçavralar çekilmiştir. Bir devletin bayrağına yapılan saldır devlete yapılmış saldırı olduğu halde devlet yetkililerinden en ufak bir tepki gelmemiştir.Cumhurbaşkanı kınamamıştır.Başbakan kınamamıştır.İç işleri bakanı kınamamıştır.Televizyon ve gazetelerin büyük çoğunluğu bu alçakça saldırıyı milletimizden saklamış, haber dahi yapmamıştır.En tepedeki yetkililer böyle bir saldırı karşısında konuşmayacaklarsa ne zaman konuşacaklardır?Gazeteler böylesine menfur bir saldırıyı manşetlerden duyurmayacaklarsa hangi önemli haberi manşete çekeceklerdir?Televizyonlar Türk bayrağının çiğnenmesini birinci haber yapmayacaksa ya hangi haber peşindedirler?"Mavi göklerin kızıl ve beyaz süsü, barışın güvercini , savaşın kartalı?" çakal sürüsü tarafından çiğnenirken susacaksan ey millet, söyle ne zaman konuşacaksın?Böyle bir cinayet karşısında susanlara karşı bu gün bir diyeceğin yoksa yarın konuşman ne işe yarayacaktır?"KONAKSIZ SARAYSIZ;EVSİZ, YUVASIZ, KÖYSÜZKALABİLİRİM?SEVDİKLERİM GİDEBİLİRSEVENLERİM İHANET EDEBİLİRHERŞEYSİZ KALABİLİRİM,HERŞEYSİZ OLABİLİRİM BAYRAKSIZ OLAMAM!BAYRAKSIZ OLAMAM!" diyen Bayrak Şairi Arif Nihat Asya senin ecdadın değil mi, senin adına konuşmuyor mu?Dilini mi yuttun ey millet?Belki dilsiz de olabilirsin ama bayraksız olamazsın unutma.Bu şiiri unuttun mu yoksa:
"Ey, mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,Kızkardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü!Işık ışık, dalga dalga bayrağım,Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.Sana benim gözümle bakmayanın mezarını kazacağım.Seni selamlamadan uçan kuşun yuvasını bozacağım.Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...Gölgende bana da, bana da yer ver!Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar.Yurda ay yıldızın ışığı yeter.Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün.Kızıllığında ısındık,Dağlardan çöllere düşürdüğü gün.Gölgene sığındık.Ey, şimdi süzgün, rüzgarlarda dalgalan;Barışın güvercini, savaşın kartalı...Yüksek yerlerde açan çiçeğim;Senin altında doğdum,Senin dibinde öleceğim.Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:Yer yüzünde yer beğen!Nereye dikilmek istersen,Söyle, seni oraya dikeyim!"
Arif Nihat Asya
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025