'Ben 84 milyonun tamamının Cumhurbaşkanıyım' deyip sonra 84 milyonu farklı kategorilere ayırıp, kategoriye göre övgü veya hiciv veya reddiye cümleleri kurmanın mantığını gerçekten merak ediyorum.
Hele hemen her yıl verdiği 'yurt dışında okuyanlar' örneğini ise hiç anlamıyorum. Bizzat kendi çocuklarının tamamı yurt dışında okudu. Torunlarının tamamı aynı zamanda ABD vatandaşı.
20 yılda kurduğu hükümetlerde bakanlık verdiği isimlerin çoğu yurt dışında okumuş veya yabancı ülkelerdeki firma, şirket ve kurumlarda görevler yapmışlar.
Ne alakası var, diyenler olabilir. Türkiye'ye bakın, diyorum. İç siyaset sorunlu. Dış siyaset sorunlu, eğitim, sağlık sistemi sorunlu. Kültürel yozlaşma, kimlik kaybı ortada.
Ama Sayın Erdoğan geçen hafta yurt binası açılış töreninde, 'kendi evlatlarını, Paris'e Londra'ya, Brüksel'e Washington'a gönderip en iyi eğitim kurumlarında okutup lüks ve şatafat içinde yaşattılar; Anadolu ve Trakya'nın pırlanta gibi çocuklarını ise fakirliğe, cahilliğe hatta göz göre göre ölüme ittiler. Biz bu oyunu bozduk' dedi.
Kim bu yurt dışında çocuk okutup, lüks, şatafat içinde yaşatanlar?
Bu ülkede açlık sınırı 7 bin TL'yi geçti. AKP'nin asgari ücreti ise 5 bin 500 TL. Şehit haberlerinden sonra 'Türk Bayrağı' asılan evlerin halini hepimiz görüyoruz.
AKP'den önce 6 bin milyonerimiz vardı. Şimdi 615 bini geçti. Ama bir tanesinin evine şehit bayrağı asıldığını görmedik, duymadık.
Dahası AKP 'bedelli askerliği' sürekli hale getirerek parası olanların evine, bayrağımızın asılmasının önüne geçti!
Haliyle soruyoruz: Kimin fakirliğini bitirdiniz? Hangi oyunu bozdunuz?
Alım gücü
AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, 'enflasyon biraz yüksek olabilir. Ekmek 1 lirayken alamıyorsunuz. Ama bugün 5 lira ile çok rahat alabiliyorsunuz. Burada insanların alım gücünün arttırılması kıymetli' cümlelerini bitirmişti ki, Sayın Erdoğan konut müjdesi verdi.
Tabi nasıl alacağız, sorusunun cevabını ise Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum verdi: '1 yıl biraz dişini sıkarak, biraz eşinden dostundan borç alarak, biraz ek mesai yaparak karşılayabilir'.
Demek ki Özhaseki'nin alım gücü ölçüsü 'ekmek.' Zaten AKP Denizli Milletvekili Şahin Tin, 'midesine kuru ekmek girenler aç değildir' tespitiyle iktidarın halka bakışını özetlemişti.
Erdoğan'ın para kararsızlığı
Sayın Erdoğan'ın metin yazarları kaç kişi? Bu kişiler metinleri hazırlarken önceki metinlerden hiç haberleri yok mu? Çünkü dile getirilen metinler adeta birbirini tekzip ediyor.
Sayın Erdoğan son 10 günde farklı ortamlarda para ile yaptığı üç açıklamayı örnek vereyim:
1- 'Yeni ekonomi modeliyle, yüksek faiz vererek sıcak para çekme politikasını elimizin tersiyle itiyoruz. Düşük faizle, üretimi ve ihracatı destekleyeceğiz…'
2- Ülkemizdeki ekonomik kaosun sebebini yabancı sermayeye bağlayan Sayın Erdoğan, 'Türkiye'nin yeniden yarım asrı aşkın süredir oynanan oyunlarla sıcak para sömürgesi haline dönüştürülmesine rıza göstermeyeceğiz' dedi.
3- 'Birçok dost ülke gerekli desteklerini sağ olsun veriyorlar. Onlardan borçlanmamız Merkez Bankası olarak güçlenmemize neden oluyor.'
Tekzip ve Bülent Arınç
Kendi kendini tekzip derken Bülent Arınç aklıma geldi. Geçtiğimiz Haziran ayında Arınç bakın ne diyordu:
'Tatlı su balığı siyasetçileri var, suya sabuna dokunmadan. Majestelerinin gazetecileri var. Havanın suyun berraklığından bahsederler. Öksürmenin, bağırmanın zamanıdır. Kral çıplak demenin vaktidir. Allah, cesur olana izzet verir.'
Aynı Arınç Ağustos ayında ise 'Sayın Cumhurbaşkanımızın ve onun partisinin liderliğinde bu yapılan hizmetlerin hepsine topluca sahip çıkmamız gerekiyor. Manisa vefalıdır. Bana gösterdiği vefanın 10 mislini Sayın Cumhurbaşkanımıza da onun partisine de gösterecektir.'
Yüce Allah kime izzet verirdi? Cesur olana. Nerede o cesur!
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025